Kadim Türk milleti ve tarihinin; anlamsız ve gereksiz olduğu kadar dışarıdan yazılan senaryolarla oluşturulan Komisyonlarda yok sayılmaya çalışıldığı, çok kritik günlerden geçiyoruz.
Türk milleti ve kadim medeniyet birikimine dair dünyada sayısız örnekler mevcuttur.
Geçmişi böylesine şan ve şerefle dolu başka bir milletin tarih sahnesinde yer alamaması, Türk'ün ve onun sahip olduğu ortak kültürünün yüceliğini gösterir.
11 bin yıllık bir Türk devlet geleneğinden bahsediyoruz.
Bu bilgilerin eğitim müfredatında yer almıyor olması ise, ayrı bir konu ve tartışma mevzuudur.
Bugün ülkemizde yaşanan ve Türk milletinin yok olması üzerine kurulan dış merkezli çökertme planına, asla müsaade edilmemelidir.
"Terörsüz Türkiye" soslu zehirli menüyü servis edenler bilmelidirler ki, Türk milleti olarak bu tuzakları kadim tarihimizin tozlu sayfalarında, yüzlerce örnekleriyle görmüş ve geçirmiş bir milletiz.
Türk milleti bu oyunu yemez ve affetmez!
Anadolu coğrafyasına ilk adım atan ve yerleşenler, Türk milletinden başkası değildi.
Buraya gelenlerin tamamına Türk denirdi.
Çünkü Türk adı, ortak bir kültürün ve o kültür etrafında birleşenlerin tamamına verilen kutsal bir isimdi. Yani burada bir boy veya etnik kimlik tarifi diye bir şey, asla söz konusu değildir.
"Kürt" adı ve buna bağlı olarak sözde "Kürt sorunu" icat edilmeye başlandığı tarih, 1847'lerdir.
İsyanlarda bu yıllarda kendisini göstermeye başlar.
Bir millet inşası temeli üzerine kurgulanmayan ve tamamen kişisel menfaatlere ve din istismarına dayanan isyanlar, en çokta o yörede yaşayan insanları mağdur etmiştir.
Bu isyanların tamamına yakını, Nakşibendiler tarafından kışkırtılmıştır.
Kurtuluş Savaşında ise bu pervasız ve Türk düşmanı çevreler, Atatürk ve Cumhuriyeti hedef almışlardı.
Gerçekte ne Kürtlük ve ne de din diye bir dertleri olmayan Nakşilerin arkasında, daima İngilizler yer almıştı.
1978'de kurulan PKK ve sonrasındaki gelişmelerde devreye, bu seferde ABD ve İsrail girmiştir.
Yine aynı bölgelerde ve aynı aktörler tarafından ortaya atılan ayrılıkçı, bölücü fikir ve eylemlerin arkasında daima MOSSAD ve CIA yer almıştı.
"Kürt sorunu" var diyerek yaygara koparanların tamamı, aynı istihbarat örgütlerince yetiştiriliyor ve büyük oranda finanse ediliyordu.
Oysa ortada ne bir "Kürt sorunu" ve ne de bir mağduriyet söz konusudur.
İşin aslına bakılırsa, Türkiye'de yaşayanların ve bu Cumhuriyeti kuranların tamamına, Türk denir.
Anayasa madde 66'da açıkça belirtildiği üzere.
Tarih boyunca "Kürt sorunu" var diyenlerin şecere ve sicilleri irdelendiğinde, bu kişilerin Türk ve Cumhuriyet düşmanı olduklarının rahatlıkla anlaşılacağı malumumuzdur.
Şimdi ise zorlama yoluyla kurulan ve çok tehlikeli sularda yüzen Komisyon ve üyelerine Atatürk'ün kendi ağzından seslenmek isteriz. Eşsiz önderimiz yüce Atatürk diyor ki:
"Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim.
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.
Bilelim ki, millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.
Bir milletin başarısı, mutlaka bütün millî güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir.
Biz ne Bolşevikiz, ne de komünist: Ne biri, ne diğeri olamayız. Türkler milliyetperver ve dinlerine hürmetkâr bir millettir. Bizim hükümet şeklimiz tam bir demokrat hükümetidir.
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
Bizim milletimiz derin bir maziye maliktir. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır.
Bu damarlar, birbirini tanısın. Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur.
Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir.
En büyük iftiharım Türk olarak yaratılmamdır.
Ey Türk milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâverlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin.
Tarih, kurduğun medeniyetlerin övgüleriyle doludur. Mevcudiyetine kasteden siyasi ve toplumsal etkenler birkaç asırdır yolunu kesmiş, yürüyüşünü ağırlaştırmış olsa da on bin yıllık fikir ve kültür mirası, ruhunda bakir ve tükenmez bir kudret halinde yaşıyor.
Türk milletinin aziz evlatları, bu vatan size minnettardır!"
Aziz Atatürk Türk milleti diyerek, geçmişten bugüne uzanan eşi emsali olmayan bir medeniyetin çocuklarından bahsediyor.
O bahsettiği medeniyetin çocuklarına Türk denir.
Devleti tektir.
Milleti tektir.
Dili tektir.
Bayrağı ay yıldızlı Türk bayrağıdır.
Başkenti Ankara'dır.
Sonuç:
Bu Komisyonu sonlandırın ve Türk milletinin ulus devlet yapısıyla oynamayın, oynamak isteyenlere fırsat vermeyin.
Bu işin ne şakası, ne de geri dönüşü yoktur.
Biz tarihi uyarı görevimizi yine tarihe not düşüyoruz.
Sonra uyarmadılar demeyin!
Türk milleti ve kadim medeniyet birikimine dair dünyada sayısız örnekler mevcuttur.
Geçmişi böylesine şan ve şerefle dolu başka bir milletin tarih sahnesinde yer alamaması, Türk'ün ve onun sahip olduğu ortak kültürünün yüceliğini gösterir.
11 bin yıllık bir Türk devlet geleneğinden bahsediyoruz.
Bu bilgilerin eğitim müfredatında yer almıyor olması ise, ayrı bir konu ve tartışma mevzuudur.
Bugün ülkemizde yaşanan ve Türk milletinin yok olması üzerine kurulan dış merkezli çökertme planına, asla müsaade edilmemelidir.
"Terörsüz Türkiye" soslu zehirli menüyü servis edenler bilmelidirler ki, Türk milleti olarak bu tuzakları kadim tarihimizin tozlu sayfalarında, yüzlerce örnekleriyle görmüş ve geçirmiş bir milletiz.
Türk milleti bu oyunu yemez ve affetmez!
Anadolu coğrafyasına ilk adım atan ve yerleşenler, Türk milletinden başkası değildi.
Buraya gelenlerin tamamına Türk denirdi.
Çünkü Türk adı, ortak bir kültürün ve o kültür etrafında birleşenlerin tamamına verilen kutsal bir isimdi. Yani burada bir boy veya etnik kimlik tarifi diye bir şey, asla söz konusu değildir.
"Kürt" adı ve buna bağlı olarak sözde "Kürt sorunu" icat edilmeye başlandığı tarih, 1847'lerdir.
İsyanlarda bu yıllarda kendisini göstermeye başlar.
Bir millet inşası temeli üzerine kurgulanmayan ve tamamen kişisel menfaatlere ve din istismarına dayanan isyanlar, en çokta o yörede yaşayan insanları mağdur etmiştir.
Bu isyanların tamamına yakını, Nakşibendiler tarafından kışkırtılmıştır.
Kurtuluş Savaşında ise bu pervasız ve Türk düşmanı çevreler, Atatürk ve Cumhuriyeti hedef almışlardı.
Gerçekte ne Kürtlük ve ne de din diye bir dertleri olmayan Nakşilerin arkasında, daima İngilizler yer almıştı.
1978'de kurulan PKK ve sonrasındaki gelişmelerde devreye, bu seferde ABD ve İsrail girmiştir.
Yine aynı bölgelerde ve aynı aktörler tarafından ortaya atılan ayrılıkçı, bölücü fikir ve eylemlerin arkasında daima MOSSAD ve CIA yer almıştı.
"Kürt sorunu" var diyerek yaygara koparanların tamamı, aynı istihbarat örgütlerince yetiştiriliyor ve büyük oranda finanse ediliyordu.
Oysa ortada ne bir "Kürt sorunu" ve ne de bir mağduriyet söz konusudur.
İşin aslına bakılırsa, Türkiye'de yaşayanların ve bu Cumhuriyeti kuranların tamamına, Türk denir.
Anayasa madde 66'da açıkça belirtildiği üzere.
Tarih boyunca "Kürt sorunu" var diyenlerin şecere ve sicilleri irdelendiğinde, bu kişilerin Türk ve Cumhuriyet düşmanı olduklarının rahatlıkla anlaşılacağı malumumuzdur.
Şimdi ise zorlama yoluyla kurulan ve çok tehlikeli sularda yüzen Komisyon ve üyelerine Atatürk'ün kendi ağzından seslenmek isteriz. Eşsiz önderimiz yüce Atatürk diyor ki:
"Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim.
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.
Bilelim ki, millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.
Bir milletin başarısı, mutlaka bütün millî güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir.
Biz ne Bolşevikiz, ne de komünist: Ne biri, ne diğeri olamayız. Türkler milliyetperver ve dinlerine hürmetkâr bir millettir. Bizim hükümet şeklimiz tam bir demokrat hükümetidir.
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
Bizim milletimiz derin bir maziye maliktir. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır.
Bu damarlar, birbirini tanısın. Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur.
Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir.
En büyük iftiharım Türk olarak yaratılmamdır.
Ey Türk milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâverlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin.
Tarih, kurduğun medeniyetlerin övgüleriyle doludur. Mevcudiyetine kasteden siyasi ve toplumsal etkenler birkaç asırdır yolunu kesmiş, yürüyüşünü ağırlaştırmış olsa da on bin yıllık fikir ve kültür mirası, ruhunda bakir ve tükenmez bir kudret halinde yaşıyor.
Türk milletinin aziz evlatları, bu vatan size minnettardır!"
Aziz Atatürk Türk milleti diyerek, geçmişten bugüne uzanan eşi emsali olmayan bir medeniyetin çocuklarından bahsediyor.
O bahsettiği medeniyetin çocuklarına Türk denir.
Devleti tektir.
Milleti tektir.
Dili tektir.
Bayrağı ay yıldızlı Türk bayrağıdır.
Başkenti Ankara'dır.
Sonuç:
Bu Komisyonu sonlandırın ve Türk milletinin ulus devlet yapısıyla oynamayın, oynamak isteyenlere fırsat vermeyin.
Bu işin ne şakası, ne de geri dönüşü yoktur.
Biz tarihi uyarı görevimizi yine tarihe not düşüyoruz.
Sonra uyarmadılar demeyin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Zavallı iki sakallı tipsiz / 25.11.2025
- Ordu süreçten rahatsız / 24.11.2025
- İmralı’ya değil, Türk milletine sorun / 21.11.2025
- Dini kullanan HAİNLER! / 19.11.2025
- İsrail KKTC’yi işgale hazırlanıyor / 18.11.2025
- Seni sevmeyene Türk ve Müslüman denemez / 17.11.2025
- “Kürt sorunu” var diyen bölücüdür! / 12.11.2025
- Atatürk’ü anlatmak ve anlamak / 11.11.2025
- Yüce divan kurulacak / 10.11.2025
- Atlantik çökerken, Asya yükseliyor / 07.11.2025
- Ordu süreçten rahatsız / 24.11.2025
- İmralı’ya değil, Türk milletine sorun / 21.11.2025
- Dini kullanan HAİNLER! / 19.11.2025
- İsrail KKTC’yi işgale hazırlanıyor / 18.11.2025
- Seni sevmeyene Türk ve Müslüman denemez / 17.11.2025
- “Kürt sorunu” var diyen bölücüdür! / 12.11.2025
- Atatürk’ü anlatmak ve anlamak / 11.11.2025
- Yüce divan kurulacak / 10.11.2025
- Atlantik çökerken, Asya yükseliyor / 07.11.2025




















































































