Öğretmenlik Meslek Kanununda yer alan Eğitim Akademilerinin amacı ne?
Eğitim İş Ankara 3 Nolu Şube Başkanı Doğan Dağdelen, "Eğitim Akademisi diye bir akademiden bahsediyorlar. Bu durumda diploması geçersiz sayılan bir fakülte ortaya çıkıyor" dedi.
15.07.2024 11:46:00 / Güncelleme: 15.07.2024 11:50:34
Bülent TAPICI
Bülent TAPICI





TBMM'de görüşmeleri devam eden Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerindeki tartışmalar sürüyor. Düzenlemeye meslek örgütleri tepkili.
Eğitim İş Ankara 3 Nolu Şube Başkanı Doğan Dağdelen de düzenlemeyi değerlendirdi.
"Eğitim Akademisi diye bir akademiden bahsediyorlar. Bu durumda diploması geçersiz sayılan bir fakülte ortaya çıkıyor" diyen Dağdelen yenimesaj.com.tr'ye yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı;
"Okulların tam kapandığı dönem içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı bir müfredat değişikliğine gitti. İktidar buna Türkiye yüzyılı Maarif Modeli ismini verdi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye uydurdukları ya da gündeme getirdikleri eğitim programını incelediğiniz zaman iktidarın 22 yıllık iktidar süreci içerisinde aslında hayal ettiği, zaman zaman türlü şekillerde gündeme gelen Atatürk, Cumhuriyet ve aydınlanma problemini somut olarak ortaya koyan bir çerçeve olduğunu görüyoruz.
Bu Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini uygulayacak öğretmenlere ihtiyaç var. Modeli uygulayacak öğretmenlerle ilgili olarak da iktidar kendi öğretmen modelini ortaya koymak istiyor. Bununla ilgili olarak gelişen süreç içerisinde daha önce uyguladıkları veya zoraki dayattıkları Öğretmenlik Meslek Kanununun belli hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi ve tekrar bir meslek kanunu hazırlama girişimine başladılar.
Zaten hazırlık sürecinden itibaren bir anayasaya aykırılık söz konusu. Çünkü kanunu hazırlayanlar yasama yetkisi, yasa üretme yetkisi Meclis'te olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı'nın bürokratlarıyla Sarayda hazırlanan bir kanunla karşı karşıyayız.
Sonrasında da işte orada 3 tane vekile 'imzanızı atın, biz hazırladık siz de el kaldırın, oylayın, onaylayın' dedikleri bir kanun. Bu kanunla ilgili olarak da günlerdir çeşitli sendikalar ve Eğitim İş Sendikamız Meclis'in Çankaya girişi yanındaki parkta meslek nöbetindeyiz, meslek onuru nöbetindeyiz. Burada vekillere özellikle de iktidarın vekillerine, "Tek adamın vekili olmayın, bu milletin, bu halkın vekili olun, öğretmenlerin sesine kulak verin, milletin sesine kulak verin, bir dinleyin anlayın sonra ona göre parmağınızı kaldırın' dedik ama maalesef iktidar vekillerinden hiç kimsenin yolu düşmedi..
Şimdi Öğretmenlik Meslek Kanununa baktığımız zaman; 5. maddeye eklenmiş ama Cumhuriyetle, Atatürk ilke ve devrimleriyle olan problemi somut olarak orada görüyoruz. Bu sürece baktığımız zaman problemli olan bir Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli dedikleri model var. Bu modelle ilgili olarak da hukuki süreçler devam ediyor. Eğitim İş Sendikası olarak bizler de dava yoluna, hukuki olarak iptali yönüne başvuruda bulunduk.
Öğretmenlik Meslek Kanununda ne istiyorlar? Eğitim Akademisi diye bir akademiden bahsediyorlar. Bu durumda diploması geçersiz sayılan bir fakülte ortaya çıkıyor. O da Eğitim Fakültesi çünkü Öğretmenlik Meslek Kanunuyla diyorlar ki, 'Siz eğitim fakültesinden geldiniz. Burada diğer fakültelerden de başvurular, diğer üniversitelerden de başvurular olabilecek anladığımız kadarıyla.
Eğitim akademisine kabul şartlarını incelediğimiz zaman üç dönemlik ya da dört dönemlik bir eğitimden bahsediyor. Ben üniversiteyi, eğitim fakültesini bitirmişim örneğin matematik öğretmeni olarak fakülte beni mezun etmiş sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı, 'Onu kabul etmiyorum. Sen önce KPSS sınavına gireceksin' diyor. Sonra ÖSYM tarafından yapılacak bir sınavdan bahsediyor yani KPSS olduğu konusu da aslında çok net ve somut olarak ortada değil. Ben fakülteyi bitirdim ya KPSS'ye gireceğim ya da yarın 'Ben bir sınav uydurdum, bu sınava gireceksin. Bu sınavı geçtikten sonra da seni Öğretmen Akademisine kabul edeceğim' diyecek."
Eğitim İş Ankara 3 Nolu Şube Başkanı Doğan Dağdelen de düzenlemeyi değerlendirdi.
"Eğitim Akademisi diye bir akademiden bahsediyorlar. Bu durumda diploması geçersiz sayılan bir fakülte ortaya çıkıyor" diyen Dağdelen yenimesaj.com.tr'ye yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı;
"Okulların tam kapandığı dönem içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı bir müfredat değişikliğine gitti. İktidar buna Türkiye yüzyılı Maarif Modeli ismini verdi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye uydurdukları ya da gündeme getirdikleri eğitim programını incelediğiniz zaman iktidarın 22 yıllık iktidar süreci içerisinde aslında hayal ettiği, zaman zaman türlü şekillerde gündeme gelen Atatürk, Cumhuriyet ve aydınlanma problemini somut olarak ortaya koyan bir çerçeve olduğunu görüyoruz.
Bu Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini uygulayacak öğretmenlere ihtiyaç var. Modeli uygulayacak öğretmenlerle ilgili olarak da iktidar kendi öğretmen modelini ortaya koymak istiyor. Bununla ilgili olarak gelişen süreç içerisinde daha önce uyguladıkları veya zoraki dayattıkları Öğretmenlik Meslek Kanununun belli hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi ve tekrar bir meslek kanunu hazırlama girişimine başladılar.
Zaten hazırlık sürecinden itibaren bir anayasaya aykırılık söz konusu. Çünkü kanunu hazırlayanlar yasama yetkisi, yasa üretme yetkisi Meclis'te olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı'nın bürokratlarıyla Sarayda hazırlanan bir kanunla karşı karşıyayız.
Sonrasında da işte orada 3 tane vekile 'imzanızı atın, biz hazırladık siz de el kaldırın, oylayın, onaylayın' dedikleri bir kanun. Bu kanunla ilgili olarak da günlerdir çeşitli sendikalar ve Eğitim İş Sendikamız Meclis'in Çankaya girişi yanındaki parkta meslek nöbetindeyiz, meslek onuru nöbetindeyiz. Burada vekillere özellikle de iktidarın vekillerine, "Tek adamın vekili olmayın, bu milletin, bu halkın vekili olun, öğretmenlerin sesine kulak verin, milletin sesine kulak verin, bir dinleyin anlayın sonra ona göre parmağınızı kaldırın' dedik ama maalesef iktidar vekillerinden hiç kimsenin yolu düşmedi..
Şimdi Öğretmenlik Meslek Kanununa baktığımız zaman; 5. maddeye eklenmiş ama Cumhuriyetle, Atatürk ilke ve devrimleriyle olan problemi somut olarak orada görüyoruz. Bu sürece baktığımız zaman problemli olan bir Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli dedikleri model var. Bu modelle ilgili olarak da hukuki süreçler devam ediyor. Eğitim İş Sendikası olarak bizler de dava yoluna, hukuki olarak iptali yönüne başvuruda bulunduk.
Öğretmenlik Meslek Kanununda ne istiyorlar? Eğitim Akademisi diye bir akademiden bahsediyorlar. Bu durumda diploması geçersiz sayılan bir fakülte ortaya çıkıyor. O da Eğitim Fakültesi çünkü Öğretmenlik Meslek Kanunuyla diyorlar ki, 'Siz eğitim fakültesinden geldiniz. Burada diğer fakültelerden de başvurular, diğer üniversitelerden de başvurular olabilecek anladığımız kadarıyla.
Eğitim akademisine kabul şartlarını incelediğimiz zaman üç dönemlik ya da dört dönemlik bir eğitimden bahsediyor. Ben üniversiteyi, eğitim fakültesini bitirmişim örneğin matematik öğretmeni olarak fakülte beni mezun etmiş sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı, 'Onu kabul etmiyorum. Sen önce KPSS sınavına gireceksin' diyor. Sonra ÖSYM tarafından yapılacak bir sınavdan bahsediyor yani KPSS olduğu konusu da aslında çok net ve somut olarak ortada değil. Ben fakülteyi bitirdim ya KPSS'ye gireceğim ya da yarın 'Ben bir sınav uydurdum, bu sınava gireceksin. Bu sınavı geçtikten sonra da seni Öğretmen Akademisine kabul edeceğim' diyecek."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.