Gündeme getirilmeyen “akıllı adamlar” ile gündemden düşmeyen “akil adamları” konuşuyoruz günlerdir.
Ülkemizin bütünlüğünün tartışıldığı son birkaç yılda, hükümetin dayatmalarına karşı çıkanlar, karşılarında hukuku buldu. Halk ise medya tarafında ya Erdoğansever yapıldı, ya da magazinle, dizi filmlerle, yarışmalarla vs. uyutuldu.
Koskoca Türk Milleti, Alex’e sahip çıktığı kadar vatanı için, kendisi için çalışanlara, gayret edenlere sahip çıkmadı. Drogba’sını, Sneijder’ini, manken eşini vs. gündem ettiği kadar ülkenin vahim durumunu gündem etmedi.
Tabi ülkemizin düştüğü bu durumu, hükümetin yanlış politikalarının sonunu gören, her ortamda milli ve manevi değerlerimizi yaşatma gayretinde olanlar da var. Bunların başında Pof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu geliyor. Sayın Baş ve kadrosu ülkemizin her derdine talip oldu, çözümü ortaya koydu. Bu hafta İzmir’de 12. Milli Kahramanlar programını yaptı. Teslimiyetçileri, çözümsüzleri ve mantıklarını ortaya koyarak, tek çareyi gösterdiler.
Sayın Baş ve ekibi öyle proje ve mantıklar ortaya koyuyor ki, Meclis’teki partiler, gelecekleri için bu sese kulak vermiyorlar. Çünkü halkın geneli bu sesten haberdar olursa hem pabuçları dama atılacak, hem de hukukun ve daha önemlisi milletin vicdan mahkemesinde yargılanacaklar. Tıpkı Damat Ferit gibi…
Öte yandan tasmalı medyayı geç, kendini ulusalcı, solcu, milliyetçi vs. olarak tanımlayıp, AKP icraatlarına karşı duranların bile Sayın Baş’ın fikirlerini, projelerini benimsesinler demiyorum ama neden sorgulamadıklarını merak ediyorum…
Tabi ki bu ülkede birçok milli ve manevi değerimize sahip çıkan, yaşadığımız tehlikeleri ve sonuçlarını görebilen aydınlarımız da var. Yeri gelmişken belirteyim; Ortak paydamız vatan ve millet ise ez azından tek ses olmalıyız. Bu sesin adresi de bellidir.
27 Mart 2013 günü Ankara Sürmeli Oteli'nde siyasetçi, parti başkanı, akademisyen, yazarlardan oluşan üç yüzü aşkın akıllı adamlar bir araya gelip, ülkemizin bu hassas sürecinde bir değerlendirme yapıp ve hepsi tarafından imzalanan 3 maddelik bir bildiri yayınladılar. Bildiri de;
1- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve sahibi olan Türk Milleti'nin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa'dan çıkarılamaz.
2- Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz.
3- Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayıp Osmanlı ile devam eden Türk Milleti'nin kesintisiz egemenliğini esas alan, büyük Atatürk'ün kurduğu millî devlet yapısı ortadan kaldırılamaz" deniyordu…
Tabi ülkemizde “akıllı adamlar” pek kale alınmadığı için gündem olmadı. Gündem “akil adamlardı.” Nihayet belirlendiler de rahatladık.
Yalnız bu süreçte benim dikkatimi çeken ve bazı yazarlarında dikkatinden kaçmayan bir ayrıntı vardı. Neden 7?
Evet, ilk başta yedi bölgeye yedi akil adam planlanmıştı. İşte ona binaen neden yedi, sorusunun cevabı merak uyandırmıştı.
Yedi kollu şamdan, Yahudilerin (İsrail’in) en meşhur simgesidir. Erdoğan’ın Yahudilerle ve İsrail ile olan dostluğu malum. Aldığı üstün hizmet veya cesaret madalyası (ki, ilk kez bir Müslüman’a veriliyor) ortada. Başbakan’ın evindeki yedi kollu şamdan sırrını koruyor.
İsrail’in telefon özrünü, üç yıllık dik duruş, olarak tarif etmişti Dışişleri bakanımız. Açıklandı ki, bu üç yıllık dik duruşta, İsrail ile olan ticaretimiz zirve yapmış. Hatta gemicik sahibi evlatlar, bu gemicikleri ile İsrail sularına bolca giriş, çıkış yapmışlar.
Tabi görebilenler için PKK-Kürdistan denkleminin sonucunun Büyük İsrail olduğu açıktır. Haliyle bu yedi rakamı da bu denklemin sonucunu çağrıştırmıştır.
Artık bu denklemi bozmak veya çağrışımların önüne geçmek için mi bilemiyorum, hükümet, akil adam sayısını yediden dokuza çıkardı. İlginçtir! Yahudilerin, Siyonistlerin geleneğinde dokuz kollu şamdanda meşhurlar arasında. Nedir bu AKP’nin, Yahudilerden çektiği anlamadım!!!
Ülkemizin bütünlüğünün tartışıldığı son birkaç yılda, hükümetin dayatmalarına karşı çıkanlar, karşılarında hukuku buldu. Halk ise medya tarafında ya Erdoğansever yapıldı, ya da magazinle, dizi filmlerle, yarışmalarla vs. uyutuldu.
Koskoca Türk Milleti, Alex’e sahip çıktığı kadar vatanı için, kendisi için çalışanlara, gayret edenlere sahip çıkmadı. Drogba’sını, Sneijder’ini, manken eşini vs. gündem ettiği kadar ülkenin vahim durumunu gündem etmedi.
Tabi ülkemizin düştüğü bu durumu, hükümetin yanlış politikalarının sonunu gören, her ortamda milli ve manevi değerlerimizi yaşatma gayretinde olanlar da var. Bunların başında Pof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu geliyor. Sayın Baş ve kadrosu ülkemizin her derdine talip oldu, çözümü ortaya koydu. Bu hafta İzmir’de 12. Milli Kahramanlar programını yaptı. Teslimiyetçileri, çözümsüzleri ve mantıklarını ortaya koyarak, tek çareyi gösterdiler.
Sayın Baş ve ekibi öyle proje ve mantıklar ortaya koyuyor ki, Meclis’teki partiler, gelecekleri için bu sese kulak vermiyorlar. Çünkü halkın geneli bu sesten haberdar olursa hem pabuçları dama atılacak, hem de hukukun ve daha önemlisi milletin vicdan mahkemesinde yargılanacaklar. Tıpkı Damat Ferit gibi…
Öte yandan tasmalı medyayı geç, kendini ulusalcı, solcu, milliyetçi vs. olarak tanımlayıp, AKP icraatlarına karşı duranların bile Sayın Baş’ın fikirlerini, projelerini benimsesinler demiyorum ama neden sorgulamadıklarını merak ediyorum…
Tabi ki bu ülkede birçok milli ve manevi değerimize sahip çıkan, yaşadığımız tehlikeleri ve sonuçlarını görebilen aydınlarımız da var. Yeri gelmişken belirteyim; Ortak paydamız vatan ve millet ise ez azından tek ses olmalıyız. Bu sesin adresi de bellidir.
27 Mart 2013 günü Ankara Sürmeli Oteli'nde siyasetçi, parti başkanı, akademisyen, yazarlardan oluşan üç yüzü aşkın akıllı adamlar bir araya gelip, ülkemizin bu hassas sürecinde bir değerlendirme yapıp ve hepsi tarafından imzalanan 3 maddelik bir bildiri yayınladılar. Bildiri de;
1- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve sahibi olan Türk Milleti'nin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa'dan çıkarılamaz.
2- Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz.
3- Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayıp Osmanlı ile devam eden Türk Milleti'nin kesintisiz egemenliğini esas alan, büyük Atatürk'ün kurduğu millî devlet yapısı ortadan kaldırılamaz" deniyordu…
Tabi ülkemizde “akıllı adamlar” pek kale alınmadığı için gündem olmadı. Gündem “akil adamlardı.” Nihayet belirlendiler de rahatladık.
Yalnız bu süreçte benim dikkatimi çeken ve bazı yazarlarında dikkatinden kaçmayan bir ayrıntı vardı. Neden 7?
Evet, ilk başta yedi bölgeye yedi akil adam planlanmıştı. İşte ona binaen neden yedi, sorusunun cevabı merak uyandırmıştı.
Yedi kollu şamdan, Yahudilerin (İsrail’in) en meşhur simgesidir. Erdoğan’ın Yahudilerle ve İsrail ile olan dostluğu malum. Aldığı üstün hizmet veya cesaret madalyası (ki, ilk kez bir Müslüman’a veriliyor) ortada. Başbakan’ın evindeki yedi kollu şamdan sırrını koruyor.
İsrail’in telefon özrünü, üç yıllık dik duruş, olarak tarif etmişti Dışişleri bakanımız. Açıklandı ki, bu üç yıllık dik duruşta, İsrail ile olan ticaretimiz zirve yapmış. Hatta gemicik sahibi evlatlar, bu gemicikleri ile İsrail sularına bolca giriş, çıkış yapmışlar.
Tabi görebilenler için PKK-Kürdistan denkleminin sonucunun Büyük İsrail olduğu açıktır. Haliyle bu yedi rakamı da bu denklemin sonucunu çağrıştırmıştır.
Artık bu denklemi bozmak veya çağrışımların önüne geçmek için mi bilemiyorum, hükümet, akil adam sayısını yediden dokuza çıkardı. İlginçtir! Yahudilerin, Siyonistlerin geleneğinde dokuz kollu şamdanda meşhurlar arasında. Nedir bu AKP’nin, Yahudilerden çektiği anlamadım!!!
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024