Yeni hükümet sistemi hakkında birçok tarif ve tabirlendirmeler yapıldı. Neden? Ne idüğü hala belli değil.
Aradan 3 buçuk yıl geçti ve yeni sistem ile ilgili olarak ortaya çıkan tek somut gerçek başta Erdoğan'a, ardından Soylu'ya, ardından da Bahçeli'ye ters düşmeyeceksin.
Bu kadar mı? Hayır. Bu isimlerin kriterlerini hatta duygularını hatta ve hatta kasıtlarını anlayacak ve bütün kanun, kural, değer hatta bilimsel gerçeklerden üstün tutacak, yıpratılmasına müsaade etmeyeceksin.
Amma da yaptın kardeşim! Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, diyen olabilir.
Sahaya bakın! Medyaya bakın! Atamalara bakın! Görevden almalara bakın! Parti grup toplantılarındaki oturma düzenlerine ve oturanların gözlerine bakın! Merkez Bankası, TÜİK başkanlarına bakın!
Son kurban Adalet Bakanı Abdülhamit Gül oldu. Neden? Çünkü 'AYM kapatılsın' diyen Bahçeli'ye destek vermedi.
Aynı şekilde HDP hakkında her gün konuşan Erdoğan ve Bahçeli'ye dosya yargıda olduğu için bekledikleri desteği yine vermedi.
Süleyman Soylu'nun adı çok yerde geçti. Adalet Bakanı kanun-hukuk ve Soylu sorularından ısrarla kaçtı. Ama Süleyman Soylu, 'siz bildiğiniz yapın, biz kılıfını hazırlarız' mantığını gösterince Abdülhamit Gül daha fazla sessiz kalamadı, gerekli cevabı verdi.
Hele Soylu'nun sosyal medya yorumları üzerinden siyasi kahramanlık hikayesi üretme sürecinde mahkemenin verdiği karar, Soylu'nun itirazı ve Abdülhamit Gül'ün, 'kimse yargıya parmak sallayamaz' ve son mobese krizinde suskun kalması bardağı taşırmıştı.
Bardağın dolmaya başladığı nokta ise Gül'ün 'maklube' çıkışıydı. Eski Adalet Bakanı Gül, "Bu örgütün sadece yargıya, orduya, emniyete sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ'nün bir tezahürü vardır. Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın" diyordu.
İşte o maklubeye kaşık sallayanlar fırsatı kolluyordular ve gün geldi kaşıklarını masaya koyarak Abdülhamit Gül'ü kenara aldılar.
Kim geldi yerine? Bekir Bozdağ. Bekir Bozdağ denince akla en çok gelen başlık malumdur ama benim aklıma Merhum Kamer Genç geliyor. Tabi Kamer Genc denince de ilk akla gelen 'çiçek sulamak'.
Evet, Kamer Genç malum üslubuyla meclis kürsüsünden Fethullah Gülen' giydirdikçe giydirmişti.
AKP sıralarından adeta isyan sesleri yükseliyor, masalar yumruklanıyor, küfürler havada uçuşuyordu.
Kamer Genç, sözlerini bitirdikten sonra Bekir Bozdağ, meclis kürsüsüne gelerek Fethullah Gülen'in nasıl asil bir insan olduğunu anlatmaya başladı, Kamer Genç'i kınadı.
15 Temmuz'a giden yolda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ idi. Danıştay'ın 'andımız' ile ilgili ilk kararına tepki koyan da Bozdağ idi.
Adil Öksüz, Zekeriyya Öz bu ülkeden ellerini, kollarını sallayarak kaçarken Adalet Bakanı da Bekir Bozdağ idi. Çok tartışıldı ve görevden alındı.
İşte o Bekir Bozdağ şimdi yeniden Adalet Bakanlığına atandı. Kimin isteği ile ve niçin sorularının cevabını asla öğrenemeyeceğiz!
Birde o maklubeye kaşık sallayanlar arasında Bekir Bozdağ'da var mıydı, sorusunun cevabını da öğrenemeyeceğiz!
Hizbüşşeytan
Suriye'de sahnelenen kanlı BOP'un ikinci yılıydı. Yani 2013 yılı. (Allah ondan razı olsun) Yıllardır Filistinlilerin hakları, Mescid-i Aksa ve İslam coğrafyası için İsrail'e ile mücadele eden Hizbullah'ın Lideri Hasan Nasrallah, 'Suriye deki savaş, bizim savaşımızdır' diyerek şöyle devam etmişti:
'Biz şu an Lübnan'ı, Filistin'i ve Suriye'yi savunuyoruz. Suriye; ABD, tekfirciler ve ABD'nin bölgedeki unsurları tarafından devrilirse, direniş kuşatma altına alınacak ve İsrail, şartlarını dayatmak için yeniden Lübnan'a girecektir.
Şu an yaşanmakta olan bu savaşın iki tarafı söz konusudur. Birincisi ABD ve Batı eksenidir ki, şu an geçmişi, bugünü ve geleceği yok etmekte olan tekfirci gruplara umut bağlamıştır. Diğer taraf ise direnişi destekleyen ve müzakereye çağıran devlettir…"
Bu itikadı, askeri, siyasi ve tarihi tespite dönemin başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ ne diyordu biliyor musunuz?
Hizbullah'ın, Esed'in yanında yer almasını eleştirdi. Bozdağ, "Çok açık, çok net buradan bir kez daha söylüyorum. Adını da Hizbullah'ın değiştirmesi lazım, hizbüşşeytan yapması lazım" dedi.
Ben o günde yazmıştım! Hüzbüşşeytan, İsrail ile ABD ile AB ile dost, müttefik olanlar, onların himmetine sığınanlardır.
İtirazı olan var mı? Yoksa bir kez daha hatırlatayım: Bekir Bozdağ yeniden Adalet Bakanı oldu.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024