24 Temmuz'da Lozan Barış Antlaşması'nın 99'uncu yıl dönümünü kutladık.
Bu antlaşmaya imza atılan günü Gazi Mustafa Kemal, 'Türk tarihinin dönüm noktası' olarak adlandırmıştır.
Bu nitelemeyi hak ettiğinde hiçbir şüphenin olmadığı Lozan Barış Antlaşması, milli mücadeleyle işgalcileri Anadolu'dan kovan Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurduğu yeni Türk devleti Türkiye'nin bağımsızlığının ve egemenliğinin işgalci devletler tarafından resmen tanınmasıdır.
Bu bağlamda bir diplomasi zaferidir de Lozan.
20 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan kentinde İsmet İnönü başkanlığında başlayan müzakerelerde Atatürk bizzat bulunmamaktadır. Ancak Türk heyeti sürekli irtibat halinde oldukları Atatürk tarafından yönlendirilmektedir.
Lozan'da kurulan masada gerçekleştirilen müzakerelerdeki zaferimiz Ankara'daki Atatürk'ün eseridir dersek yanılmış olmayız.
20 Kasım 1922'de başlayan müzakereler, Türkiye'nin bağımsızlığını kabul etmek istemeyen devletler tarafından 2 Şubat 1923'te kesilmiş, 23 Nisan 1923'te tekrar başlayan müzakereler 3 ay sonra 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanmıştır.
Bu imzanın temsil ettiği anlam Lozan'ın bir zafer olarak nitelenmesinin inkâr edilemez dayanağıdır.
Bu imzayla Türk milletinin kazanımlarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
• Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasıyla Sevr ortadan kaldırılmıştır.
• Antlaşmada devletlerin bağımsızlık ve egemenliğine saygı gösterilmesi ilkesine yer vermiştir.
• Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak tanıyan ve bunu uluslararası alanda tescil eden belgedir.
• Lozan bir siyasal eşitlik belgesidir. Genç Türkiye, Lozan'da 1. Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit statüde temsil edilmiş ve bu statü muhataplara kabul ettirilmiştir.
• Kapitülasyonların kaldırılması kararı alınan Lozan ekonomik açıdan bir bağımsızlık belgesidir.
Bugün de geçerliliğini koruyan ve en uzun yürürlükte kalan anlaşma unvanını elinde bulunduran Lozan Antlaşması'ndan üç ay sonra da Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Bu bağlamda birilerinin ifade ettiği yalanların aksine Lozan Barış Antlaşması, 'süresiz bir zaferdir.'
Daha fazlasını da sayabileceğimiz bu gerçekler ışığında büyük bir zafer olan Lozan Barış Antlaşmasını karalamak için son yıllarda daha da şiddetlenen ama onlarca yıldır devam eden bir furyanın varlığı hepimizin malumudur.
Bu art niyetli cephenin temsilcilerine, 'Lozan Türkiye'nin tapu senedidir' şeklindeki unutulmayacak sözüyle –Z kuşağının moda deyimiyle- tarihi bir kapak yapan Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin Lozan Antlaşması sebebi ile kendi madenlerini kullanamadığı saçma iddiasını seslendirenlere bir konuşmasında şöyle cevap vermişti:
"Haydar Hoca yeraltı kaynaklarından bahsediyor 'ama Lozan Antlaşması buna engel' diyenler var. Eğer bunlar tarih dersinden 1 alırlarsa vallahi fazladır, sıfır alırlar ancak. Neden biliyor musunuz? Çünkü Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığının tapusudur. Adamlar Sevr ile Lozan'ı bilmiyorlar. Anlattıkları Sevr'in maddelerini Mustafa Kemal Atatürk Lozan'da ayağının altına almıştır."
1913'ten 1917'ye kadar ABD'nin Almanya Büyükelçiliği görevinde bulunmuş olan ABD'li diplomat James W. Gerard, bu antlaşma için 'Lozan'da Hıristiyan medeniyeti çarmıha gerilmiştir' ifadelerini kullanır.
ABD'li diplomatın tespitine katılmamak mümkün değildir.
10 Ağustos 1920'de imzalanan 433 maddeden oluşan Sevr Antlaşması, Hristiyan medeniyetinin bir zaferidir, ancak Atatürk'lü Türkiye sayesinde uygulanmamıştır.
Lozan ise tevhit medeniyetinin bir zaferidir ve Atatürk'lü Türkiye'nin unutulmayacak bir başarısıdır.
Peki, Lozan'daki kazanımlarımızın devamı getirilebilmiş midir?
1923-1938 yılları için bu sorunun cevabı 'evet', 1938'den bugüne kadar olan dönem için ise maalesef 'hayır'dır.
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023