logo
29 MART 2024

Ölüye okumak dinen caiz ve sevaptır

01.12.2004 00:00:00
Bazı medya organlarındaki programların, ibadetlerin dinen bir değeri olmadığı şeklindeki iddiaları geniş kitlelerin kuşkuya düşmelerine neden oluyor. Kardeşlik ve barışa ihtiyaç duyduduğumuz günümüzde bu tür yayınlar, toplum psikolojisini de menfi yönde etkilemektedir

n Hukukçu Haydar ZENGİN

Son günlerde Müslüman ve ibadetlerine gönülden bağlı kimselerin birbirlerine ve konu ile ilgili bilgi edinmeyi ümit ettikleri kimseler en çok sordukları sorular şunlardır: Ölmüş bir kimseye Kuran okumak caiz midir? Ve kuran okumanın ölüye bir faydası var mıdır? Sorunun sorulmasına neden Müslümanların özellikle Ramazan ayı içerisinde sevabını ölmüş yakınlarına göndermek üzere "Hatim okuma ve okutma" biçiminde yoğunlaştırdıkları ibadetlerinin boşa gidip gitmeyeceği konusunda kuşkuya düşürülmüş olmalarıdır.

Görsel medyada yapılan bazı programlar ile gazetelerde bu konuda yayımlanan haber ve köşe yazılarında bu tür ibadet ve faaliyetlerinin dinen bir değeri olmadığı şeklindeki iddiaların ileri sürülmesi, geniş kitlelerin kuşkuya düşmelerine neden olduğu gibi cami cemaatı ve aile toplantılarında adeta bu sorulardan başka soru sorulmaz olmuştur. Dinen mukaddes kabul edilen böyle bir dönemde bu tür tereddütlere sebep olmak yanlıştır ve toplum psikolojisini de menfi yönde etkilemektedir. Ayrıca kardeşlik ve barış sağlamanın amaçlandığı Ramazan ayında gereksiz çekişme ve sürtüşmelere yol açmaktadır. Bu nedenlerle konuya gecikmeden açıklık getirmek ve bu tür ibadetleri Ramazan ayında yapmaya önem verdiklerini bildiğimiz inançlı kimseleri, düşürüldükleri bu kuşkulu durumdan kurtarmak ve geniş kitlelerin gönül huzuru ile ibadetlerini yapmalarına katkıda bulunmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Sorunun yanıtı kanımızda en küçük kuşkuya yol açmayacak açık anlamı ile fakat örtülü bir biçimde yine Kur'an-ı Kerim'de mevcuttur. Söylendiği şekilde iddiada bulunan din adamlarının ya da bilginlerinin biraz fazla dikkat ve özen göstermeyi gerektiren, ayrıntı gibi görünen fakat aslında çok önemli olan gerçeği dikkatlerinden kaçırdıklarını tahmin ediyoruz.Konuya açıklık getiren ayet, Tevbe Suresi'nde mevcuttur. Bir adı da Berae olan Tevbe Suresi'nin 84. ayetinde mealen şöyle buyurulmaktadır. "Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resülünü inkar ettiler ve fasık olarak öldüler".

KABİR ZİYARETİ SAYGI DURUŞU DE?İLDİR

Yüce Allah ayeti kerimede Hz Peygamber (sav)'e hitaben nitelikleri ayette "kafir" ve "fasık" olarak belirtilenler için "...onun kabri başında da durma!"buyuruyor. Namazlarını kılmama ve kabri başında durmama şeklinde verilen iki emrin gerekçesi olarak da "Çünkü onlar, Allah ve Resülünü inkar ettiler ve fasık (yoldan çıkan, günahkar, şerli ve sapık) olarak öldüler" buyurmaktadır. İşte yukarıda sözünü ettiğimiz örtülü emir "...kabri başında da durma" cümlesi içerisinde saklıdır. Bu emirden kastın, ibadetteki normal yaşantımızda sıkça gördüğümüz ve bildiğimiz "saygı duruşu yapma" şeklindeki uygulamanın olmadığı açıktır. Bu emir, "kabri başında durup okuma, dua etme" şeklinde anlaşılır. Nitekim, bu ayetin nazil olmasına sebep olan olayı, o anda Hz. Peygamberin yanında bulunan İbni Abbas (r.a) şöyle nakletmektedir: Halk içinde sevilmeyen hatta kendisinden nefret edilen ve ölüm derecesinde hasta olan bir kişinin oğlu Hz. Peygambere gelerek, eğer ölmek üzere olan babasının cenaze namazını kendileri kıldırmadığı takdirde, hiç bir kimsenin babasının namazını kılmayacağını beyan ile babası öldüğünde "...namazını kıldırmasını kabri başında dua etmesini" ister. Hz. Peygamber'in bu isteğe olumlu yanıt vermesi üzerine bu ayeti kerime nazil olunur... (Bkz. F. Er Razı Tefsiri Kebir Mefatihül Gayb-12/119). Bu hadisi şerif de, mezar başında durmaktan kastın "okumak" olduğunu pekişmektir.

GELENEK VE GÖRENEKLERE BA?LILIK

Bu kısa açıklamalardan sonra tekrar konumuza dönelim: Buradaki "okumama" emrinin "mefhumu muhalifi" (karşıt anlımı) "oku" şeklindeki emir olur. Yani kafir ve fasık kişinin mezarı başında durup okuma, fakat mümin ve salih olarak ölen kişinin, başka bir ifade ile, Allah ve Peygamberini inkar etmeyen, kafir ve fasık olarak da ölmeyen kişinin, mezarı başında "dur ve oku" demektir. Yüce Allah "Oku"emrini de bu ayet ile üstü örtülü bir ifade ile bu, şeklinde vermiş bulunmaktadır. Peygambere hususi fakat hükmünün umumi olması ayeti kerime tek kişi için indirildiği halde, devamında "...çünkü onlar Allah ve Resülünü inkar ettiler" şeklinde genelleştirmesinden de anlaşılan bu emir ile, mezar başında okumanın caiz olduğu ve sonuç olarak da faydasının ölüye olacağı, Kuran-ı Kerimde yer alan bir ayet hükmü ile sabit olmaktadır. Mezar başında, cami, ev ya da değişik başka mekanlarda bu tarz okumaların keza mezar başındaki okumalarla aynı kapsam içerisinde düşünülmesi doğaldır. Sonuç olarak: Ölü bir kimseye okumanın caiz olduğu ve sevabının da ölüye ulaşacağı bu ayet hükmü ile sabit olmaktadır. Kaldı ki, yararlı olmayan bir emri, Yüce Allah'ın vermesi düşünülemez; böyle bir yaklaşım esasen akla ve mantığı da aykırıdır. Ayrıca, ölüye okumayı yasaklayan, ya da faydasız olduğunu belirten, herhangi bir hükmün bulunduğuna, şahsen biz şahit olmadık. Aksine, ölüm ile herkesin amel defterinin kapanacağı, fakat amel defterinin kapanmayacağı üç kimse arasında sayılan; ölünün, kendisine dua edecek güzel bir terbiye ile yetiştirip bıraktığı evladının sayılması ve bu evladın ölüye yaptığı dua ve diğer hayırlı işler sebebi ile amel defterinin kıyamete kadar açık kalacağı ve böyle bir evladın ana-babasına yapacağı hayır duaları ile diğer hayır-hasenattan oluşacak sevapların da, bu deftere yazılacağını bildiren hadisi şerif mevcuttur. Bu keyfiyet de, konuya açıklık getiren diğer bir delildir. İslam daima, iyi, güzel ve faydalı olan şeylerin yapılmasını öğütlemekte ve teşvik etmektedir. Ölüye okuyup da dua etmenin onu hatırlayıp çocukları, torunları ve yakınlarına tanıtmanın, onu anmak suretiyle saygı ve sevgi bağlarını devam ettirmenin, hatta onun hatıralarından, öğüt almalara da vesile olacak güzel şeylerin anımsanması ve anlatılması suretiyle kuşaklar arası ilgi ve sevgi bağlarının güçlendirilmesinin kötü bir uygulama olacağını düşünmek ve söylemek olanaksızdır.

Diğer yandan, sağlam bir toplum yapısının varlığını sağlam bir aile yapısının oluşturduğunu, her zaman savunan ve dile getiren İslam Dini'nin, aile içerisindeki sevgi bağlarını kuşaklara taşımaya vesile olacak bu tür toplantıları yararsız algılaması ve ilgi alanı tutması düşünülemez. Sadece bu nedenle olsa bile bu tür anma, dua ve okuma faaliyetlerinin, kötü ve zararlı uygulamalar olduğu söylenemez. Bir kere daha vurguluyoruz: Kuran'a göre ölü bir kimseye okumak caizdir, sevapları da ölüye ulaşır; bunun aksini iddia etmek, sözü edilen ayet hükmü gereği yanlış olur. Bu güzel geleneğin sürdürülmesinde dini bakımdan hiç bir sakınca yoktur.

aeae
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.