Prof. Baş: "Bu milleti ayırmaya çalışanlar kalleştir"

Milletin önüne koyduğu bağımsız, ulusalcı ve milliyetçi politikalarla bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir portre çizen Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Birlik ve Beraberliğin Temel Unsurları" isimli konferanslar dizisiyle Türkiye'de ve Avrupa'da milli bütünlüğün önemini anlatmıştır. İşte bu gerçeğin tarihi bir belgesi: Mayıs 1988 (23 yıl önce)"Milli Basın Kurultayı""Birlik, istikrarı temin eder. Bir ülkede içtimai, iktisadi, hukuki, ahlaki bunalım var ise, o memleketi meydana getiren fertlerin mutlak surette birbirinden uzak dünyalarda yaşadığı ve aleyhte bulunduğu sözkonusudur. Eğer bizim ülkemizde aynı durum var ise, bunun temel sebebini, vahdetin olmayışına bağlıyoruz.1980 öncesi memleketimizde birlik ve beraberlik olmuş olsaydı, ne siyasi istikrarsızlıklar, ne de iktisadi istikrarsızlıklar olacaktı." (Bakınız; Prof. Dr. Haydar Baş, "Birlik ve Beraberliğin Zarureti ve Temel Unsurları", Konferans Metni, Bkz. Milli Basın Kurultayı, 7-8 Mayıs 1988).Sn. Baş'ın kitapları, makaleleri, televizyon programları, basın açıklamaları, parti konuşmaları, konferans ve seminerleri araştırıldığında en fazla ve en sık vurgu yaptığı konunun "Birlik ve Beraberlik" olduğu ortaya çıkmaktadır.Neden birlik ve beraberlik?Bunun nedenlerini araştırdığımızda Türkiye'nin hemen hemen her alanda bir parçalanma ve kuşatılma tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. Ki, bu gerçek, 2011 Türkiye'sinin sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel koşullarında daha belirgin çizgilerle kendini göstermektedir.AB, ABD, IMF, Dünya Bankası, Büyük Ortadoğu Projesi, Küreselleşme, Medeniyetler İttifakı, Dinlerarası Diyalog? gibi Türkiye'yi ve Türk Milletini yakından ilgilendiren meselelerde Prof. Dr. Haydar Baş'ı hep ön safta görüyor, milli bütünlüğümüze yönelik tehlikelere karşı yıllar öncesinden başlayan mücadelesiyle tanımaya başlıyoruz. "Milli birliğimiz, dini birliğimizin teminatıdır" diyen Prof. Baş, her konuşmasında; "Milletle-devleti, askerle-sivili kardeş yapmaya var mısınız?" diye tüm yüreğiyle haykırmıştır. İşte bu "birlik" çağrılarından birkaç yansıma:Ocak 1990 (21 yıl önce)"Türk milleti, İstiklal Savaşı'nda merkezi otorite olarak Kuva-yı Milliye ile birlikte, o ruhla, Atatürk'le beraber olmuş, Cumhuriyetimizi kurmuştur. Aynen dün gibi, bugün de bu ruha, bu milletin ihtiyacı vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İstanbul).Ağustos 1995 (16 yıl önce)"Milli birliğimiz, dini birliğimizdir. Dini birliğimiz aynı zamanda milli birliğimizdir. İstiklal Savaşı'nı bu millet vermemiş olsaydı, bu kadar rahat, huzur ve mutlu olarak dinini yaşayabilecek miydin söyle bana? O birlik var da o milli birlik, o bütünlük var da, dini birlikle oluyor." (Prof. Dr. Haydar Baş, İstanbul).Ocak 1996 (15 yıl önce)"Büyük oyunlar var, ayıkmamız; milli bütünlüğümüzü, manevi beraberliğimizi 7'sinden 70'ine askerinden siviline, devletinden bürokratına ve halkına kadar temine mecbur ve de memuruz." (Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon).Şubat 2001 (10 yıl önce)"Derim ki, bugün ülkenin ne şuna ne buna, çok ciddi derecede birliğe beraberliğe, vahdete ihtiyacı var, birbirini sevmeye birbirini kucaklamaya ihtiyacı var. Hatta fertlerin de ötesinde kurumların bile birbirini sevmesine, birbirini kabul etmesine hepimizin ihtiyacı var." (Prof. Dr. Haydar Baş, Ankara).Nisan 2002 (9 yıl önce)"Biz şövenist değiliz ama, Türk milliyetçisiyiz. Bizim içimizde Boşnak var, Sırp var, Laz var, Kürt var, Çerkez var, Arap var, hepsi vardır ama; Türk kültürünün bayrağı atında örfü birdir, âdeti birdir, dini birdir, dili birdir, maneviyatı birdir, tek bir millettir. O bakımdan bu millet kardeştir, bu milleti ayırmaya çalışanlar vallahi de kalleştir, billahi de kalleştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Bursa).(devam edecek)