Erdoğan hapisten yeni çıkmış, ABD'ye gitmiş ve en üst seviyelerde karşılanmış, en büyük Yahudi ve Mason örgütleriyle görüşmelerde bulunmuştu. Sonra bir parti kurulmuş ve ilk seçimde iktidar olunmuştu. Haliyle iktidarın, İsrail ile ilişkileri olumlu yönde gelişmeye başlamıştı. Özellikle askeri ve ticari ilişkilerde rekor gelişmeler sağlandı. Erdoğan, İsrail'e yaptığı ziyarette, eşiyle beraber, Siyonizm'in kurucusu Theoder Herzl'in mezarını ziyaret edip, saygı duruşunda bulundu. AKP, mecliste "İsrail dostluk gurubu" kurdu. Gurubun üçte ikisini AKP'li. Erdoğan, Yahudilerden "üstün hizmet madalyası" aldı.Anlık bir gafletle Erdoğan Davos'ta, İsrail cumhurbaşkanı ve halkını ağır bir biçimde itham etti. Daha sonra özür diledi. Ama İsrail bunu yutmadı, hazmedemedi. Tam bu sıralarda daha önce düşünülemeyen (!) bir şey düşünüldü ve "Gazze'ye yardım götürelim" fikri ortaya atıldı. Başta AKP, birçok destekte buldular. "İsrail gelmeyin, müsaade etmem" dedi. "Geliyoruz", dediler. Tabi Erdoğan ve arkadaşlarının hitapları ortalığı çoktan cihat havasına sokmuştu bile. Ama İsrail vurmakta ısrarlıydı. Hatta tam o günlerde Tarsus'ta askeri birliğimize saldırı gerçekleşti ve 6 askerimiz şehit oldu. Kim yaptı? Bilinmiyormuş! Gemi demir alıyordu ki! AKP'li vekiller seferden vazgeçip, gemiden indiler. Ama gemiye "durma, yola devam et" denilmişti bir kere. Ve İsrail, İsrailliğini yaptı, saldırdı. 9 vatandaşımızı katletti. 30 yaralımız vardı. Normalde hele hele uluslar arası sularda vatandaşları katledilen bir ülke, bu katliamı yapanlara karşı siyasi, sosyal ve ekonomik alanda en ağır yaptırımlara giderdi. Ama ülkemizi yöneten anlayış sadece lafla, keskin cümlelerle karşılık verdi. Durmadan laf attığımız İsrail ile ekonomik ilişkilerimiz yeni rekorları denemeye başladı. Hatta küçük Erdoğan'ın (Bilal) 'Gemicikleri'nin bu ülkenin limanlarında görüldüğü haberleri yapıldı. En ilginci ise Erdoğan hükümeti, İsrail'in NATO tatbikatlarına katılmasını onayladı.Her şeye rağmen İsrail'in kini bitmiyordu. Elçimizi alçak koltuğa oturttu. İktidarı, muhalefeti, medyası, ordusu vs. kin kusuyordu. ABD her açıklamasında koşulsuz İsrail'in yanında olduğunu beyan ediyordu. Artı ABD, Erdoğan'ı aramıyordu. Öyle ki Erdoğan, Obama'nın sesini bile özlediğini, itiraf etmek durumunda kaldı. Nihayet o sesi duydu ama elinde bezbool sopası vardı. Sonuç; Erdoğan'ın anlatmasına göre ABD araya girmiş, İsrail özür dilemiş ve tazminat ödemeyi kabul etmişti. Sıra miktar belirlemeye gelmişti.Gerçek sonuç ise Gazze'ye yardım gidemedi. Erdoğan'da, Gazze'ye hala gidemedi. İsrail her daim zalimliğine devam ediyor. Çocukları bile bile vahşice katlediyor. Ve benim ülkemde birileri hala Filistin üzerinden mücahitliğe devam ediyor. Bu süreçte İsrail'in kazandığı kesin. AKP söylemleri balon olarak kaldı ve patladı. Ülkemizdeki gündemde AKP aleyhine gelişiyor. Artık nerden çıktıysa, alçak koltuğa oturan İsrail elçisi bir kitap yazdı ve tamda bugünlerde piyasaya sürüldü. Elçiye göre saldırıda Mısır'ın parmağı varmış. Neden? Mısır bölgede büyük Türkiye istemiyormuş. Bundan dolayı İsrail ile Türkiye'yi kapıştırmak istiyormuş. Birisi bu elçiye, bölgede İsrail ile kavga edenlerin her zaman kahraman olduğunu ve olacağını anlatsın. Ya da elçi, bu fikri kimden aldığını açıklasın?Sonra Mavi Marmara'da yaralanan vatandaşımız iyileşemedi ve hayatını kaybetti. Erdoğan bu vatandaşın evine gitti, Kuran okudu. Birileri bu anları kaydetmiş ve sosyal medyaya sızdırmış! Ve bu görüntüler internette tık rekoru kırıyor. Sosyal medya ölen vatandaşımızı unutturdu, Kuran okuyan başbakanı kahraman yaptı. Haliyle akla Erdoğan'dan izinsiz ve habersiz bunu kim ve niçin servis etti? Sorusu geldi. Paralel yapı mı? Ertesi gün ise mahkememiz, İsrail genelkurmay başkanı ve bazı komutanlar için yakalama kararı ve kırmızı bülten çıkardı. Kırmızı bülten kararları mı? Güldürmeyin adamı ya hu! Bak Haşimi'de gülüyor!Sonuç: Soma faciasında itibar kaybeden ve yakında cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan iktidar partisi ve başbakanının, vatandaşının ve başka bir halkın acıları üzerinden itibar tazelemesi? Diğer sonuçları siz yazın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025