Bugün Cuma ve üç Cuma'dır, Hz. Fatıma Annemizi anladığım kadarıyla anlatmaya çalışıyorum. Önümüzdeki Cuma ise alemin şereflendiği gün. Peygamber Efendimizin doğum günü. Bu vesile ile Peygamber Efendimizi ve Ehl-i Beyt'ini bizlerle buluşturan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı da her daim rahmet ve özlemle anıyorum…
Neden Hz. Fatıma? Çünkü Peygamberimizin canıdır Fatıma. Çünkü Hz. Hatice Annemizin gözyaşıdır Hz. Fatıma.
Çünkü Yüce Allah'ın sevdiği, seçtiği, tertemiz kıldığı, masum ilan ettiği ve sevilmesini emrettiği 5 kişiden biridir Fatıma. Çünkü Kevser'in sahibidir Fatıma.
Çünkü Peygamberimizin maddi ve manevi mirasçısı İmam Ali'nin eşidir Fatıma.
Çünkü cennet gençlerinin efendileri İmam Hasan ve Hüseyin'in annesidir Fatıma.
Çünkü hak imamların annesidir Hz. Fatıma. Çünkü duaların kabulüne vesiledir Hz. Fatıma.
Çünkü bütün iman ehlinin annesidir Hz. Fatıma.
O Resulullah'a en çok benzeyen kimseydi
Ümmü Seleme annemizden şöyle bir rivayet vardır: "Resulullah'ın kızı Fatıma, insanlar içinde yüz ve sima olarak Resulullah'a en çok benzeyen kimseydi. Hz. Peygamber yolculuğa çıktığında, ailesinden en son görüştüğü kimse Fatıma idi ve yolculuktan döndüğünde ilk uğradığı kimse Fatıma idi."
Hz. Fatıma'nın iman ve ibadeti
Resulullah (s.a.a), Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyuruyordu:
"Allah-u Teala, kızım Fatıma'nın kalp ve azalarını, imanla öyle doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır."
İmam Hasan (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dünyada annem Fatıma'dan daha abide bir kimse yoktu. Allah'a ibadet etmede o kadar ayaküstü dururdu ki, ayakları şişerdi."
Ali olmasaydı Fatıma'ya eş bulunamazdı
Hz. Fatıma (a.s) evlilik çağına geldiğinde Kureyş'in şahsiyetli ve zengin kişileri ardı ardına O'na talip oldular.
Ancak Hz. Peygamber (sav) "Fatıma'nın evliliği Allah'ın emrine bağlıdır" buyurmak sureti ile O'nun izdivacının ancak ilahi vahiy neticesi olacağına işaret ediyordu…
Hatta zenginlik ve ilk İslam olma hususunda birbirlerini öne atıp, ben şu kadar mihr veririm, diyenlere Hz. Peygamber öfkeyle şöyle demiştir;
"Sen, Benim para ve servete taptığımı mı sandın ki, Bana servetinle iftihar ediyorsun? Bana parayla evlenmeyi mi tahmil etmek istiyorsun"
Hz. Ali'de, Hz. Fatıma ile evlenmek istiyordu. Ancak utangaçlığı ve fakirliği sebebi ile niyetini Hz. Peygambere açmaktan çekiniyordu.
Ebu Bekir, Ömer ve Sa'd b. Muaz'ın teşvikiyle konuyu Resulullah'a (sav) açmaya karar verdi.
Bu maksatla Ümmü Seleme'nin evine gitti. Resulullah (sav) orada bulunuyordu. Kapıyı çaldı. Resulullah (sav) Ümmü Seleme'ye; "Kapıyı aç. Allah ve Resulünü seven, Allah ve Resulü'nün de kendisini sevdiği bir kimse geldi" buyurdu."
"Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ben, seni yeryüzünde Fatıma ile evlendirmeden önce, Allah gökte seni onunla evlendirdi. Sen, bana gelmeden önce gökten bir melek şuracıkta bana geldi ve şöyle dedi:
"Ey Muhammed! Yüce Allah yeryüzüne nazar etti. Mahlûkatı içinde seni seçerek elçi olarak gönderdi. Sonra ikinci kez yeryüzüne nazar etti. Orada senin için bir kardeş, bir vezir, bir arkadaş ve bir damat seçti. Kızın Fatıma'yı (a.s.) onunla evlendirdi. Gökteki melekler bu olayı kutladılar.
Ey Muhammed, Allah bana, Ali'yi yeryüzünde Fatıma ile evlendirmeni söylememi ve onları tertemiz, seçkin, arınmış, hayırlı, dünyada ve ahrette erdem sahibi iki oğulla müjdelemeni emretti."
Ey Ali! Allah'a yemin ederim, daha melek gökyüzüne yükselmemişti ki, sen kapıyı çaldın."
Hz. Fâtıma ile Hz. Ali'nin evliliğine karar verildikten sonra, kadınlar Fatıma ez-Zehra'ya gelerek, "Baban seni parası pulu olmayan birisi ile evlendirdi!" dediler.
Buna üzülen Fatıma (a.s.) durumu Allah'ın Resulüne iletince o şöyle buyurdu: "Seni ümmetim içinde İslam'ı ilk kabul eden, en çok ilim ve hilm sahibi birisiyle evlendirmeme razı olmuyor musun?"
Hz. Fâtıma (a.s.), "Razı oldum ya Resulullah" dedi.
Resulullah (s.a.v.) ümmete sünnet olması bakımından Hz. Fâtıma'yı 400 miskal karşılığı bir mehirle evlendirmiştir.
Hz. Peygamber Hz. Ali'ye mehir olarak ne vereceğini sorduğunda İmam Ali sahip olduğu üç şeyi de mehir olarak sunmuştur. Bunlar; kılıcı, zırhı ve sulama işlerinde kullandığı devesi idi.
Hz. Peygamber, zırhını mehir olarak kabul etmiş ve onu çarşıda satarak parayı kendisine getirmesini emretmiştir.
Hz. Fatıma'nın evinin mahremiyeti
Hz. Fatıma'nın (a.s) evinin Cenab-ı Hak katında özel bir konuma sahip olduğu ayet ve hadis ile sabittir.
"Allah'ın yüksek tutulmasına ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde, insanlar sabah, akşam O'nu tespih ederler." (Nur 36)
Hz. Peygamber Mescidi Şerifte iken bu ayet nazil oldu. Bir adam kalktı ve şöyle dedi; Ey Allah'ın Resulü! Bu evler mi? Resulullah (sav) şöyle buyurdu; "Peygamberlerin evleri."
Bunun üzerine Ebu Bekir Resulullah'a (sav); "Ey Allah'ın Resulü! (Ali ve Fatıma'nın evini işaret ederek) bu evde o evlerden midir?" dedi.
Resulullah (sav); "Evet, hatta en üstünlerindendir" buyurdu.
Sakife'den sonra Ömer b. Hattab ve adamları o mübarek haneyi basmış ve bu konudaki ayet ve hadisi de çiğnemiştirler. (geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma ve İmam Ali eserlerinden bakınız)
Rabbim hakkıyla O'na evlat olmayı ve şefaatine nail nasip eylesin. (amin)
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025