Bir 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü daha öğretmenlerimiz, sorunları çözülmemiş vaziyette geçirdi.
Bir tarafta gelir yetersizliği ve çalışma koşullarının zorluğu sebebiyle mutsuz olan öğretmenlerimiz, diğer tarafta eğitimini tamamlamasına rağmen atanmayı bekleyen yüz binlerce öğretmen adayı.
Geleceğin teminatı olan gençlerini emanet ettiği eğitimcilerini bu kadar yokuşa süren başka bir ülke var mı acaba?
Hükümet 24 Kasım günü 15 bin öğretmen atamasının şovunu yaptı. Halbuki atanan öğretmenler kadrolu değil sözleşmeli öğretmen olarak atandı.
Böylece 1 milyon 34 bin 564 olan toplam öğretmenlerimizin sayısı 1 milyon 49 bin 564'e ulaştı.
Bu öğretmenlerimizin yeni atananlar da dahil 150 bini sözleşmeli öğretmen.
Bunun dışında 86 binden fazla da ücretli öğretmenimiz var.
Ücretli öğretmenler, geçici statüde ve ders saati başına ücretle çalıştıkları için Milli Eğitim Bakanlığının resmi verilerinden ayrı değerlendirilir.
Bu durum, öğretmen açığının daha net anlaşılmasını sağlar çünkü ücretli öğretmenlerin sayısı, fiili öğretmen ihtiyacını gösterir.
Ücretli öğretmenlerin maaşları düşük, hakları sınırlıdır; kadroya geçiş garantileri yoktur; sosyal güvence eksikliği vardır.
Bir tarafta ücretli öğretmenler çalıştırılıyor, bir taraftan da sözleşmeli öğretmenler atanıyor, ama eğitim fakültelerinden mezun olmuş öğretmen olmayı hak etmiş atanmayı bekleyen 500 bine yakın öğretmen adayımız da bekliyor.
Yıllarca bekliyorlar, bir türlü atanmıyorlar, umutları her geçen gün erimeye devam ediyor, kabiliyetli gençlerimiz maalesef körelip gidiyor. Bu sebeple intihar eden öğretmen adayları bile var.
Hükümet, öğretmene vereceği kadrodan, maaştan ve sosyal haklardan tasarruf ettiğini zannediyor ama şu bir gerçek ki, eğitimden yapılan tasarruf yarın kapanmayan birçok yaralara, ödenmesi mümkün olmayacak çok acı faturalara neden olacak.
Öğretmen adaylarının atanma problemi devam ederken, büyük zorluklarla çalışan öğretmenlerimiz de geçim sıkıntısı yaşıyor; maaşları artıyor gibi görünse de satın alma güçleri de eriyor.
2003 yılında bir öğretmenin maaşı 3,1 asgari ücrete denk gelirken, günümüzde bu oran 2,77'ye geriledi.
2003 yılında 702,21 TL olan öğretmen maaşıyla 38 gram altın alınırken, günümüzde 61 bin 126 TL'lik öğretmen maaşıyla 11 gram altın alınabiliyor.
Her ne kadar diğer ücretlere göre öğretmen maaşları biraz daha iyi gözükse de Türk-İş'in verilerine göre yoksulluk sınırı, yani asgari geçim maliyeti yaklaşık 93 bin lira. Öğretmenleriniz yoksulluk sınırı altında bir maaş alıyor. Özellikle de büyükşehirlerde kiraların yüksekliği dikkate alındığında öğretmenlerimiz ciddi geçim sorunu yaşıyor.
OECD ülkeleri içerisinde ülkemizdeki öğretmen maaşları maalesef son sıralarda.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e milletvekili maaşı ne kadar olmalı diye sorulduğunda "Öğretmen maaşlarını geçmesin" demişti.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da Ata'mızı dinlemediler ve gelinen noktada; öğretmen maaşı 61 bin lira iken, bugün milletvekili maaşı 229 bin 676 TL oldu. Emekli milletvekillerinin aylığı 149 bin lira. Hem emekli hem milletvekili toplamda 379 bin lira alıyor.
Yıllarca eğitimcilik yaparak on binlerce öğrenci yetiştiren Bağımsız Türkiye Partisi'nin ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş öğretmenlerle ilgili şunları söyledi:
"Öğretmenlik kutsaldır. Çünkü o, İnsan işçisidir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi öğretmenlerin kazancı insandır. Her meslek sahibi servet kazanır, para kazanır ama öğretmen insan kazanır.
Öğretmen, hem bugüne hem geleceğe hizmet eder. Çünkü ona emanet ettiğimiz çocuklarımız geleceğimizdir. Bu nedenle öğretmenlerimizin öncelikle toplumsal saygınlığının sağlanması zarurettir. Öğrencilerimizin rol model aldığı öğretmenlerimizin yoksulluk sınırı altında maaş alması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle öğretmen maaşı, diğer mesleklerden daha yüksek olmalıdır.
Bu vesile ile tekrar ifade etmek isteriz ki; öğretmenlerimiz, Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet anlayışı ile hak ettiği değeri bizim iktidarımız döneminde bulacak, eğitimde kronikleşen sorunlar bizim dönemimizde çözülecektir."
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın 24 Kasım mesajıyla yazımızı bitirelim:
"24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun. Tüm öğretmenlerin hak ettiği koşullarda yaşadığı bir ülke dileğiyle."
- Terörün başının ayağına gidilerek terörsüz Türkiye olur mu? / 22.11.2025
- ‘Vatandaşlık Maaşı’ Prof. Dr. Haydar Baş’ın projesi / 21.11.2025
- ABD, Suud'a F-35'leri İran için mi veriyor? / 20.11.2025
- Gazze tasarısına Rusya ve Çin neden çekimser kaldı? / 19.11.2025
- Borcun yükü dar gelirliye, gelirin aslan payı sermayeye / 18.11.2025
- Hazar'dan Akdeniz'e ABD güdümlü Türkiye-İsrail işbirliğinin taşları mı döşeniyor? / 15.11.2025
- Türkiye’de suçlardaki artış, küresel raporlara yansıdı / 14.11.2025
- Atatürk’e sevgi arttıkça, birileri kuduruyor! / 13.11.2025
- SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye? / 12.11.2025




















































































