Ülkemiz kaynıyor, komşularımız yanıyor. Kobani, Cerablus, Tel Abyad, Menbic, Rakka, Musul derken Kerkük de yanmaya daha doğrusu yakılmaya başladı. İnsanlar katlediliyor. Bir milyon insanın göç edeceğinden bahsediliyor.
Kim, kimin müttefiki? Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Hangisi terör örgütü, hangisi vatan savunmacısı karar verilemiyor. Irak konuşuyor, İran konuşuyor, Rusya, Esad konuşuyor. Barzani, Salih Müslim konuşuyor. ABD, Fransa, Almanya? 36 ülke konuşuyor. Türkiye de konuşuyor.
İlginçtir! Bu tabloda Türkiye göze batıyor. Türkiye'nin, 'müttefikim' dediği başta ABD olmak üzere diğer ülkeler adeta ülkemiz ile dalga geçiyor.
Müttefik dediğimiz ABD, Ankara'da, 'Türkiye, Musul operasyonunda olacak' diyorlar. Irak da, 'böyle bir şey söz konusu değil' diyor.
Erdoğan herhalde ABD'nin gerçek yüzünü görmüş olacak ki son açıklamasında; "Bölgede teröre karşı ortak mücadelede saygıdeğer, kıymetli dostum Putin'in desteğine ihtiyacım var. Bu alanda Rusya ile işbirliğimiz için biz gereken her adımı atmaya hazırız" dedi.
Gelişmeler sıcak. Ama bu gelişmelere soğuk kalanlar var. Mesela Ermenistan. Her fırsatta 'Büyük Ermenistan', 'Türkler soykırım yaptı' vs. söylemlerini dilinden düşürmeyen, uluslararası platformlarda dilencilik yapan Ermenistan piyasada yok. Neden?
Rum Kesimi ve Türkiye'deki sözcüsü Ortodoks Patriği de piyasada görünmüyor. Rum Pontus söylemlerini de duyamıyoruz. Neden? Yunanistan'dan da pek ses çıkmıyor. Neden?
Ve her fırsatta, 'Türkiye'de yaşayan Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma hakları vardır' diyen Barzani'den de eskisi gibi ses çıkmıyor.
En çok dikkat çeken ise İsrail? Evet, İsrail, medyamız yazmasa da, göstermese de, gündem etmese de yaşlı, genç, çocuk, büyük demeden Filistinli Müslümanları katletmeye devam ediyor. Ama bölge yanarken, bu bölgede 2 bin yıldır seslendirdikleri 'Büyük İsrail' hayalinden hiç bahsedilmiyor. Neden?
Acaba diyorum, bu devlet ve Ortodoks Patriği, ideallerinden vaz mı geçtiler? Yoksa bu devlet ve Patrik'i, ülkemize karşı kışkırtan ağabeyleri veya hizmetkarı olan küresel kan emiciler, 'siz susun. Konuşursanız, Türk Milletinin damarına basarsınız. Türk Milletinin damarına bir bastınız mı bu coğrafyada hiç kimseyi bırakmazlar.
Biz, sizin adınıza demokrasi, özgürlük, barış, terör örgütlerinden temizlemek vs. diyerek hedeflerinizi tek tek gerçekleştiriyoruz' mu diyorlar!
Evet, İsrail'in, Rum Kesiminin, Ermenistan'ın, Yunanistan'ın bu sessizliğine siz ne diyorsunuz?
TÜİK
TÜİK'ten, şahsıma bir açıklama geldi. 13.10.2016 Tarihli 'Sevgili Canan Karatay' adlı yazımda, Türkiye'deki fakirlik ve yoksulluk rakamlarını TÜİK kaynaklı olarak yazmışım. Yanılmışım. Bir daha inceledim. Belirlenen rakamlar Türk-İş'in ortaya koyduğu rakamlar.
Biz düzeltmemizi yaptık. Ama bu düzeltme ile ne yoksulluk sınırında ve ne de fakirlik sınırında hiçbir artış olmadı.
Dikkatimi çeken ise TÜİK'in gönderdiği yazıda, kendilerinin 2009'dan beri fakirlik ve yoksulluk sınırı ile ilgili herhangi bir çalışma yapmadıklarını ifade etmeleriydi.
Neden? Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi aynen Sayıştay'ın devre dışı bırakılması gibi TÜİK'e de, "milletin gerçeklerini sakın araştırıp, ortaya koymayın' emri gelmiş olabilir. Veya TÜİK, 'Bu kadar yoksulu ben nasıl sayayım' postası da koymuş olabilir!
Sizce hangisi?
Kim, kimin müttefiki? Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Hangisi terör örgütü, hangisi vatan savunmacısı karar verilemiyor. Irak konuşuyor, İran konuşuyor, Rusya, Esad konuşuyor. Barzani, Salih Müslim konuşuyor. ABD, Fransa, Almanya? 36 ülke konuşuyor. Türkiye de konuşuyor.
İlginçtir! Bu tabloda Türkiye göze batıyor. Türkiye'nin, 'müttefikim' dediği başta ABD olmak üzere diğer ülkeler adeta ülkemiz ile dalga geçiyor.
Müttefik dediğimiz ABD, Ankara'da, 'Türkiye, Musul operasyonunda olacak' diyorlar. Irak da, 'böyle bir şey söz konusu değil' diyor.
Erdoğan herhalde ABD'nin gerçek yüzünü görmüş olacak ki son açıklamasında; "Bölgede teröre karşı ortak mücadelede saygıdeğer, kıymetli dostum Putin'in desteğine ihtiyacım var. Bu alanda Rusya ile işbirliğimiz için biz gereken her adımı atmaya hazırız" dedi.
Gelişmeler sıcak. Ama bu gelişmelere soğuk kalanlar var. Mesela Ermenistan. Her fırsatta 'Büyük Ermenistan', 'Türkler soykırım yaptı' vs. söylemlerini dilinden düşürmeyen, uluslararası platformlarda dilencilik yapan Ermenistan piyasada yok. Neden?
Rum Kesimi ve Türkiye'deki sözcüsü Ortodoks Patriği de piyasada görünmüyor. Rum Pontus söylemlerini de duyamıyoruz. Neden? Yunanistan'dan da pek ses çıkmıyor. Neden?
Ve her fırsatta, 'Türkiye'de yaşayan Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma hakları vardır' diyen Barzani'den de eskisi gibi ses çıkmıyor.
En çok dikkat çeken ise İsrail? Evet, İsrail, medyamız yazmasa da, göstermese de, gündem etmese de yaşlı, genç, çocuk, büyük demeden Filistinli Müslümanları katletmeye devam ediyor. Ama bölge yanarken, bu bölgede 2 bin yıldır seslendirdikleri 'Büyük İsrail' hayalinden hiç bahsedilmiyor. Neden?
Acaba diyorum, bu devlet ve Ortodoks Patriği, ideallerinden vaz mı geçtiler? Yoksa bu devlet ve Patrik'i, ülkemize karşı kışkırtan ağabeyleri veya hizmetkarı olan küresel kan emiciler, 'siz susun. Konuşursanız, Türk Milletinin damarına basarsınız. Türk Milletinin damarına bir bastınız mı bu coğrafyada hiç kimseyi bırakmazlar.
Biz, sizin adınıza demokrasi, özgürlük, barış, terör örgütlerinden temizlemek vs. diyerek hedeflerinizi tek tek gerçekleştiriyoruz' mu diyorlar!
Evet, İsrail'in, Rum Kesiminin, Ermenistan'ın, Yunanistan'ın bu sessizliğine siz ne diyorsunuz?
TÜİK
TÜİK'ten, şahsıma bir açıklama geldi. 13.10.2016 Tarihli 'Sevgili Canan Karatay' adlı yazımda, Türkiye'deki fakirlik ve yoksulluk rakamlarını TÜİK kaynaklı olarak yazmışım. Yanılmışım. Bir daha inceledim. Belirlenen rakamlar Türk-İş'in ortaya koyduğu rakamlar.
Biz düzeltmemizi yaptık. Ama bu düzeltme ile ne yoksulluk sınırında ve ne de fakirlik sınırında hiçbir artış olmadı.
Dikkatimi çeken ise TÜİK'in gönderdiği yazıda, kendilerinin 2009'dan beri fakirlik ve yoksulluk sınırı ile ilgili herhangi bir çalışma yapmadıklarını ifade etmeleriydi.
Neden? Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi aynen Sayıştay'ın devre dışı bırakılması gibi TÜİK'e de, "milletin gerçeklerini sakın araştırıp, ortaya koymayın' emri gelmiş olabilir. Veya TÜİK, 'Bu kadar yoksulu ben nasıl sayayım' postası da koymuş olabilir!
Sizce hangisi?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024