'Nereye kadar inkar!' seslendirme dosyası:
Bizim kültürümüzde 'hata, insana mahsustur, hatasız kul olmaz, beşer, şaşar' gibi ilahi gerçekler insani lafızlarla ifade edilir. Diğer taraftan bu gerçekleri günlük hayatımızda hem yaşar, hem de ifade ve itirafta ederiz.
Ama iş siyaset olunca, hele hele iktidar partisi olunca hiçbir şekilde hatayı, eksikliği, yanlışı, şaşmaya kabul etmiyorlar. Kabulü de geçtik siyasi partiye bir kutsiyet izafe edilmeye çalışılıyor.
Kimileri rüyalanıyor, rüyalarından haber veriyor, müjdeliyor! Hadi onları geçtik, diyelim. Bizzat vekillik, bakanlık yapmış kişilerin sözleri ortada!
"Erdoğan, Allah'ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir liderdir"
"Başbakan sözü, peygamber sünnetidir."
Hatta bir dönem İçişleri Bakanlığı yapmış şimdi AKP dış ilişkilerden sorumlu kişilerinden Efkan Ala; "Peygamber hata yaptı, biz yapmadık" demişti.
Değer mi? Yarın herkes yaptığıyla da, söylediğiyle de yüzleşecek!
İşin madde boyutuna gelince! Adeta AKP sayesinde yürüyorsunuz, konuşuyorsunuz kısaca AKP sayesinde yaşıyorsunuz, algısı yükleniyor beyinlere.
Öyle bir söylemler var ki, bizden önce bardak yoktu, buzdolabı yoktu, otobüs yoktu, havalimanı yoktu, yol yoktu. AKP Kars vekili, 'bizden önce tuvalet yoktu' bile dedi. Neredeyse 'bizden önce Türkiye'de yaşam yoktu' denilecek noktasına geldik.
Diğer taraftan maddi ve manevi bir buhrana yakalanmış vaziyette. Ajanslar, medya, 'sebebi bilinmeyen, psikolojik sorunları olan' başlıklarıyla verse de bugün ülkemizde günde ortalama 5-6 intihar vakası gerçekleşiyor.
Günde ortalama 450 boşanma yani günde 450 aile dağılıyor. Günde ortalama cinayet sayısı 11. Hemen her gün bir kadın öldürülüyor. Günde 200'den fazla hırsızlık vakası yaşanıyor. Fuhuş kayıtları artık tutulmuyor!
Bu vahim tablonun merkezine indiğinizde ekonomik sorunlar karşınıza çıkıyor. Diğer ifadeyle maddi ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların ihtirasları tetikleniyor. Haliyle ortaya cinayet çıkıyor, fuhuş çıkıyor, gasp, hırsızlık çıkıyor. Kısaca huzursuz bir toplum çıkıyor ortaya.
Gelir adaletsizliğinde zirve yaşıyoruz. Hiçbir dönemde böylesi bir mutlu azınlık ile büyük çoğunluk arasında büyük bir çukur oluşmamıştı.
Ama iktidar partisi bu çukuru telefonlarla, evlerle, araçlarla doldurarak gözleri görmez etti.
'Çiftçiye ıpone 6 senin neyine' denildiği günlerde yine iktidar partisinin Kayseri Vekili İsmail Tamer, katıldığı bir televizyon programında; "Bugün bakıyoruz, eleştiren insanlar cep telefonlarını 6 ayda bir değiştiriyorlar. Arabalarını yılda belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlimizin evinin önünde arabası mevcut".
Baktığın zaman dediği doğru. Peki, gördüğün zaman? Sayın vekile, bu arabaları nasıl alıyorlar? Alın teri ile mi, banka faizi ile mi, diye bir sorun. Sonra vatandaşın 1 trilyona dayanan kredi ve kredi kartı borçlarını hatırlatın. Belki en azından övünmekten vazgeçerler.
Diğer taraftan bu ülkede gelir adaletsizliğini dile getirenler genelde bu adaletsizlikten pek fazla canı yanmayan kesimler.
İlginç olan ise bu adaletsizliğin bedelini ödeyenler, bu adaletsizliği ortaya çıkaranları çılgınca alkışlıyor.
Geçenlerde Papa, İslam Coğrafyasına giriş yaptı ve bu coğrafyayı 'Kadim Hristiyan toprağı' olarak tanımladı.
Barzanileri ziyaret etti. Bu Barzaniler, ülkemizin topraklarını kendi toprakları olarak gösteren bir pul, harita bastılar.
Yunanistan hemen her gün ülkemiz aleyhine açıklama yapıyor.
AB, ABD saflarını açıkça dile getiriyor ve biz, Yunanistan tarafındayız, diyorlar.
Karadeniz ısıtılıyor, Akdeniz zaten sıcak. Tabi bu kadar net hedefe alınmışken neden bu kadar hafif ve pasif tepki veriyorsunuz, diye soruyorum.
Sosyal medyadan birçok kişi; Ne yapalım yani, savaş mı açalım, diye bir mantık ortaya koyuyorlar.
Hayır, efendim. Biz savaş yanlısı değiliz. Ama En azından Eset'e, Mısır'a karşı gösterdiğiniz tepkinin onda birini, hadi onu da geçtik CHP ve eski askerler için kullandığınız üslubu kullanın da en azından psikolojik olarak rahatlayalım, diyorum.
Ama iş siyaset olunca, hele hele iktidar partisi olunca hiçbir şekilde hatayı, eksikliği, yanlışı, şaşmaya kabul etmiyorlar. Kabulü de geçtik siyasi partiye bir kutsiyet izafe edilmeye çalışılıyor.
Kimileri rüyalanıyor, rüyalarından haber veriyor, müjdeliyor! Hadi onları geçtik, diyelim. Bizzat vekillik, bakanlık yapmış kişilerin sözleri ortada!
"Erdoğan, Allah'ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir liderdir"
"Başbakan sözü, peygamber sünnetidir."
Hatta bir dönem İçişleri Bakanlığı yapmış şimdi AKP dış ilişkilerden sorumlu kişilerinden Efkan Ala; "Peygamber hata yaptı, biz yapmadık" demişti.
Değer mi? Yarın herkes yaptığıyla da, söylediğiyle de yüzleşecek!
İşin madde boyutuna gelince! Adeta AKP sayesinde yürüyorsunuz, konuşuyorsunuz kısaca AKP sayesinde yaşıyorsunuz, algısı yükleniyor beyinlere.
Öyle bir söylemler var ki, bizden önce bardak yoktu, buzdolabı yoktu, otobüs yoktu, havalimanı yoktu, yol yoktu. AKP Kars vekili, 'bizden önce tuvalet yoktu' bile dedi. Neredeyse 'bizden önce Türkiye'de yaşam yoktu' denilecek noktasına geldik.
Diğer taraftan maddi ve manevi bir buhrana yakalanmış vaziyette. Ajanslar, medya, 'sebebi bilinmeyen, psikolojik sorunları olan' başlıklarıyla verse de bugün ülkemizde günde ortalama 5-6 intihar vakası gerçekleşiyor.
Günde ortalama 450 boşanma yani günde 450 aile dağılıyor. Günde ortalama cinayet sayısı 11. Hemen her gün bir kadın öldürülüyor. Günde 200'den fazla hırsızlık vakası yaşanıyor. Fuhuş kayıtları artık tutulmuyor!
Bu vahim tablonun merkezine indiğinizde ekonomik sorunlar karşınıza çıkıyor. Diğer ifadeyle maddi ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların ihtirasları tetikleniyor. Haliyle ortaya cinayet çıkıyor, fuhuş çıkıyor, gasp, hırsızlık çıkıyor. Kısaca huzursuz bir toplum çıkıyor ortaya.
Gelir adaletsizliğinde zirve yaşıyoruz. Hiçbir dönemde böylesi bir mutlu azınlık ile büyük çoğunluk arasında büyük bir çukur oluşmamıştı.
Ama iktidar partisi bu çukuru telefonlarla, evlerle, araçlarla doldurarak gözleri görmez etti.
'Çiftçiye ıpone 6 senin neyine' denildiği günlerde yine iktidar partisinin Kayseri Vekili İsmail Tamer, katıldığı bir televizyon programında; "Bugün bakıyoruz, eleştiren insanlar cep telefonlarını 6 ayda bir değiştiriyorlar. Arabalarını yılda belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlimizin evinin önünde arabası mevcut".
Baktığın zaman dediği doğru. Peki, gördüğün zaman? Sayın vekile, bu arabaları nasıl alıyorlar? Alın teri ile mi, banka faizi ile mi, diye bir sorun. Sonra vatandaşın 1 trilyona dayanan kredi ve kredi kartı borçlarını hatırlatın. Belki en azından övünmekten vazgeçerler.
Diğer taraftan bu ülkede gelir adaletsizliğini dile getirenler genelde bu adaletsizlikten pek fazla canı yanmayan kesimler.
İlginç olan ise bu adaletsizliğin bedelini ödeyenler, bu adaletsizliği ortaya çıkaranları çılgınca alkışlıyor.
Geçenlerde Papa, İslam Coğrafyasına giriş yaptı ve bu coğrafyayı 'Kadim Hristiyan toprağı' olarak tanımladı.
Barzanileri ziyaret etti. Bu Barzaniler, ülkemizin topraklarını kendi toprakları olarak gösteren bir pul, harita bastılar.
Yunanistan hemen her gün ülkemiz aleyhine açıklama yapıyor.
AB, ABD saflarını açıkça dile getiriyor ve biz, Yunanistan tarafındayız, diyorlar.
Karadeniz ısıtılıyor, Akdeniz zaten sıcak. Tabi bu kadar net hedefe alınmışken neden bu kadar hafif ve pasif tepki veriyorsunuz, diye soruyorum.
Sosyal medyadan birçok kişi; Ne yapalım yani, savaş mı açalım, diye bir mantık ortaya koyuyorlar.
Hayır, efendim. Biz savaş yanlısı değiliz. Ama En azından Eset'e, Mısır'a karşı gösterdiğiniz tepkinin onda birini, hadi onu da geçtik CHP ve eski askerler için kullandığınız üslubu kullanın da en azından psikolojik olarak rahatlayalım, diyorum.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024