Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en çok kullandığı ezber cümlelerinden biri de, "Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır." Cümlesidir.
Hatırlarsanız! Geçen yıl ABD'de 3 Müslüman siyahî genç katledilmişti ve Erdoğan yukarıdaki cümle mealinde Obama'ya fırça niteliğinde şu cümleleri sarf etmişti;
"Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Çünkü halk size oylarını verirken, 'benim can güvenliğimiz, mal güvenliğimi sağlayacaksın."
Bu iki cümle Erdoğan ve AKP'ye siyasi ve dini anlamda müthiş reyting sağlıyor. Erdoğan âşıkları bu cümleleri her daim sıcak tutuyor.
Oysa ülkemizde maalesef ama maalesef can güvenliği yok. Mal güvenliği yok. Namus güvenliği yok.
Peki, bu tablodan kim sorumlu?
El-cevap; "Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz." (R. T. Erdoğan)
Mal güvenliği yok. Dolar ve altın kurundaki dalgalanmalar artı faiz milletimizin malını kene gibi yiyor. Hırsızlık, gasp, soygun, yolsuzluk gibi kavramlara milletimiz alıştırıldı.
Namus, dersen yerlere düşmüş. Hükümet namusun yerine kurumların faziletine sahip çıkma gayretinde. Fuhuş her tarafı sarmış. Akla gelmeyen sapıklıklar yaşanıyor.
Ve can güvenliği? Terör her tarafı sarmış. Doğu ve güneydoğuda her gün şehit haberleri geliyor. Büyükşehirlerde canlı bomba eylemleri ve toplu katliamlar. Artı şüpheli paket, çanta ihbarları, kalabalık mekânlarda alınan önlemler vs. can güvenliği tedirgin ediyor.
Bu tablonun sorumlusu kim? Bu tablodan kimler mesul? Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlardaki sözlerine bakarsak, (Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır. Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz) bütün sorumluluğu üzerine almış gibi görünüyor. O halde sorumlu ve hesap verecek Erdoğan'dır, hükümettir, cevabı kesindir.
Peki, bu sorumluluğu kabul ediyorlar mı? Nerde! 14 yıl önce ülkemize bizzat Erdoğan tarafından mazeret üretim merkezi kuruldu. Bu ak kurum, ülkemizin en istikrarlı (!) kurumu. Erdoğan ve iktidar mazeret üretiyor, yandaş medya ve kalemler pazarlamasını yapıyor.
Terör noktasından gidelim! 14 yıl önce sıfırlanmış terörün bu noktaya gelmesinde illaki bir sorumlu olacaktır. Hükümet sorumlu olarak HDP artı CHP'yi hedefe koymuş ve piyasaya sürmüş vaziyette. Erdoğan ise Gülen'i mazeretiyle piyasada.
Pazarlamacı medya görev başında... Bunlardan biri de Karar gazetesi yazarı Elif Çakır. Bayan Çakır köşesinde son birkaç ayda ülkemizde meydana gelen terör eylemlerini tek tek sıralıyor ve acı bir istatistiği (ülkemizde 12 saatte bir terör eylemi oluyor) açıklayarak şöyle devam ediyor;
"Türkiye'nin dört bir yanı terör saldırılarıyla karşı karşıya?
Neredeyse ortalama her 12 saatte Türkiye'nin bir yerinde gerçekleşen terör saldırısıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Tamam arkadaşlar. Terörle yaşamaya alışmayalım.
Ama gerçekten 'terörle yaşamak' istemiyorsanız?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, AK Parti hükümetine, iktidara salladığınız parmaklarınızı indirin."
Şimdi bir daha Sayın Erdoğan'ın sözlerini hatırlayalım; "Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır." "Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz."
Sayın Çakır'a soralım; Hükümet ve Erdoğan'a parmak sallamayacaksak kime parmak sallayalım!
Hatırlarsanız! Geçen yıl ABD'de 3 Müslüman siyahî genç katledilmişti ve Erdoğan yukarıdaki cümle mealinde Obama'ya fırça niteliğinde şu cümleleri sarf etmişti;
"Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Çünkü halk size oylarını verirken, 'benim can güvenliğimiz, mal güvenliğimi sağlayacaksın."
Bu iki cümle Erdoğan ve AKP'ye siyasi ve dini anlamda müthiş reyting sağlıyor. Erdoğan âşıkları bu cümleleri her daim sıcak tutuyor.
Oysa ülkemizde maalesef ama maalesef can güvenliği yok. Mal güvenliği yok. Namus güvenliği yok.
Peki, bu tablodan kim sorumlu?
El-cevap; "Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz." (R. T. Erdoğan)
Mal güvenliği yok. Dolar ve altın kurundaki dalgalanmalar artı faiz milletimizin malını kene gibi yiyor. Hırsızlık, gasp, soygun, yolsuzluk gibi kavramlara milletimiz alıştırıldı.
Namus, dersen yerlere düşmüş. Hükümet namusun yerine kurumların faziletine sahip çıkma gayretinde. Fuhuş her tarafı sarmış. Akla gelmeyen sapıklıklar yaşanıyor.
Ve can güvenliği? Terör her tarafı sarmış. Doğu ve güneydoğuda her gün şehit haberleri geliyor. Büyükşehirlerde canlı bomba eylemleri ve toplu katliamlar. Artı şüpheli paket, çanta ihbarları, kalabalık mekânlarda alınan önlemler vs. can güvenliği tedirgin ediyor.
Bu tablonun sorumlusu kim? Bu tablodan kimler mesul? Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlardaki sözlerine bakarsak, (Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır. Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz) bütün sorumluluğu üzerine almış gibi görünüyor. O halde sorumlu ve hesap verecek Erdoğan'dır, hükümettir, cevabı kesindir.
Peki, bu sorumluluğu kabul ediyorlar mı? Nerde! 14 yıl önce ülkemize bizzat Erdoğan tarafından mazeret üretim merkezi kuruldu. Bu ak kurum, ülkemizin en istikrarlı (!) kurumu. Erdoğan ve iktidar mazeret üretiyor, yandaş medya ve kalemler pazarlamasını yapıyor.
Terör noktasından gidelim! 14 yıl önce sıfırlanmış terörün bu noktaya gelmesinde illaki bir sorumlu olacaktır. Hükümet sorumlu olarak HDP artı CHP'yi hedefe koymuş ve piyasaya sürmüş vaziyette. Erdoğan ise Gülen'i mazeretiyle piyasada.
Pazarlamacı medya görev başında... Bunlardan biri de Karar gazetesi yazarı Elif Çakır. Bayan Çakır köşesinde son birkaç ayda ülkemizde meydana gelen terör eylemlerini tek tek sıralıyor ve acı bir istatistiği (ülkemizde 12 saatte bir terör eylemi oluyor) açıklayarak şöyle devam ediyor;
"Türkiye'nin dört bir yanı terör saldırılarıyla karşı karşıya?
Neredeyse ortalama her 12 saatte Türkiye'nin bir yerinde gerçekleşen terör saldırısıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Tamam arkadaşlar. Terörle yaşamaya alışmayalım.
Ama gerçekten 'terörle yaşamak' istemiyorsanız?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, AK Parti hükümetine, iktidara salladığınız parmaklarınızı indirin."
Şimdi bir daha Sayın Erdoğan'ın sözlerini hatırlayalım; "Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır." "Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz."
Sayın Çakır'a soralım; Hükümet ve Erdoğan'a parmak sallamayacaksak kime parmak sallayalım!
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024