Müslüman vatanını satamaz

Tuz bozulmaya başladı, tuz! İlahî ölçüler adeta kaybolmaya yüz tuttu, hayatımızdan çekilip alınıyor.Hak ve batıl birbirine karıştırılıyor.Müşrik ve mü'min aynı kefeye konuyor. Müslüman ile gayr-ı Müslim aynı cennete sokuluyor.Şüheda kanlarıyla sulanmış ve üzerinde 5 vakit ezan okunan "İslam toprakları", gayr-ı Müslimlere satılıyor, peşkeş çekiliyor; Müslüman kılığına bürünmüş olanlar bunu yapıyor, bununla iftihar ediyor.İşin en vahim yanı, bu "ölçülerin yozlaştırılması", hak ve batılın birbirlerine karıştırılıp "batılın hak olarak pazarlanması" Müslüman geçinenler eliyle yapılıyor.Bu münasebet ve stratejik ortaklıkların kurulduğu müşrikler ve gayr-ı Müslim topluklar, dünyanın öyle halim-selim, sıradan, kimseye zararı dokunmayan topluluklar değiller? Bilakis, dünyanın dört bir tarafında Müslümanların canlarına kast ediyorlar. Milyonlarca Müslüman'ı hunharca katlettiler, ediyorlar. Binlerce Müslüman kadının ırzına tecavüz ettiler, etmeye devam ediyorlar.Üzerinde 5 vakit ezan okunan İslam topraklarını işgal etiler, ediyorlar. Müslüman fert ve milletler ile böylesine bir düşmanlık ve vahşi savaş içinde olan fert ve topluluklar ile, Müslüman geçinenler ortaklık yapabiliyor, İslam topraklarını kelepir fiyatına onlara peşkeş çekebiliyor, onların kucağına ve ocağına sığınabiliyor.İşin daha vahim olan tarafı hacılar, hocalar, sakallılar, cüppeliler bu "itikadî yanlış"lara kafa sallıyor, destek veriyor, alkış tutuyor! Bunu yapanlar ve onların şakşakçıları, kendilerini kandırıyorlar. Ne böyle bir İslam olabilir, ne de böyle biri Müslüman olabilir!Böylesi kişilere, Müslüman denmez; ancak gayr-ı müslimin uşağı denir, gayr-ı müslimin bedava avukatı denir, gayr-ı müslimin emir eri denir!Allah ve Rasulü'nün ölçülerinden zerre kadar nasibi olan bir insan, bu vaziyeti böyle görür, böyle hükmeder.Ehl-i Sünnet'in ve Hanefi mezhebinin büyük imamlarından İmam Muhammed, İmam Serahsi tarafından şerhi yapılan "Siyer-i Kebir" adlı eserinde "gayr-ı Müslim ile münasebetler" bağlamında şu temel ölçüyü ortaya koyar:Bir Müslüman, müşrik veya Gayr-ı Müslim (Hristiyan-Yahudi?vs) olan annesinin cenazesinin arkasından sadece yürüyebilir. Ona dua edemez. Cenazenin ardından yürürken, sözkonusu müşrik ve gayr-ı Müslim topluluğun arasına karışarak yürüyemez, ayrı bir şekilde veya cenazenin önünde yürümesi gerekir. Böylece onların sayısını çoğaltmış olmaz (Bkz. İmam Muhammed, Siyer-i Kebir, XXXI, İslam babı).Müslüman'ın müşrik ve gayr-ı Müslim ile münasebetlerinde, en acılı cenaze işinde dahi, ölçü bu kadar açık iken, bugün Türkiye ve dünyada sergilenen bu ölçüsüz ittifak ve ilişkinin hesabını kimse veremez. Kimse, "Allah ve Rasulü'nün ölçülerini ortadan kaldıran" ölçüsüz ilişkilerini, mızrağa sığdıramaz, İslam diye pazarlayamaz. Hiç kimse, şüheda kanıyla yoğrulmuş ve üzerinde 5 vakit ezan-ı Muhammedî'nin okunduğu İslam toprağını, Türk topraklarını müşrik veya gayrı Müslim ecnebilere satıp devretmenin dinde fetvasını bulamaz, dünya ve ahrette de hesabını veremez!Hacı, hoca, cüppeli şalvarlı kılığında hiç kimse de böylesi bir batıl içinde debelenen zavallıları Müslüman gösteremez, bu derece batıl ve yanlış bir tezgahı "hak" olarak pazarlayamaz. Cümlesi bir araya gelsinler, bana İslam bilginleri arasında, "Üzerinde 5 vakit ezan okunan şüheda kanıyla yoğrulmuş İslam toprağını gayr-ı Müslime satılabileceğine ruhsat veren" bir fetva kırıntısı getirsinler? Getiremezler! Bu işleri güya İslam adına tezgahlayanlar, Müslümanlardan uzaktırlar, Müslüman olamazlar! Bunları kışkışlayan ve alkışlayanlar da onlar gibidirler! Bunlar Müslüman görünüyor diye, devlet veya bir başka güç adına Müslüman Türk milletine ve onun imanına yüklenenler de, onların değirmenine su taşıyan zavallılardır! Bu gerçek herkes tarafından böyle biline?