Seyyid Ahmed Han Kur'an'da anlatılan pek çok mevzunun tarihsel bir nitelik arz ettiğini iddia ediyor, hele Kur'an'ın modern bilimle çatıştığına inandığı konularda son sözün çağdaş bilimde ve tabiat kanunlarında olduğunu söylüyordu.Onun düşüncelerini devamettiren Pakistanlı Fazlurrahman da Kur'an'ın ahlakî denilebilecek değerlerinin evrensel, siyaset, hukuk, ekonomi vs. gibi konulardaki hükümlerinin ise tarihsel olduğunu yani o dönemin Arap toplumuna has kurallar olduğunu iddia ediyordu. Kur'an evrenseldir, her dönem ve devirde hükümleri geçerlidir.Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki, beşerî yani insan aklıyla yazılmış metinleri okumakta kullanılan metotlar ve okuma yöntemleri ilahî bir metin olan Kur'an'a kesinlikle uygulanamaz.Uygulandığı taktirde ortaya kısır ve tutarsız bir takım ifadeler çıkar. Kaldı ki Batı dünyasının geçirdiği tarihî ve sosyal seyir içerisin- de ortaya çıkmış olan tarihsellik kavramı tamamen o dünyanın bir ürünüdür. İslam'la veya Kur'an'la herhangi bir ilişkisi yoktur ve olamaz.Tarih boyunca Cenab-ı Hak her kavme bir yol gösterici, bir peygamber göndermiştir. Hangi zaman diliminde ve tarihî dönemde gelmiş olurlarsa olsunlar bütün peygamberler aynı hakikati vazetmişlerdir. Biri dünya hayatından ayrıldıktan sonra bir başkası aynı muhteva üzerinde farklı bir şeriatla yeryüzüne gönderilmiştir. Bu seyir aynı zamanda evrenselliğe doğru bir tekamülü de içerir. Bu yolgöstericilerin geldikleri dönem, devir ve toplumsal şartlar farklı olmakla beraber getirdikleri ilahî hakikat ve tevhid gerçeği hiç değişmemiştir. Bu risalet zinciri Hz. Muhammed Mustafa (sav) ve O'nunla gönderilen Kur'an-ı Kerim'le sona ermiştir. Çünkü din müessesesi İslam ve Kur'an'la kemale ulaşmıştır.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden