Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, "Küresel ısınmanın dünyada üretim düşüklüğüne neden olduğunu, büyük nüfus barındıran ülkelerin refah seviyesinin artışı nedeniyle gıda tüketim alışkanlığının değiştiğini ve daha çok et, süt tüketmeye başladıklarını, hububat hayvan yemi olarak kullanıldığı için hububat tüketiminin de böylece arttığını'' söylemektedir.Bakan beye bu açıklaması karşısında öncelikle şunu sormak lazım: Küresel ısınma pirinç fiyatlarının artması ile eşzamanlı başlayan bir şey mi?Elbetteki hayır!Sakın bu zamlar küresel ısınmanın değil de küresel bir oyunun parçası olmasın! Ve bu sayede ülkemiz dışa bağımlı hale getirilmiş ve 5 yıldır izlenilen politikalarla Türk çiftçisi bitme noktasına getirilmiş olmasın!Zaten böyle olmamış olsa; Mersin Hali'nde Arjantin limonunun, Amerikan ve Nijerya muzunun ne işi var? Mersin limonu, Anamur muzu Türkiye'ye yetecek kapasitede iken?Sayın Eker; Hayvan yemi olarak ağırlıklı arpa, küspe ve mısır kullanılır. Pirincin hayvan yemi olarak kullanıldığını nerede görülmüş! Pirinçteki artışı yapay olarak niteleyen Eker'e, halkımız tarafından fahiş fiyatlar ödenerek alınan pirince ödenen paraların yapay olmadığını da hatırlatırım. Et, süt tüketen halkımız ekmek yemiyor mu?Tarım Bakanı Mehdi Eker, "tarım dimdik ayakta" demektedir. Aynı Mehdi Eker, geçenler de şunları söylüyordu. "Geçen yıl tarımsal üretimde 5 milyar YTL'lik kayıp" olduğunu söylemişti. Tarım dimdik ayakta mı, yoksa bu düşüş izlenilen yanlış tarım politikasından mı kaynaklanıyor? Bir karar verin artık.IMF ve AB talimatlı tarım politikaları ile çiftçimiz perişan hale getirilmiştir. İktidar; çiftçimize ekmeyeceksin, AB ülkelerinden gelen tarım ürünlerini tüketeceksin demektedir. Onurlu çiftçimiz de iktidara tarımda izlediği yanlış politikaları anlatmak için dimdik ayaktadır. Ama meydanlarda? Geliri artan çiftçinin meydanlarda ne işi var? Eker; AB ve ABD çiftçisi sayemizde dimdik ayakta deseydi daha doğru olurdu. Tarımdaki büyük potansiyelimizi kullanmıyoruz. Yunanistan bile bize pamuk satmaya başladı. Biz kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biriyken, şimdi dışa muhtaç hale getirildik. Tarımsal ürünlerimiz ve kaynaklarımız musluğu kapatmak istesek dahi akacak şekildedir. İktidar musluğun altına eleği tutmuş halkımızı aklınca huzura kavuşturacak senaryoları çizmektedir. Eleğin altında ise AB ve ABD kovasını koymuş elekten akanları kovasına doldurmaktadır. Eleği alan da, altına kovayı koyduran da iktidarın kendisidir. Diğer taraftan; Şanlıurfa'da su kavgasına şahit olduk. Ne yazık ki 5 vatandaşımız öldü. Su yüzünden 5 vatandaşımız ölüyorsa ülkenin halini siz düşünün? Tarım dimdik ayakta diyerek çiftçiyle alay eden iktidar GAP'ı düşüneceğine BOP'u düşünmektedir.Çiftçimiz bankalardan aldığı kredilere karşılık bağını, bahçesini, tarlasını yani toprağını-toprağımızı ipotek ettirmiştir. Çiftçimiz hacizle karşı karşıyadır. Haczeden banka sahipleri kim? Yabancılar? Yani bir zamanlar bizlerle savaşıp bu memleketi alamayanlar, şimdi silahsız işgallerini rahatlıkla gerçekleştirebilirler. Pirinci hayvan yemi yapan Tarım Bakanı Mehdi Eker konuştuklarına kendisinin de inandığını sanmıyorum. Çünkü; izlenilen AB ve IMF talimatlı politikalarla çiftçimiz yok olma noktasına getirilmiştir. Artık sıkıntılı olmayan çiftçimiz ve tarım ürünümüz kalmamıştır. Bu sistemle ne çiftçimiz, ne memurumuz, ne işçimiz hulasa ülkemizin hiçbir zaman düzeleceği ümidi de yoktur. Çiftçimiz de artık gerçekleri görmesinin zamanı gelmiş ve geçmektedir. İktidar çiftçimizin elini kolunu bağlamıştır. Hareket edemez hale getirmiştir. Küresel oyun içinde çiftçimizi ve topraklarımızı kaybetme noktasına geldik. Artık halkımız kurtuluşun adresini görmekten başka çaresi kalmamıştır. Türk halkını arzuladığı hayatla buluşturacak olan, 400'den fazla akademisyen tarafından dünya insanlığının kurtuluşu olarak gösterilen "Milli Ekonomi Modeli" ve bu modeli hayata geçirecek olan "Sosyal Devlet - Milli Devlet"tir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Ülkemiz Milli Ekonomi Modeli’nin net çözüm sunduğu sorunlarla boğuşuyor / 03.05.2025
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023