"Bizce bir serüven (AB'ye üyelik) zira Türk milleti için unutulmuş olsa da, Haçlı Seferlerinin yapılış gayesi olan Müslüman Türkleri yok etme ukdesinden vazgeçmeyen Batılı devletlerin, bizi aralarına almalarına, kabul etmelerine imkân bulunmamakta?
Bu inanç temelli ana problemin yanında Avrupa Birliği bizi arasına alamadan şu üç nedenle dağılmak üzeredir:
1. Nüfusu yaşlanmıştır.
2. Yer altı kaynakları tükenmiştir.
3. Ve en mühim olanı Ortak Para Birimi'ne geçiş onun sonu olacaktır.
Euro'ya geçişle, Birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir. Zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki bu, birliği dağıtacaktır.
Avrupa Merkez Bankası, ülkelerin senyoraj hakkını ellerinden alacaktır. Borçlanmaya gidilecek, bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır.
Birlik, 2000 senesinde yaptığımız bu öngörüyü yaşamaktadır." (Yeni Mesaj, 3 Temmuz 2017)
* * *
"İşsizliğe çözüm bulmak için sömürgeci düşünceyi bırakıp, "önce insan" demek gerekiyor. İnsanı merkeze alan ve kaynakları paylaştıracak bir yaklaşım ancak işsizliğe çare sunabilir." (Yeni Mesaj, 5 Temmuz 2017)
* * *
"Başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır?
Müslüman bir toplumuz ama İslam adına yaşanacak güzellikleri yitirdik. Günümüze, günümüz insanına, insanı işleyen ve tanıyan bir mantık, bir anlayış gerekiyor.
"İnandım" diyen kişinin öz cevheri ile yani Yaratan'ı ile kopan bağını tekrar kurması için kendinde bulunan nefha-i İlahî ona yardımcıdır. Rabbini aramasının sebebidir.
Bizim, Rabbimizi aramamız da tecelliden mahrum olan akıl ile değil, tecellilere mazhar olan kalp yolu ile gerçekleşecektir. Ancak tecellilere mazhar olan kalp yolu ile Allah'ı bilebiliriz. Kul, kendini Yaratan'ı aramaktadır ve bunun yolu da ibadetlerdir." (Yeni Mesaj, 6 Temmuz 2017)
* * *
"Adalet son günlerde ağızlardan düşmeyen kelime haline geldi. Üstelik bugün adalet sokaklarda aranıyor.
Dünkü yazımızda insan meselesi halledilmeden, yani Hakk (c.c.) adına, kendi yararına kazanılmış ve hesap verme şuuru yerleşmiş bireyler yetiştirilmeden toplumda huzurun sağlanamayacağını belirtmiştik.
Gerçek devlet adamı olmak için de güzel ahlak ile donanmak gerekiyor. Hz. Peygamber, "Müslüman, elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kimsedir" buyurur. Bu noktada, biz de Hz. Ali Efendimizin devrindeki adalet anlayışını hatırlatalım istedik.
İmam Ali döneminde 'devlet baba' anlayışı vardı. Devlet, "gerçek adalet" temeli üzerine bina edilmişti." (Yeni Mesaj, 7 Temmuz 2017)
"Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile yürütülen müzakereleri askıya alma kararının şok etkisi yaptığı bir gerçek?
Neredeyse yarım asırlık serüvenin bu şekilde biteceğini yıllardır yazıyoruz. Fakat AB'nin, Türkiye'den siyasi tavizler almak maksadı ile fasılları, çocuğa uzatılan bir şeker gibi tuttuğunu da?
Gelinen noktada Müslüman Türkiye'nin adaylığının duyulmasına dahi tahammülü kalmayan Avrupa için ya Türkiye'den alınacak siyasi tavizler kalmadı, hepsi istedikleri gibi neticelendi, ya da topyekûn büyük bir parça için son vuruşa hazırlanıyorlar?" (Yeni Mesaj, 10 Temmuz 2017)
(Yarın devam edelim)?
Bu inanç temelli ana problemin yanında Avrupa Birliği bizi arasına alamadan şu üç nedenle dağılmak üzeredir:
1. Nüfusu yaşlanmıştır.
2. Yer altı kaynakları tükenmiştir.
3. Ve en mühim olanı Ortak Para Birimi'ne geçiş onun sonu olacaktır.
Euro'ya geçişle, Birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir. Zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki bu, birliği dağıtacaktır.
Avrupa Merkez Bankası, ülkelerin senyoraj hakkını ellerinden alacaktır. Borçlanmaya gidilecek, bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır.
Birlik, 2000 senesinde yaptığımız bu öngörüyü yaşamaktadır." (Yeni Mesaj, 3 Temmuz 2017)
* * *
"İşsizliğe çözüm bulmak için sömürgeci düşünceyi bırakıp, "önce insan" demek gerekiyor. İnsanı merkeze alan ve kaynakları paylaştıracak bir yaklaşım ancak işsizliğe çare sunabilir." (Yeni Mesaj, 5 Temmuz 2017)
* * *
"Başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır?
Müslüman bir toplumuz ama İslam adına yaşanacak güzellikleri yitirdik. Günümüze, günümüz insanına, insanı işleyen ve tanıyan bir mantık, bir anlayış gerekiyor.
"İnandım" diyen kişinin öz cevheri ile yani Yaratan'ı ile kopan bağını tekrar kurması için kendinde bulunan nefha-i İlahî ona yardımcıdır. Rabbini aramasının sebebidir.
Bizim, Rabbimizi aramamız da tecelliden mahrum olan akıl ile değil, tecellilere mazhar olan kalp yolu ile gerçekleşecektir. Ancak tecellilere mazhar olan kalp yolu ile Allah'ı bilebiliriz. Kul, kendini Yaratan'ı aramaktadır ve bunun yolu da ibadetlerdir." (Yeni Mesaj, 6 Temmuz 2017)
* * *
"Adalet son günlerde ağızlardan düşmeyen kelime haline geldi. Üstelik bugün adalet sokaklarda aranıyor.
Dünkü yazımızda insan meselesi halledilmeden, yani Hakk (c.c.) adına, kendi yararına kazanılmış ve hesap verme şuuru yerleşmiş bireyler yetiştirilmeden toplumda huzurun sağlanamayacağını belirtmiştik.
Gerçek devlet adamı olmak için de güzel ahlak ile donanmak gerekiyor. Hz. Peygamber, "Müslüman, elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kimsedir" buyurur. Bu noktada, biz de Hz. Ali Efendimizin devrindeki adalet anlayışını hatırlatalım istedik.
İmam Ali döneminde 'devlet baba' anlayışı vardı. Devlet, "gerçek adalet" temeli üzerine bina edilmişti." (Yeni Mesaj, 7 Temmuz 2017)
"Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile yürütülen müzakereleri askıya alma kararının şok etkisi yaptığı bir gerçek?
Neredeyse yarım asırlık serüvenin bu şekilde biteceğini yıllardır yazıyoruz. Fakat AB'nin, Türkiye'den siyasi tavizler almak maksadı ile fasılları, çocuğa uzatılan bir şeker gibi tuttuğunu da?
Gelinen noktada Müslüman Türkiye'nin adaylığının duyulmasına dahi tahammülü kalmayan Avrupa için ya Türkiye'den alınacak siyasi tavizler kalmadı, hepsi istedikleri gibi neticelendi, ya da topyekûn büyük bir parça için son vuruşa hazırlanıyorlar?" (Yeni Mesaj, 10 Temmuz 2017)
(Yarın devam edelim)?
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024