Kod 29 tabirini bilgisayardan bilirdim. Bazen de karşılaşırdım. Aygıt yöneticisi sorunu. Cihazda donanım var ama devre dışı kalmış. Haliyle cihaz çalışmıyor. Çalışması için işi bilen birinin devreye girmesi lazım.
Yeni öğrendim! Meğer kod 29 çalışma hayatında da varmış. Bir işletmedeki işçiler kod 29 ile işlerinden ediliyormuş.
Nedir bu kod 29 diye Google'a sordum. "Kod 29 işveren tarafından, işçilerin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeni ile iş akdini feshetmesi" anlamına geliyormuş. Hem de tazminatsız.
Geçen yıl ülkemizde tam 176 bin 662 kod 29 vakası görülmüş. Yani 176 bin 662 emekçi ahlaksızlık yapmış, iyi niyeti kötüye kullanmış! Öyle diyorlar.
Evet, DİSK-AR tarafından verilen soruya SGK kod 29 sebebiyle 2020 yılında 176.662 işçi işten çıkarılmış.
Vay be! 2020 yılında 176 bin 662 emekçi ahlak ve iyi niyet kurallarını çiğnemiş. Peki, kimin ahlak ve iyi niyetini, diye hemen soralım!
Ortada gerçekten çok büyük bir kod 29 ahlaksızlığı var. Diğer ifadeyle Kitaba uymayanların işlerini nasıl kitaba uydurdukları gerçeği var.
Burada asıl sorulması gereken işverenlerin böyle gayri ahlaki bir yönteme neden başvurdukları, sorusunun cevabıdır.
Miktarı, yüzdesi bir tarafa hem kendi, hem de işçisi kazanan bir patron neden işçi çıkartsın ki?
Yani ortada yavaşlayan hatta dönmeyen bir çark var ve bunun bedelini her zaman ki gibi emekçiler çekiyor. Buna itirazı olan yok mu?
Bilgisayarlardaki kod 29 hatasının nasıl ve kim tarafından çözüleceğini anlattık.
Peki, iş hayatındaki kod 29 hatasını kim çözecek? Tabi ki hükümet. Diyeceksiniz ki, hükümet zaten işten çıkarmaları yasakladı. Ne yapsın?
Kod 29'da bu yüzden diğer ifadeyle işverenler, kendilerini kurtarmak, yasal yaptırımlara muhatap olmamak için kod 29 ahlaksızlığına tevessül ettiler.
Ne yapılması gerekir? Valla bu sistemde yapılacak bir şeyde yok. Hani kelin ilacı olsa başına sürer, derler ya! O hesap.
Yapılması gereken şeyleri Prof. Dr. Haydar Baş 20 yıl anlattı. Bugün Hüseyin Baş ve kadrosu anlatıyor. Milli Ekonomi Modelini, senyoraj hakkını, madenlerimizi, milli parayı, işçinin hakkının verilmesini, işverenin ağır vergi yüklerinden kurtarılmasını vs. anlattık, yine anlatıyoruz.
Netice itibarıyla bu sonuç tercih meselesiydi ve insanımız tercihini kod 29 olarak kullandı.
İlla bir isteğiniz varsa dün Sayın İçişleri Bakanımız, Peygamber Efendimizin, 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' hadis-i şerifini örnek göstererek mültecilere ve Suriye'deki insanlara yaptıkları yardımları, 80 milyar dolara ulaşan yardımları, 60 bini tamamlanmış, 35 bini tamamlanmak üzere olan evleri anlatıp, yardım etmenin gerekliliğine vurgu yapıyordu. Gidin! Komşu olduğunuzu, aç yattığınızı sizde anlatın.
Kod 29 ahlaksızlığının ortaya çıkardığı bir başka gerçek ise ülkemizdeki sendikaların kâğıttan sendika oldukları gerçeğiydi. Sahi nerede bu sendikalar?
Bildiri mutasyona uğradı
Bildiri mutasyona uğradı. Öyle anlamlar yüklendi ki, öyle açıklamalar yapıldı ki, resmen yok olmaktan kurtulmuşuz.
Anlamadığım nokta ise dün üniformalı, kapısında emir subayı olan 304 generale, 'hükümete ayar ver' çağrısı yapanlar, bugün üniformasını gardıroba kaldırmış, silahını özel çekmecesine koymuş, üstüne sokağa çıkma kısıtlaması olan 103 amirali bir kaşık suda boğmak istiyor.
Diğer taraftan bu işin faturası da aynen FETÖ, HDP gibi yine CHP'ye kesildi ve medyada göreceksiniz, denildi.
Medyasına baktık ki, (Hürriyet, Sabah, Yeni Şafak, Takvim, Akşam) Amirallerden 4'ünün CHP üyesi, 15'inin de yakınlarının CHP üyesi olduklarını yazdılar.
Ama aynı medya, birinci derece yakınlarının FETÖ terör örgütü firarisi olanların devletin en tepelerinde görev aldıklarını yazamamıştı.
Örneğin 15 Temmuz'un bizzat darbeye dahil olan hain generali Mehmet Dişli ki, yanılmıyorsam 141 kez ağırlaştırılmış müebbet aldı.
Birinci derece yakını yani kardeşi Şaban Dişli ise AKP vekiliydi. Sonra Cumhurbaşkanı danışmanı oldu. Şimdilerde ise Cumhurbaşkanının atamasıyla Lahey büyükelçisi.
Peki, CHP bunu hak etti mi? Sonuna kadar hak etti. Neden mi? CHP'li Aykut Erdoğdu "Vatana ihanetten yargılanacaklar, TRT'den canlı vereceğiz!" demişti.
Sayın Erdoğan ne demişti? "Böyle muhalefete can kurban." İktidara hayat suyu oldular, oluyorlar adeta…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024