Merhaba değerli okuyucularımız. Aslında gönül bağı olarak asla kopmadığım bu güzel aileye yeniden dönüşün huzurunu, mutluluğunu yaşıyorum. Bundan böyle hem televizyonda hem de bu sayfalarda sizlerle buluşmaya devam edeceğim. Bu açıdan da ayrıca mutlu olduğumu sizlerle paylaşmak isterim.
Bu büyük aile, güzel ülkemizin sorunlarıyla tüm baskı ve engellere rağmen bıkmadan yılmadan ilgilenen ve çözüm üretmeye önem veren anlayışı ile inanıyorum ve biliyorum ki, şu zorlu günlerde Atatürk ilkelerine sahip çıkışıyla, ilkeleriyle çok büyük bir kitleye sahip olacaktır. Bu kaçınılmazdır.
Bu anlayışla sizleri saygı ile selamlıyorum.
Bu satırları yazdığım dakikalarda Kastamonu Bozkurt sel felâketi nedeniyle tamamen yok olmuştu. Canlar sel sularına kapılıp yitip gitmişti.
Daha birkaç gün önce korkunç görüntüleri ile yangın felâketini konuşurken bir afet daha. Hangisine yanalım? Hangisini tartışalım? Bu olanlara sadece "doğal afet, ne yapalım bölgenin fıtratında var" denebilir mi?
Her olayın ardından dün olduğu gibi bugün de bilinen sığ demeçler yine havada uçuşmaya başladı. Artık kimse bunları dinlemiyor. Çünkü inandırıcı, samimi değil.
Depremlerle ilgili bir çalışma yok. Ormanlar için ufak bir önlem dahi alınmadığını ciğerlerimiz yanarken gördük. Bu konuda ilgili kurumların başındakiler yan gelip yatmış. Orman Bakanı olan kişinin açıklamalarını hayretle izledik. Konuya hakim değil. Kulaktan dolma bilgilerle toplumun önüne çıkmaktan çekinmedi. Ülkemizin en güzel yerleri, ormanları, güzelim ağaçları kül oldu. Ama en önemlisi canlar yandı. Minicik örümceğinden kuşlara, koyunlara dek say sayabildiğin kadar, yandı bitti kül oldu. Sonra ne oldu? Koca bir hiç.
Filler tepişti çimenler ezildi. Yangın söndürme uçakları tartışmasından peş peşe skandallar çıktı. Yolsuzluk çıktı. Rant kavgası çıktı. Kolay yoldan ceplerini dolduranlar isim isim çıktı. Ne oldu? Hiç.
13-14 gün boyunca ormanlar yanmış, alevler evleri, canları yutmuş. "Yeşil vatan" "kapkara vatan" olmuş. Utanmadılar "yangın kontrol altında" derken. Yangın kendini kontrol etti ey muhteremler. Yanacak ne kalmıştı ki oralarda. Yandı yandı, yanacak şey kalmayınca bitti. Bu kadar.
Tüm o yangın görüntülerine içimiz yanarken, felâketlerin felâketi sel, önüne ne geldiyse aldı götürdü. Ama en acısı yine canlarımız gitti. Çok can gitti can. Yaraları saracağız diyorlar. Canları da getirin geri o halde.
İçim yanıyor, içimiz yanıyor.
Kastamonu Bozkurt'ta bile bile geldi felâket. Kim izin verdi o evlerin dere yatağına yapılmasına? Haydi yaptınız evleri oralara, neden bilimin sunduğu olanakları kullanmadınız? Bakanlıklar, belediyeler ne iş yapar? Üniversiteler nerede? Özetle bilimsellik nerede?
Cumhurbaşkanı Kastamonu Bozkurt'ta prompter okuyarak konuşmasını yapıyor.
Sel bölgesine de prompter götürülmüş??? Neyse. Ah neyse. Bu konuya girmeyelim. Konumuza dönelim.
Büyük önderimiz Atatürk'ün dediği gibi en önemlisi bilime inanmak ve bilim yolundan ayrılmamak.
Bu güzel ülke ancak bu yolla, Atatürkçü milli eğitimle, hurafe ve sahtekârlara inanmayarak, kendi değerlerine bağlı olarak hareket ettiğinde daha huzurlu günlere ulaşacaktır.
Çıkar uğruna topraklarımızı çok uluslu şirketlere peşkeş çekenler, ceplerini doldurmak için her türlü sahtekârlığı yapanlar, ormanları bina uğruna kesenler, bunlara izin verenler, bir bir biliniyor. Aslında hepsi biliniyor da, korku iklimini yaratanlar nedeniyle pek çok vatansever elini taşın altına sokmaya çekiniyor.
Yangın görüntüleri nedeniyle RTÜK kanallara ceza üstüne ceza verdi. Sosyal medya için yasaklar dizisi geliyor. Görünen o ki muazzam bir cadı avı başlatılacak. Tıpkı FETÖ'cü hainler döneminde olduğu gibi.
Ama durmak yok. Mücadeleye devam.
Bu düzen böyle gitmez. Gitmeyeceği de belli.
El ele, gönül birliği ile, güç birliği ile birleşelim.
Topluma güçlü MESAJ vererek, ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR diyen büyük önderimizin gösterdiği yolda yürüyerek, güzel ülkemizi geleceğe güvenle taşıyacağımıza inanıyorum.
Saygılarımla.
- Yeter artık, durun biraz yahu! / 25.01.2022
- Erkek olmak için kadın mı öldürmeli? / 17.11.2021
- Zor kış / 08.11.2021
- Gençlik bir çağ değildir / 26.10.2021
- O bir Kuvâyi Milliye destanı yazıyor / 18.10.2021
- Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın / 03.10.2021
- Eğitimde salgın sorunu ve çağdaş eğitim / 28.09.2021
- Türk demek Türkçe demektir / 27.08.2021
- Merhaba diyorum yeniden / 14.08.2021