Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) her hafta sonu farklı bir ilimizde organize edilen "Mevzu Ekonomi" programlarını büyük bir iştiyakla bekliyoruz ve büyük bir istifadeyle takip ediyoruz. Ülkemizin ve milletimizin gerçek gündemi bu programlarda konuşuluyor. Geçtiğimiz haftaki program Antalya'daydı.
Çok değerli tespitler yapan BTP kurmaylarının konuşmaları ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın ölçü ve duygu dolu sinevizyon gösterisinden sonra BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş kürsüye geldi ve muhteşem bir konuşma gerçekleştirdi.
BTP liderinin gündeminde siyasi, ekonomik, tarihi, kültürel birçok konu vardı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Mahir Ünal'ın Cumhuriyeti hedef alan sözleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'kimyasal silah kullandı' iftiraları, cemevlerinin Kültür Bakanlığı'na bağlanmasının ve Antalya Limanı'nın Katarlılara satışının yer aldığı torba yasa ve daha birçok konu BTP liderinin gündemindeydi.
Mahir Ünal ile ilgili bölümden başlayalım. AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, gençlik buluşması ve konferans etkinlikleri kapsamında 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı'nda 'Yerelden Evrensele Şehir Ufku: Kahramanmaraş Örneği' başlıklı konferansta konuştu.
Ünal, buradaki konuşmasında Türkçeyi ve Cumhuriyeti hedef alan şu cümleleri sarf ediyor: "Bizim bağışıklık sistemimizi oluşturabilecek güçlü bir düşünme mekanizmasına sahip değiliz, çünkü güçlü bir dile sahip değiliz. Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye'de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate yani dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi MAO'nun Çin'de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir… Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz, sadece konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz."
Dikkat ederseniz Mahir Ünal bu konuşmayı, bu ülkeyi 20 yıldır yöneten bir iktidar partisinin en üst yetkililerinden birisi olarak kültürel bir etkinlikte ve gençlere yönelik yapıyor. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Mahir Ünal'ın bu sözlerine tarihi gerçeklerden de yola çıkarak mükemmel bir cevap verdi.
BTP liderinin cevabını madde madde sıralayalım:
* "Cumhuriyetin imkânlarıyla hükümet olmuş kişiler Cumhuriyete bu lafı ediyor. Bunu duyunca gerçekten çok içerledim."
* "BTP kurulduğundan beri, 'Bu hükümetin Cumhuriyetle bir problemi vardır, bakın bunlar bizim başımıza bela açar' diyerek kapı kapı anlattık. Bugün gördüğümüz tablo bunun bir ispatıdır."
* "Şimdi bu arkadaş, 'Bizim düşünme setlerimiz elimizden alındı' diyor. Ben de dedim ki; bunlar düşünürken ne yaptı? Bunlar düşünme setleri elindeyken ülke işgale uğradı! Bu topraklar kimin düşünce yöntemleriyle işgal edildi."
* "Bir insan öldüğü zaman bıraktığı mal varlığına miras deniyor. Mirasın hukuki terimdeki karşılığı terekedir. Osmanlı'daki terekede bırakılan kitap neredeyse yoktur. Osmanlı'da kitap yok, Osmanlı'da matbaa yok, Osmanlı'da okuma yazma oranı yüzde 5 civarında. Böyle bir coğrafyadan bahsediyoruz. Anadolu'da halk cahil bırakılmış, Anadolu'da halk fakir bırakılmış, aç bırakılmış. Ne uğruna? Saltanatı muhafaza etmek uğruna."
* "Ne yapıyor Atatürk? Böyle bir ortamda bir Cumhuriyet kuruyor ve eğitim seferberliği başlatıyor. Başka ne yapıyor? Fabrikalar açıyor, herkes iş güç sahibi oluyor. Bakın, Atatürk'ün yaptıklarını saymakla bitiremeyiz. Benim size en önemli tavsiyem okuyun arkadaşlar, zira mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor."
* "Sizin düşünme setleri dediğiniz şeyler bize cehalet getirdi. Bakın, Saray'da o günün şartlarında devlet mekanizmasında görev alabilmeniz için Enderun mektebinden mezun olmanız gerekiyor. Enderun mekteplerine sadece azınlık devşirmeler alınıyor. Türkler Enderun mekteplerine alınmıyor. Saray'da, ticarette Türkler yok! Azınlıklar ticaret yapıyor. Türkler nerede? Osmanlı'da Türkler, vergi verirken ve askere giderken en ön safta, listenin başına yazılan insanlar."
* "Atatürk çıkıyor ve bir nüfus mübadelesi yapıyor. Anadolu'daki gayrimüslimleri sınır dışına, sınır dışındaki Müslüman Türkleri coğrafyamıza alacağız' diyor ve bu nüfus mübadelesiyle birlikte Anadolu'yu Türkleştiriyor."
* "1881 yılı nüfus sayımında Anadolu'da yaşayan Türk oranı yüzde 48, yüzde 52'si azınlık ve yabancılardan oluşuyor. Velhasıl hiçbir şey yok ortada. Bilim yok, Türkçe eser yok, zaten okuma yazmayı bilen yok."
* "Böyle bir ortamda neymiş efendim Cumhuriyet bunları elimizden almış. Şimdi bu açıklama, bu söylem bir milli güvenlik problemidir. Çok ciddi söylüyorum ve bu insanlar bu ülkeyi yönetiyorlar."
* "Eğer siz yarın bu ülkenin egemenliğine sahip olmayı devam ettirmek istiyorsanız, Türk milleti bu ülkenin egemenidir, bu ülkenin yönetiminde söz sahibidir demek istiyorsanız bu hükümeti değiştirmek zorundayız."
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın hem Osmanlı, hem de Cumhuriyet dönemini mukayeseli olarak ortaya koyduğu bu tarihi cevap gerçekten muhteşem…
Yoruma da gerek yok, zaten tüm detaylar ifade edilmiş.
Bize düşen sadece aktarmaktır.
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025