Geçtiğimiz hafta sonu Kahramanmaraş ve Gaziantep’teydik.
Prof. Dr. Haydar Baş ve kurmay kadrosu ile beraber, BTP Genel Başkan yardımcılarından Ahmet Erimhan Bey’in muhterem validelerinin cenaze merasimine iştirak ettik.
Bir taraftan Prof. Dr. Baş’la beraber olmanın heyecanını yaşarken, bir taraftan da bir dostumuzun, bir ağabeyimizin üzüntüsünü paylaşmaya çalıştık.
Allah Latife annemize rahmet etsin, yakınlarına da sabr-ı cemil ihsan eylesin.
Prof. Dr. Baş, sık sık ifade eder, bir dost cenazelerde, düğünlerde, sıkıntılı, mutlu günlerinde dostlarını asla yalnız bırakmaz diye…
Bu gerçeği Sayın Baş’ın hayatının her karesinde görüyorsunuz.
Sayın Baş, normalde yorucu ve meşakkatli bir ibadet olan Hac yolculuğundan dönmüştü. Eş, dost ve akrabalarını Trabzon’da ağırlayacaktı, hurma zemzem ikram edecekti.
Ama değil mi ki bir dost annesini kaybetti, bütün programlarını iptal etti, yorgunluğu da bir kenara koyarak doğruca Kahramanmaraş’a geçti ve dostunun acısını paylaştı.
Cenaze namazı Kahramanmaraş’ın tarihi camilerinden olan Ulu Cami’de kılındı. Cenaze namazını bizzat Prof. Dr. Haydar Baş kıldırdı. Caminin avlusu tıklım tıklım doluydu.
Sonra hep beraber mezarlığa geçildi.
Mezarlıkta oldukça duygulu anlar yaşandı. Türkiye’nin değişik yerlerinden gelmiş olan kurra hafızlar güzel sesleriyle gönülleri titreterek Kur’an okudular.
Tekbirler, Yasinler, Tebarekeler, İhlaslar ve okunan birçok sure, hocalarımızın o güzel sesleriyle gönüllerimizi coşturdu.
Bu arada değinmeden geçemeyeceğim, Peygamber Efendimizin (SAV) “kolaylaştırın, zorlaştırmayın…” düsturundan hareketle mezarlıkta taburelerin bulunmasının çok güzel bir uygulama olduğunu ifade etmek isterim.
Bildiğiniz gibi, Peygamber Efendimiz (SAV) Ehl-i Kitab’ın, yani Hıristiyan ve Yahudilerin uygulamasının tersine cenaze defnedilirken çökülmesini, ayakta durulmamasını tavsiye etmiştir. İşte bu tabureler bu sünnetin yerine getirilmesini kolaylaştırmaktadır.
Mezarlıkta görevimizi bitirdikten ve Latife annemizi Cenab-ı Hakk’ın rahmetine emanet ettikten sonra taziye evine geçildi.
Öğrendik ki, annemizin arkasından birçok hatim indirilmiş, onlarca yasin okunmuş, 500 bin kelime-i tevhid okunmuş. Ne kadar güzel.
Bunlar ahirete rıhlet eden bir Mü’min için en güzel hediyelerdir.
Allah bize de ecel ulaştığı zaman, böyle hediyelerle gönderilmeyi nasip etsin.
Bir insan vefat ettiği zaman arkasından üç şeyden dolayı amel defteri devam etmektedir: Birincisi arkasından hayır duada bulunan evlat, ikincisi sadaka-i cariye, üçüncüsü de istifade edilen ilimdir.
Bir de düşünün ki, öyle bir evlat yetiştirmişsiniz ki, yetiştirdiğiniz evladınız, insan-ı kamil olan dostuyla beraber size dua ediyor, bundan daha büyük bir güzellik var mı?
İnsanın, doğumundan ölümüne ve hatta ötesine bir an dahi kendisini yalnız bırakmayan ve bunu da sadece Allah’ın rızası için yapan dostlara sahip olmasından daha güzel bir şey var mı bu dünyada?
Allah bizi böyle dostlarla beraber eylesin, ne dünyada ne de ahirette bir an bile ayırmasın, amin.
Bir teşekkür de bizleri çok güzel ağırlayan Kahramanmaraş ve Gaziantep ekibine… Allah onların maddi ve manevi bütün sıkıntılarını gidersin.
Öyle güzel ağırladılar ki, öyle güzel ikramlarda bulundular ki, Allah onlardan razı olsun.
Prof. Dr. Haydar Baş ve kurmay kadrosu ile beraber, BTP Genel Başkan yardımcılarından Ahmet Erimhan Bey’in muhterem validelerinin cenaze merasimine iştirak ettik.
Bir taraftan Prof. Dr. Baş’la beraber olmanın heyecanını yaşarken, bir taraftan da bir dostumuzun, bir ağabeyimizin üzüntüsünü paylaşmaya çalıştık.
Allah Latife annemize rahmet etsin, yakınlarına da sabr-ı cemil ihsan eylesin.
Prof. Dr. Baş, sık sık ifade eder, bir dost cenazelerde, düğünlerde, sıkıntılı, mutlu günlerinde dostlarını asla yalnız bırakmaz diye…
Bu gerçeği Sayın Baş’ın hayatının her karesinde görüyorsunuz.
Sayın Baş, normalde yorucu ve meşakkatli bir ibadet olan Hac yolculuğundan dönmüştü. Eş, dost ve akrabalarını Trabzon’da ağırlayacaktı, hurma zemzem ikram edecekti.
Ama değil mi ki bir dost annesini kaybetti, bütün programlarını iptal etti, yorgunluğu da bir kenara koyarak doğruca Kahramanmaraş’a geçti ve dostunun acısını paylaştı.
Cenaze namazı Kahramanmaraş’ın tarihi camilerinden olan Ulu Cami’de kılındı. Cenaze namazını bizzat Prof. Dr. Haydar Baş kıldırdı. Caminin avlusu tıklım tıklım doluydu.
Sonra hep beraber mezarlığa geçildi.
Mezarlıkta oldukça duygulu anlar yaşandı. Türkiye’nin değişik yerlerinden gelmiş olan kurra hafızlar güzel sesleriyle gönülleri titreterek Kur’an okudular.
Tekbirler, Yasinler, Tebarekeler, İhlaslar ve okunan birçok sure, hocalarımızın o güzel sesleriyle gönüllerimizi coşturdu.
Bu arada değinmeden geçemeyeceğim, Peygamber Efendimizin (SAV) “kolaylaştırın, zorlaştırmayın…” düsturundan hareketle mezarlıkta taburelerin bulunmasının çok güzel bir uygulama olduğunu ifade etmek isterim.
Bildiğiniz gibi, Peygamber Efendimiz (SAV) Ehl-i Kitab’ın, yani Hıristiyan ve Yahudilerin uygulamasının tersine cenaze defnedilirken çökülmesini, ayakta durulmamasını tavsiye etmiştir. İşte bu tabureler bu sünnetin yerine getirilmesini kolaylaştırmaktadır.
Mezarlıkta görevimizi bitirdikten ve Latife annemizi Cenab-ı Hakk’ın rahmetine emanet ettikten sonra taziye evine geçildi.
Öğrendik ki, annemizin arkasından birçok hatim indirilmiş, onlarca yasin okunmuş, 500 bin kelime-i tevhid okunmuş. Ne kadar güzel.
Bunlar ahirete rıhlet eden bir Mü’min için en güzel hediyelerdir.
Allah bize de ecel ulaştığı zaman, böyle hediyelerle gönderilmeyi nasip etsin.
Bir insan vefat ettiği zaman arkasından üç şeyden dolayı amel defteri devam etmektedir: Birincisi arkasından hayır duada bulunan evlat, ikincisi sadaka-i cariye, üçüncüsü de istifade edilen ilimdir.
Bir de düşünün ki, öyle bir evlat yetiştirmişsiniz ki, yetiştirdiğiniz evladınız, insan-ı kamil olan dostuyla beraber size dua ediyor, bundan daha büyük bir güzellik var mı?
İnsanın, doğumundan ölümüne ve hatta ötesine bir an dahi kendisini yalnız bırakmayan ve bunu da sadece Allah’ın rızası için yapan dostlara sahip olmasından daha güzel bir şey var mı bu dünyada?
Allah bizi böyle dostlarla beraber eylesin, ne dünyada ne de ahirette bir an bile ayırmasın, amin.
Bir teşekkür de bizleri çok güzel ağırlayan Kahramanmaraş ve Gaziantep ekibine… Allah onların maddi ve manevi bütün sıkıntılarını gidersin.
Öyle güzel ağırladılar ki, öyle güzel ikramlarda bulundular ki, Allah onlardan razı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025