Şu gerçeği aklımıza kazıyalım: Bu ülkede 'Kürt' sorunu yoktur. Ne vardır? Haçlı emperyalistlerin görünürde siyasi ve maddi, asılda ise inançlarından gelen Arz-ı Mevut ve Tanrı Krallığı hedeflerini gerçekleştirmek için kullandığı siyasi, sosyal, akademik yapılar ve terör örgütleri vardır.
Bu topraklarda, 'Kürt sorunu' başlığını açan ilk kişilerden biri Said Nursi'dir. Daha Osmanlı döneminde doğu vilayetlerinde yaptığı bölücü çalışmalardan ötürü II. Abdülhamit döneminde, 1907'de tutuklanmış hapse atılmış ve de bir süre "akıl hastanesinde" tedavi görmüştür.
Kimse dile getirmez! Said Nursi, 31 Mart isyanının fitilini ateşleyen Volkan gazetesinde ve Kürdistan Dergisinde yazılar yazmıştır.
O hareket 1918 yılında yani daha Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce 'Kürdistan Teali Cemiyeti' adı altında birleşmiş ve hedeflerini 'bağımsız bir Kürt devleti kurmak' olarak açıklamışlardı.
Bu cemiyetin yapısına baktığımızda kuruluşunda İngiliz sermayesi, misyonerleri, papazları, Said Nursi ve Doğu illerinde halkı, kendilerine 'maraba' yapmış aşiretleri göreceğiz.
Milli Mücadele zaferle neticelenip, Lozan görüşmeleri başlayınca başta İngiltere ve ABD ısrarla 'Kürt' başlığını masada tutmak istemişlerdi. ABD hala güneydoğu sınırımı kabul etmemektedir.
Cumhuriyetin ilanından sonra ise yine İngiliz ve ABD destekli Nakşi yapılanmaları ve de aşiret ağaları, halkı isyana teşvik etmiş, kendileri ise aldıkları desteklerle ağalıklarına, şeyhliklerine devam etmişlerdir.
Bu topraklarda 'ırk' sorunu ta Hacı Bektaşi Veli döneminde ortadan kalkmış ve bütün alt kimlikler, İslam çatısı altında kardeş olmuş, bir millet olmuş ve o milletin adı da, Türk Milleti olmuştur.
Bu tarihi ve itikadı tarifi son güncelleyen ise Mustafa Kemal Atatürk'tür. Lozan'a gönderdiği telgrafta; 'Bu topraklarda yaşayan ve Müslüman olan herkes kardeştir, bir millettir, o milletin adı da Türk Milletidir', diyerek emperyalistlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır.
Günümüze geldiğimizde ise HDP'li Pervin Buldan bizzat, 'Said Nursi'nin misyonu ne idiyse bizim misyonumuzda odur' diyerek tarihi itirafı yapmıştır.
Ama ne AKP, ne CHP, ne MHP ne İYİ parti ve ne de 'Nursi'ye' Allah dostu diyenlerden itiraz gelmemiştir.
O Said Nursi ki! 1915'te Anadolu'da sadece Ermenilerin değil Kürtlerinde katledildiğini ve de milyonlarca Kürt'ün sürgün edildiği iftirasını yazıya dökmüştür.
Siyaset boyutuna gelirsek! HDP'ye kapatma davası açıldı ve beş, altı aydır pek sesleri çıkmıyordu. HDP olmayınca AKP ve MHP, siyaset ve söylem üretmede, gündem değiştirme sorunlar yaşamaya başladı.
Ülkemizin ekonomik, sosyal ve dış politikada yaşadığı sorunlar ve hükümetin çaresizliği de malum. Hükümet çıkış arıyor.
Bunu gören Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara nefes aldırmak için 'Kürt sorunu' başlığı açtı ve HDP'yi çözüm olarak gösterdi. Böylece iktidarda, MHP'de derin bir nefes aldı.
CHP, HDP'yi işaret ediyor. HDP, İmralı'yı gösteriyor. AKP ve MHP, 'bu ülkede Kürt sorunu yoktur, işte bunlar terörist' diyor.
CHP, 'bize terörist diyenlerin kendileri, dün Kürt sorunu vardır, diyor, Kandil'e elçi gönderiyor, terör örgütü ile masaya oturuyor, İmralı'nın mektubunu taşıyorlardı' gibi 40 yıllık polemiklere devam ediyorlar.
Bir milleti birbirine hasım etmek, ayrıştırmak, gerçekleri saklamak oy ve koltuk kaygısı için değer mi?
İtirazım var
Bu ülkede İslam'ın AKP'ye, Atatürk'ün CHP'ye, milliyetçiliğin MHP'ye, İYİ Partiye, Müslüman Kürtlerin ise HDP ile eş tutulmasına, mal edilmesine itirazım var. Bunu asla kabul etmiyoruz.
Nasıl ki, AKP İslam'ı, CHP Atatürk'ü, MHP-İYİ Parti milliyetçiliği temsil edemez ise HDP'de, Kürtleri temsil edemez. Çünkü bunların hepsi ortak paydalarımızdır ve bu ortak paydaları koparıp, kendi tekellerine almak isteyenlerin tamamı bölücüdür.
HDP özelinden gidersek! Bugüne kadar bir HDP'li vekilin, doğu illerimizde, köylere, mezralara gidip, 'burada neden okul yok, neden sağlık ocağı yok' dediğini duydunuz mu?
Eğitim, sağlık ve ticarette batıdaki standartlar neden doğu illerimizde uygulanmıyor, sorusunu sorduğunu duydunuz mu?
Doğuda hala kız çocuklarına mirastan pay verilmiyor, rızası alınmadan evlendiriliyor. Bu sorunları dile getireni gördünüz mü?
Ya doğuda acilen toprak reformu yapılmalı ve vatandaşlarımız, aşiretlerin marabalığından kurtarılmalıdır, ekonomik bağımsızlıkları sağlanmalı, diyeni duydunuz mu?
Ya! Sözü ilah gibi kabul edilen sözde manevi yapılanmalara karşı devleti ve milleti uyaran bir HDP vekili gördünüz mü?
Hele hele doğunun zenginliklerinin yerli-yabancı üç-beş kişi ve firma tarafından sömürülmesine 'itirazım var' diyen bir HDP vekili duydunuz mu?
Peki, Cumhurbaşkanından, AKP'den, MHP'den, CHP'den bu gerçekleri dile getireni gördünüz, duydunuz mu?
Hayır. Demek ki, 'ortada Kürt sorunu' yok. Kürtler üzerinden oy hesapları yapanlar ve de emperyalistlerin değirmenine su taşıyan yapılar var. (yarın devam edeceğiz)
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024