Erdoğan ve ittifakının en zor seçimi 14 Mayıs'tı. Çünkü kaybetmeye hiç bu kadar yakın olmamışlardı.
Ama gel gör ki, çok kolay kaybedecekleri seçimi, çok kolay kazandılar. Sadece kazanmakla kalmadılar. Muhalefeti de paramparça ettiler.
Her ne kadar Bay Kemal, 'ben, sonuçları bir kayıp olarak görmüyorum' dese de, CHP'deki içler acısı durum ortada.
En çok merak edilen ise Meral Ablanın sonuçları nasıl değerlendireceğiydi. Seçim sonrası İYİ Parti'de karışmış, istifalar, ihraçlar, para karşılığı vekillik iddiaları gündeme gelmişti.
Uzun sure seçim sonuçları hakkında konuşmayan Meral Abla, Temmuz'un son haftasında çıkıp dedi ki:
'Şimdi ben seçim olduğundan beri ağzımı açmadım. İlk defa burada konuşuyorum… Sonuç itibarıyla kaybettik, lamı cimi yok. Kaybettik'.
Doğru ama çok eksik kurulmuş bir cümle! Bana göre doğrusu, 'lamı cimi yok. Seçimleri bile bile, isteye isteye kaybettik' olacaktı.
Neden mi?
'Biz, 40 kişiyiz bu siyasette, herkes birbirinin ciğerini bilir. Eğer o ciğerindeki urları biliyorsak, o ciğerinde ur olanların çok dikkatli olmaları gerekir' cümlelerini kuran Sayın Akşener'di.
Bir masa kuruldu. 6 parti başkanı etrafına toplandı. Birisi de Sayın Akşener'de. Neden masa 7'li, 11'li veya 16'lı değil sorularına cevap vermedi.
O masanın etrafında 12 kez toplandılar. Bire bir görüşmeler yaptılar. Her toplantıdan sonra, 'adayınız kim' sorusuna 'aday konuşmadık' cevabını verdiler.
Ama şimdi peş peşe gelen ihanet gibi itiraflardan Millet ittifakının adayının Bay Kemal olduğuna ilk toplantıda karar verilmiş veya birileri öyle takdir etmiş olduğu anlaşılıyor!
Bir telefon ile başbakanlık koltuğundan alınan, AKP'de, 'davasını satan' imajına sahip, Erdoğan ve partisi için 'konuşursam birileri insan içine çıkamaz' sözlerinin sahibi Ahmet Davutoğlu, CHP sayesinde köprüyü geçtikten sonra çıkıp dedi ki;
"En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti. Açık söylüyorum. Ondan önce her şeyi denedim. Üç partiye 'gelin birlikte girelim' dedim. İyi Parti'ye teklif götürdüm, 'Bu sağ seçmen CHP'ye oy vermez beraber olalım' dedim. Bütün yolları denedim ben."
Meral Abla! Bu sözler doğru mu? Hocalarını bile (Erbakan) yolda bırakan bu kişilerin ciğerini okuyamadınız mı? Urları göremediniz mi?
Türk ile Türk Milleti ile Atatürk ile Türkçe ile sorunu olan, Şeyh Said, İskilipli Atıf hayranı Ali Babacan ve partisinin ciğerinde ne gördünüz ki bir araya geldiniz?
Altılı masada aday belirlenmiş, koltuklar paylaşılmış ve bizden habersiz, diyerek masadan kalkmıştınız. Sahi o sıralarda 'ciğer okuma' hatlarında arıza mı meydana gelmişti.
Yazacak çok şey var. Netice itibarıyla lamı cimi yok, bu kolay seçimi bile bile kaybettiniz. Bile bile Erdoğan'ın önünü açtınız.
Şimdi diyorsunuz ki; "Biz seçimi kaybettik, Sayın Erdoğan ve arkadaşları kazandı. Şimdi ben, ders alıp, hatalardan ders çıkarıp geleceği yeniden tanzim etme mecburiyetimiz var. Bugün Türkiye'de muhalefeti, bir şamar oğlana çeviren bir tutum var".
Nasıl bir ders alırlar bilmem ama 6'lı masanın iki partisi (CHP-İP) şamar oğlanı oldu. Hem de bile bile, isteye isteye. Diğerleri ise sefa sürüyorlar.
CHP'ye Atatürk'ü öğretmek lazım
Disney Plus isimli Amerikan menşeli dijital platformunun aldığı karar ve bu kararı kimlerin baskısıyla aldığı ortada. İnsanımızın tepkisi de ortada.
Tabi siyasilerden de tepkiler geldi. Ama ben, CHP'nin tepkisine takıldım. CHP'li Faik Öztrak çıkıp dedi ki: "Eğer karar bu şekilde uygulanacaksa, milletimizi platformdaki üyeliklerini sonlandırmaya davet edeceğiz".
Bu kadar! Biz, Atatürk'ün partisiyiz, diyen partinin, Atatürk'ün karartılmasına verdiği tepki bu kadar.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın tarihi çağrısı
BTP lideri Hüseyin Baş ise Atatürk üzerinden devlet ve milletimize verilmek istenen mesaja dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı:
"Hiç kimse Türk Milletini terbiye etmeye kalkışamaz! Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm zamanların en yüksek bütçeli, büyük kahramanımızı anlatacak ve tarihi bir başyapıt olacak 'Atatürk' filmini devletimizin önderliğinde milletçe biz yapmalıyız…
Cumhurbaşkanlığı ve Kültür Bakanlığı'nın acilen devreye girerek Atatürk ile ilgili bir film yapmasını talep ediyoruz. Öyle bir Atatürk filmi üretilmeli ki, bu filmin dünyanın gelmiş geçmiş en yüksek bütçeli filmi olması, birçok dile çevrilerek tüm dünyada gösteriminin gerçekleştirilmesi, gerekli lansman ve tanıtımlar yapılarak milyarlarca kişinin bu filmi izlemesinin sağlanmasının doğru olacağını düşünüyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışacak böyle bir başyapıtın, bizzat Cumhurbaşkanlığı tarafından verilecek talimatla hayata geçirilmesini takdirlerinize sunuyoruz.
Böyle bir yapımın bütçesinin de Ata'mıza karşı bir vefa göstergesi olarak milletçe karşılanması uygun olabilir.
Bizler de Bağımsız Türkiye Partisi kadroları ve teşkilatları olarak üzerimize düşen sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu bildirir, saygılar sunarız."
Sahi bu duruşu, 'Atatürk'ün partisiyiz' diyen CHP, neden gösteremedi?
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025