20 yıllık tek parti iktidarı bu büyük afetin daha ilk anında bugüne kadar ki duruşuyla, açıklamalarıyla, icraatlarıyla, aldıkları ve almadıkları kararlarla enkaz altında kalmıştır.
Zaten yaptıkları açıklamalara baktığınızda bu ruh halini görüyorsunuzdur.
En son bu ruh halini AKP sözcüsü Ömer Çelik açıkladı: "Cumhurbaşkanımıza ve bizlere söylenen sözleri şimdilik not ediyoruz. Günü geldiğinde bakacağız" demiş.
Sayın Sözcü neleri not ediyor, bilmem ama notlarına yardım etmek isterim. İşte benim aklıma ilk gelen notlardan bir kaçı.
O emri kim verdi?
Yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerinden bazıları kameralara: 'Yetkililer makinelerle girmeye karar verdi. Eğer makine koyarsanız birçok insanı öldürürsünüz. Biz bunun bir parçası olmayacağız…
Hükümet ya da bu alanda sorumluluk sahibi hangi kurumsa daha iyi bir koordinasyon sağlasaydı burada yardıma gelen ekiplerden daha iyi yararlanılabilirdi. Böylelikle daha çok insan kurtarabilirdik…' açıklamalarını yaptılar.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (Yurtdışından gelen ekipler) Bazı arama kurtarma ekipleri ile ilgili iftiralar atıldı.
Maleseef bunları yapanların önemli bir kısmı kendi medyamız ve sosyal medya kullanıcılarımız. Bundan ne elde ediyorlar bilmiyorum ama bu ülkelere ayıp ediyorlar, dedi.
Kepçe operatörü enkazda insana rastladı
Bu açıklamalardan bir gün sonra depremin 9'uncu günü 202'nci saatinde Antakya Cumhuriyet Mahallesi Çiper Apartmanı'nda iş makinesi enkaz çalışması sırasında canlı birisi olduğu fark edildi.
26 yaşındaki Emine Akgül ağır yaralı ve yarı baygın halde enkazdan çıkarılarak hastaneye kaldırıldı. Ya o operatör fark etmeseydi?
Bakan kimi, niçin yalanlıyor?
Kim ayıp etmiş?
Tayvan'dan gelen 130 kişilik ekip Adıyaman'da AKUT ile birlikte çalıştı. Fakat ekip, 13 Şubat'ta ülkelerine geri döndü.
Tayvan ekibinde çevirmen olarak görev yapan Tunghai Üniversitesi'nden Prof. Ye Masi, enkazda yaşam belirtisi gördüklerini, çalışmalara başladıklarını fakat daha sonra "ün isteyen" Türk ekiplerin araya girdiğini ve Tayvanlı ekipleri bölgeden "kibarca uzaklaştırdığını" da sözlerine ekledi.
Sonra ekranlara yansıdı ki, bazı AFAD görevlileri ve bazı malum belediye ekipleri enkazdan çıkarılan insanımız üzerinden poz vermek, alkış almak için itfaiyeciler, madenciler ve diğer kurtarma ekipleriyle kavga ediyormuş.
Donarak ölmüşler
Bölgede yardım faaliyetleri ve izlenimlerini Independent Türkçe'ye anlatan Adıyamanlılar Vakfı Ankara Şube Başkanı Hüseyin Duran: "30 saat geçti binalarda canlı insanlar var, yeterli ekipman yok. Çıkarılan bazı cesetlerin donarak öldüğü tespit edildi" dedi.
Acılı baba: 'Kızım yaşıyordu, o kadar yardım istedi yardım gelmeyince de donarak öldü'
Gaziantep'te bir depremzede, Fox TV Ana Haber canlı yayınında, depremin olduğu sabahın erken saatlerinden akşama dek halk olarak çalıştıklarını, resmi görevlilerin gelmediğini belirterek; "Bu sabah 04.00'ten 15.00'e kadar bir balyoz ve bir kürekle 20 kişi halk olarak çalıştık. Bir tane ekip görmedik.
Yukarıda sadece sivil halk ve polis ekibi var. Analarımız, bacılarımız yukarıda kendi tırnaklarıyla kazıyor. hiçbir devlet kurumu şu anda yardım etmiyor. Analarımızı orada ateşin yanında ısıtıyoruz. Hiçbir battaniye, ilk yardım yok. Üç kuzenim şu anda göçüğün altında " dedi.
Gerçek Gündem, Hatay'da depremzedelere mikrofon uzattı "Siz Meclis'te kendinize zam yapacağınız zaman saniyesinde orada oluyorsunuz. Bizim evlatlarımız burada 24 saati geçti... Evlat acısı çekesiniz..."
7 Şubat 2023 Hatay'da bir anne: "48 saattir kızımın kurtarılmasını bekliyorum. Nerede bu devlet!"
Kendisinin AKP Kırıkhan ilçe Başkanlığı yönetim kurulu üyesi olduğunu söyleyerek "Allah belasını versin böyle hükümetin. Benim çocuklarımın hepsi bu binanın altında yatıyor. Bir tane devlet adamı adamı yok gelip bakacak. Allah belasını versin. Gelsin beni de tutuklasın."
Adıyaman'dan sosyal medyaya yansıyan bir videoda, yurttaşların çekim için AFAD'ı bekleyen TRT ekibine tepki gösterdi.
Videoda konuşan vatandaş: "Dünden beri biz buradayız. Herhangi bir çalışma yok. TRT ekibi geldi, çekim için AFAD ekibini bekliyorlar. (Enkazdan) Ses geliyor ama çalışma yok" diyor.
Bu afetin enkazı Erciyes Dağı kadar. Notlarını yazmak için ise amazon ormanlarını kâğıt yapma gerekir.
Erdoğan mı haklı, Bahçeli mi?
Devlet Bahçeli: "Fıtrattan bahsediyor, kader diyorlar. Ama çalarken fıtratı anımsamadılar. Haram yerken fıtrat demediler. ?Rüşvet alıp verirken, madencinin hakkını ayakkabı kutularına yığarken akıllarına fıtrat gelmedi. Siz çalıştınız; Erdoğan kaçak ve karanlık saray yaptırdı."
Recep Tayyip Erdoğan: "Aziz Milletimizden, anne ve babalardan, çocuklarını, Sayın Devlet Bahçeli konuşurken, televizyonlardan uzak tutmasını hassasiyetle rica ediyorum".
Devlet Bahçeli: "Akbaba, kanı bozuk, haşarat, işbirlikçi sefil, müfteri ve müfsit, simsar, izansız, menfaatperest, aymaz, asalak, alçak, sahtekar ve mikrop."
Kim haklı, ikisi de mi?
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025