Dünkü yazıma, "para nedir, sorusunun cevabını kaç siyasetçi biliyor" şeklinde atmış ve yazımı Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu cümleleriyle bitirmiştim: "Para tasarruf, değer saklama aracı ama bakıyorsunuz ki, milletimiz kendi parası yerine başka devletlerin paralarıyla tasarruf yapıyor, değer saklıyor. Öyle bir hale düşürülmüşüz ki, Türk Lirası itibarını, geçerliliği, değerini kaybetmiş" diyordu. Devam edelim.
"Para bir değişim (takas) aracıdır. Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet para ödenerek satın alınır. Bu, paranın mübadele özelliğidir.
Mübadelenin tam olarak yapılabilmesi için piyasada yeterli miktarda paranın tedavülde olması şarttır.
Bu anlayışta, paranın tahrik unsuru olma özelliği ve emeğin devreye konması sonucu elde edilen üretimin karşılığı olma özelliği yok sayılmıştır.
Para hakkında bilgi sahibi olmak için, paranın hangi fonksiyonları yerine getirdiğini incelemek gerekir.
Para, bir mübadele (değişim) ve tasarruf (değer saklama) aracıdır.
Ekonomideki unsurları harekete geçiren bir tahrik unsurudur.
Ayrıca emeğin devreye girmesi sonucu elde edilen üretim ve hizmetin karşılığıdır.
Emeğin ve üretimin karşılığı olması
Pratikte para olmadığında gıda, giyim, barınma, güvenlik, sağlık gibi temel ihtiyaçlar karşılanamayacağı gibi yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ortaya çıkaracak emeği de devreye koymak mümkün olmaz. Dolayısıyla üretim ve tüketim faaliyetleri yapılamaz.
Para, harekete geçirdiği emeğin ürettiği mal ve hizmetlerin karşılığıdır.
Üretimi devreye koyacak paranın başlangıçta karşılığı olmayabilir. Para, üretimle birlikte kendi karşılığını ve hatta daha fazlasını oluşturma kabiliyetine sahiptir.
Emeğin ve üretimin karşılığı olarak devreye girecek olan para, atıl duran insanların emeğini harekete geçirir.
Örneğin; yol yapımı için gerekli malzemeler dağlardan temin edilerek, insanların ihtiyacı olan yollar hizmete sunulabilir. Bu sayede hem insanların emeği değerlendirilecek, hem de yol yapılarak ekonomik bir değer oluşturulacaktır.
Paranın bu özelliğini farklı bir örnekle şöyle de açıklayabiliriz: 1 çuval mısırı toprağa attığımızı ve hasat zamanı 10 çuval mısır elde ettiğimizi varsayalım.
Bu takdirde 9 çuval mısır, paranın emek ve üretimin karşılığı olma özelliğinin kullanılmaması durumunda piyasalarda talep daralmasına sebep olur. Piyasada olması gereken para, 10 çuval mısırın karşılığı olmalıdır…
Günümüz ekonomilerinde tüketicinin mal ve hizmete olan ihtiyacı her geçen gün artmasına rağmen aynı oranda mübadele (değişim-takas) kabiliyeti azalma gösterir. Bu süreç ekonomilerde resesyon ve deflasyonun habercisidir.
Artan dünya nüfusunun tüketim yapamaması, üretim miktarının yetersizliğinden değil, insanların o tüketimi yapacak paradan mahrum olmalarından kaynaklanmaktadır.
Üretim problemi olmayan bir dünyada insanlar açlıktan ölüyor, diğer taraftan üretilen mallar depolarda stoklanıyorsa; bunun sebebi mübadeleyi gerçekleştirmek için gerekli olan paranın ve yeterli talebin piyasalarda bulunmamasıdır.
Milli Ekonomi'de mübadele için dolaşımda olan para maliyetsizdir. Paranın spekülatif alanlardaki kârlılığını sıfır limitine yaklaştıran bu anlayış, paranın piyasalara dönmesini, serbestçe dolaşımını ve reel ekonomiye katkısını sağlamaktadır.
Mübadelenin yaygın şekilde yapılmasını sağlayan Milli Ekonomi Modeli, üretilen mal ve hizmetlerin değerinde mübadele yapılabilmesi için arz ve talebin denge noktasına ulaştırılmasını şart koşmaktadır.
Milli Ekonomi'de denge, belirli bir matematik ölçüsü içerisinde arz ve talebin ayrı ayrı belli bir oranda aynı anda emisyonla desteklenmesiyle sağlanır.
Bu yaklaşım, ekonominin temel hedefi olan sürekli büyümenin de formülünü içerir. Bu şartların oluştuğu ekonomilerde mübadele, herkes tarafından tam olarak, eksiksiz gerçekleştirilmiş olur." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli'nden derlenmiştir)
Bu çerçevede soralım: Ülkemizin üretim sorunu var mı? Yok. O zaman üretici, toptancı ve esnaf neden ağlıyor?
Yol, tünel vs. yaptık, diyorlar. Taşı, kumu, suyu, emeği bizden. Ama finansman, AB'den, ABD'den. Neden?
Ülkemizin milli parası var mı? Yok. Olan para maliyetli yani faizle alınıp, Merkez Bankasına konulan doların karşılığı basılan TL.
Ülkemiz piyasasında para sorunu var mı? Var. Bu sorunu hükümet nasıl çözüyor? Maliyetli faizle borçlanarak. Vatandaş ise bankaların faizli plastik kartlarıyla para sorununu çözüyor!
Demek ki, paramıza vurulan dolar kelepçelerini söküp, kendi milli paramızı devreye koyarak hem bağımsızlığımızı pekiştirip, hem de ekonomik özgürlüğümüzü ilan edebiliriz.
Bunlar hayal değil. İman, yürek ve cesaret işidir.
BTP Lideri Hüseyin Baş ne demişti? 'Zeka ve cesaret taklit edilemez.'
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024