Başbakan Erdoğan'ın Barzani, Şivan Perver ve Kürdistan açılımı birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Diyarbakır'da iki kez "Kürdistan" ifadesini kullanan Sayın Erdoğan, bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa resmi bir ağızdan "Kürdistan" diyen Başbakan olarak tarihe geçti. Sayın Başbakan'ın bu kelimeyi hangi niyetle söylediğini bilemeyiz ama olaylar sonuçlarıyla değerlendirilir.PKK'nın hamisi, Türkiye'nin güneydoğusunu "Kuzey Kürdistan" olarak kabul eden ve yaptığı açıklamalarda sık sık Diyarbakır'ı Kürdistan'ın başkenti olarak ilan eden Barzani, Diyarbakır ziyaretinde, "Burada Kürdistan bayrağıyla karşılanacağımı rüyamda görsem inanmazdım" dedi.Hatta Barzani, Sayın Başbakan'ın bu cesur(!) söylemlerinden öylesine cesaret buldu ki, "Kürtler özgürlüğe çok yakın. Ve bunu silahsız, sivil bir mücadele ile başaracak. Başbakan da meydan konuşmasında aftan bahsetti. İşler dediğim çerçevede gelişirse af gelir, Öcalan da dahil olmak üzere" deyiverdi. Barzani'den al haberi? Ülkemizde ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler demokratik açılımlar adı altında Barzani ve APO'nun yol haritalarıyla şekillendiği dikkate alındığında bu açıklamalar oldukça tedirgin edici?Başbakan'ın "Kürdistan" ve genel affı çağrıştıran açıklamalarından elbette ki sadece Barzani cesaret bulmadı, sınırları aşan açıklamalar peş peşe gelmeye başladı.Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Değerli başkan Kuzey Kürdistan'a hoş geldiniz. Bugün Güney Kürdistan'ın Başkanı, memleketi olan Amed'dedir. 90 yıllık tabu yıkıldı, Kürdistan kabul edildi" ifadelerini kullandı. Baydemir'den al haberi?BDP milletvekili Özdal Uçar, "Bir Kürt Kürdistan'a misafir olmaz. Kürt her kimse Kürdistan'a ev sahibi olur. Erdoğan, Barzani'nin misafiridir" dedi. Uçar'dan al haberi?Ne diyelim cesaret bulanlar zaten cesaret bulmaya hazır, adamlara ivmeyi verdin mi gaza basıyorlar; asıl, cesaret verenler utansın. Daha düne kadar AB'den, ABD'den gelen yetkililer bile "Kürdistan" ifadesini kullanmaktan imtina ederlerken, bugün Başbakan'ıyla, belediye başkanıyla, milletvekilleriyle "Kürdistan" söylemleri ayyuka çıkmış durumda, Kürdistan bayrakları dalgalanıp duruyor.Konu sadece Diyarbakır'da kalmadı, daha sonraki konuşmalarında da Sayın Başbakan Lazistan ve Kürdistan eyaletlerinin Osmanlı'da da olduğunu söyleyerek Diyarbakır'daki kullandığı söylemin altını bir kez daha kalın bir çizgiyle çizdi.Halbuki tarih bilimcilerine göre, "bu tamamen yanlış bir bilgi" idi. Osmanlı Devleti'nde Lazistan ve Kürdistan adıyla hiçbir eyalet olmadı. 1867 yılından önce bir eyalet yapılanması vardı ama bu özerk bir yapılanma değil, merkeziyetçi bir yapılanmaydı. 1867 yılından sonra da tamamen vilayet sistemine geçildi.Bir ülkenin Başbakan'ı bu gerçekleri bilmeden, araştırmadan birilerine cesaret verecek şekilde açıklamalar yapmaya kalkarsa, bu ülkemizin ve milletimizin geleceği konusunda ciddi sıkıntılar doğurur.Bu tür açıklamalar siyasilerimizin başkanlık sisteminden neyi anladığını da ortaya koymaktadır. Şu an merkezi yapılanmada bile güneydoğuda kontrolü sağlayamayan siyasi irade, özerk bir eyalet yapılanmasına geçilince sizce nasıl bir tablo ortaya çıkar?İşte Kuzey Irak'ta bunun bir örneği var. Barzani, Irak Merkezi Yönetimi'ni hiç takıyor mu? Tamamen bağımsız hareket ediyor. Iark Hükümeti ise "ah vah" ediyor.Türkiye'de ise çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkar. Kürdistan, Lazistan gibi ırk temelli eyaletler oluşturulduğu zaman, bu diğer 34 etnik kökenin de "bize de yok mu" demesiyle sonuçlanır; üniter yapı darmadağın olur, millet diye bir şey kalmaz ve Türkiye kan gölüne döner.Hacı Bektaş-ı Veli'nin temellerini attığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün yeniden pekiştirdiği üniter yapı, tek millet olma kazanımımızı kendi ellerimizle bozarak nereye varacağımızı umut ediyoruz? Böyle bir anlayışın samimi olduğunu söyleyebilir misiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025