ABD ve batı ülkeleri Türkiye'yi ekonomi, hukuk, demokrasi ve siyaset üzerinden şiddetli bir şekilde hırpalamaya devam ediyorlar.
Malumunuz o hain kalkışma üzerinden 3 yıl geçti. Yunanistan'dan darbeci 8 haini uluslararası anlaşmalara rağmen bize vermediği gibi bir de onlara sığınma hakkı verdi.
Adil Öksüz ve birçok FETÖ militanının başta Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkesinde olduğunu hem devlet yöneticilerimizin açıklamalarından, hem de medyada çıkan haberlerden biliyoruz. PKK zaten Avrupa'da üs kurmuş vaziyette.
Ama demokrasi ve hukuk çığırtkanlığı yapan bu ülkeler, eli kanlı teröristleri, vatan ve milletine ihanet eden hainleri, uluslararası hukuka rağmen bize vermediler.
Terörist başı Gülen'in nerede yaşadığı, ne yiyip-içtiği bile malumken ABD ipe un sermeye devam ediyor. Zarrap komedisi ise bir başka komedi. Adam (!) hapiste mi, tatilde mi anlaşılmıyor?
Ama mevzu Türkiye olunca hepsi birlikte hak, adalet, hukuk, fikir özgürlüğü cümlelerini kuruyorlar. Ardından da 'yoksa' diye başlayan tehdit cümleleri sarf ediyorlar.
Alman vatandaşı olan Deniz Yücel olayını hatırlarsınız. Tutuklandı. Hakkında 1 yıla yakın iddianame hazırlanması beklenildi ve nihayet hazırlanan iddianamede Yücel hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ile "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamalarıyla 4 yıldan 18 yıla kadar hapis istendi.
Almanya, başbakan düzeyinde Deniz Yücel'in savcılığına soyundu. Tehditkâr cümleler kurdular.
Şimdilerde ise 16 kuruşluk papaz üzerinden ülkemiz ile dalga geçiliyor. Doların 7.20'lere çıkmasına Papaz sebep gösteriliyordu. Ama gördük ki, Papaz'ın ekonomik ederi 16 kuruşmuş. 11 Ekim'de 6 TL olan dolar, 13 Ekim'de 5.84 TL civarına indi.
Papaz hakkındaki 'ajan' iddiaları, tanıkların ifadesi, siyasilerin açıklamaları vs. onları bir tarafa atalım.
16 kuruşluk papaz ceza aldı ve içerde yattığı süre sebep gösterilerek serbest bırakıldı. Özel uçakla Almanya, ardından da ABD'ye uçtu. Ve Trump ile buluştu. Yapılan açıklamalar ise siyasi nezaketten uzak, Türkiye'yi aşağılayıcı boyuttaydı.
ABD'nin başkanı konuşması içerisinde 5 kez Sayın Erdoğan'a, Papazın bırakılmasından ötürü teşekkür ettikten sonra her zamanki tehditkâr açıklamalarını sıralıyordu:
"Türkiye için, Erdoğan için de kolay değildi. Müzakere ettik, fidye ödemeyeceğimizi söyledik. Serbest bırakılmazsa çok kötü şeyler olacak dedik. Türkiye'yle çok iyi ilişkilerimiz var. Daha önce çözülmemiş olması beni şaşırttı" diyor.
Gerçek şu ki, dünya önünde ABD ve batı, ülkemizin itibarını ve yargı sistemimizi zan altında bırakacak açıklamalar yapmışlardır.
Devletimizin onurunu ve siyasi itibarını dünyaya kabul ettirmek için bir şansımız var; Menbiç ve Fırat'ın doğusunu PYD'den ve besicisinden temizlemek. Yani lafı artık fiile dönüştürme zamanı.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024