O, oyu yıllar önce almıştınız zaten

Bir haftadır medyada, Başbakanın bir öğretmene “o oyu al …” sözü konuşuluyor. Birçok yazar, çizer de Başbakanı eleştirdi. Tabi ki eleştirilere aynen katılıyorum. Bir Başbakan asla halkına böyle davranmamalı.
Büyük olduğunu iddia ediyorsan, bunu ispat ta edeceksin. Böyle bir iddian yoksa zaten sorun da yok.
Türkiye’nin getirildiği bu noktada ise ben, başbakanı bu öğretmen diyalogunda haklı görüyorum. Neden?
Eskiden öğretmenlere “eğitmen” denilirdi. Ne demek eğitmen veya öğretmen? İnsan yetiştiren. İnsandan anlayan kişi, demek. Geldiğimiz noktada ise üzülerek belirteyim ki, öğretmenler, öğretmeye devam etseler de insandan anlama kabiliyetlerini büyük oranda yitirmiş durumdalar.
Şu an ülkemizde 800 bin civarında görevde öğretmen var. 350 bin civarında ise öğretmenlik eğitimini tamamlamış ama bu görevi yerine getirmesi engellenen öğretmen adaylarımız var. Yani toplamda 1 milyon 200 bine yakın bir eğitimci kitlesi. Bir ülke için müthiş bir güç.
Daha önce de defalarca dile getirdik; Türk halkı gibi öğretmenler de, iktidarın söylemlerine aldanıyorlar, pembe rüyalara dalıyorlar, diye. Hadi halk kömüre, makarnaya vs. kandı. Sizler, insandan anlayan, insan yetiştiricisi olan sizler neye kandınız, niye kandınız?
Ha! Bu hükümet 2002’de iktidara gelmeden önce geçmiş hükümeti, “bu çocukları atamayacaksanız neden okutuyorsunuz? Biz geldiğimizde bütün öğretmenler atanacak” gibi söylemlere kandıysanız, ilk seçimden sonra iki seçim ve 10 yıl daha geçti. Siz hala 2002’de takılıp, kalmışsanız, kusura bakmayın daha çok beklersiniz.
Sonra bu iktidar “ithal öğretmeni” gündeme getirdi. Sizlere defalarca posta koydu. “Gidin başka sektörlerde iş bulun” dedi. Güvercine bile benzetti. Eğitim yapımızı yap-boza çevirdi. Gıkınız çıkmadı.
Hayatta her şey iş mi? Para mı? Ya idealler! Ya gelecek! Ya çocuklarımız! Ya vatan! Ya Millet! Sizler bu değerlere sahip çıkıp, insanımızı ayıktırmazsanız, köylü Mehmet efendiye, esnaf Hasan emmiye ben ne anlatacağım?
(Haşa) Birileri gibi kimseye terörist olun, dağa çıkın, demiyorum. Sadece yaşadığınız gerçekleri, en azından size verilen sözleri vatandaşa anlatın. Bunca yıl okudunuz. Öğretme kabiliyetiniz var haliyle. Eğer sizler bu kabiliyetinizi yıllar önce kullansaydınız inanın, Başbakan bırakın posta koymayı, her gördüğünde gülücükler dağıtırdı. Böylece hem siz hem de ülke bu fakr-u zaruret durumuna düşmezdi.

Cömert İktidar!
Hemen şaşırmayın. Bu cömertlik, sana, bana bu millete değil. Evet, iktidar cömert ama yabana cömert, haçlıya cömert, teröriste cömert.
Nasıl mı?
Başbakan, ülkemizde olmadığını ifade ettiği yer altı kaynaklarımızı uluslararası firmalara neredeyse yok fiyatına sattı mı? Sattı.
Ülkemizde sayıların yaklaşık 150 bin civarında olan gayri Müslimlere (Yahudi ve Hıristiyanlara) 75 milyona göstermediği ayrıcalığı tanıdı mı? Tanıdı. Onların hak etmedikleri sözde hakları verdi mi? Verdi? Yine senin, benim paramla kiliselere trilyonları harcadı mı? Harcadı?
Irak’taki terörist başlarına (Barzani, Tarık Haşimi gibi) sahip çıkıp, el üstünde tuttu mu? Tuttu.
Suriye’de isyan çıkaran, kendi halkını katleden haçlı destekli gurupları, Türkiye’de barındırıp, her türlü imkân ve olanağı sağladı mı? Sağladı.
Millete rağmen bebek katiline itibar sağladılar mı? Sağladılar. Yine millete rağmen ülkemizi NATO toprağı ilan edip, bu haçlı örgütün silahlarını ülkemize yerleştirdiler mi? Yerleştirdiler.
Her türlü kontrolü ve denetimi yabancılarda olan füze kalkanı ve patriotların masrafları kimden biliyor musunuz? Senden, senden…
Bu cömertlikten millete bir şey yok mu? Olmaz mı canım! Asgari ücrete daha yeni zam yapmadılar mı?

Y-CHP
Atatürk’e dil uzatıldı. Türk milletine hakaret edildi. Terör haklı, terörist kahraman ilan edildi… Kim tarafından? Hala Atatürk’ün partisiyiz iddiası olan CHP çatısındaki malum vekil tarafından.
CHP içinden birçok vekil bu açıklama sahibini kınadı ve istifaya davet etti. Ama Kılıçtaroğlu ne diyecek, ne yapacak diye meraklandık. Çin’den gelen CHP Genel Başkanı konuştu; “Bu açıklamalar kabul edilemez”
Bu kadar! İnsan kabul etmediği şeye sahip çıkar mı? Bu duruş gerçek Atatürkçü, gerçek ulusalcı, milliyetçi CHP’lilere hakaret değil mi?
Gerçi PKK’yı özgürlük hareketi olarak tanımlayanlardan daha ne beklenirdi, diye de üç nokta koymak lazım.

İnşaat bekçiliği
Başbakanın kızı danışman olarak şu kadar maaş alıyor haberleri düştü medyaya? Hemen birileri de, Sayın Kılıçtaroğlu’nun kardeşini medyatik yaptı. CHP Genel Başkanını kardeşi inşaatlarda bekçi, diye bir taltif kampanyası oluşturulmak istendi.
Kusura bakmayın! Ama bir Genel Başkan, kardeşine bile faydası yoksa onun eğitimine, kabiliyetine vs. göre bir iş ve istihdam sağlayamamışsa bu millete ne verebilir ki!
Ha! Kendine danışman yapsın, gemiciklerle donatsın, bütün sülalesini, yakınındaki vekillerinin akrabalarını ihya etsin demiyoruz. Ama CHP Genel Başkanı’nın kardeşi inşaatlarda bekçilik yapması övünülecek bir şey değildir.
(Bekçilik yapan kardeşlerime selam olsun. Yazımız bekçiliği aşağılamak filan değil sadece bekçilik üzerinden yapılmak, verilmek istenen mesaja karşıdır.)