Ramazan ve umre

Makalemize Ramazan ve umre başlığını vermemizin iki temel sebebini izah etmekle yazımıza başlayalım. Recep ayıyla başlayan, Şaban ayıyla olgunlaşan, kemal noktası, rahmet ve bereket ayı, on bir ayın sultanı Ramazan ayına erişmiş bulunmaktayız. (Pazar günü ilk oruç başlamaktadır)  Allah nasip ederse bu sene Ramazan ayını "Umre" vesilesiyle kutsal topraklarda geçireceğim.  Çok değerli dostum, Turhande Turizmin sahibi, Sayın Mehmet Gebel hocamızın,  sürprizi sayılabilecek, Ramazan Umresi vesilesi ile kutsal toprakları ziyaret edecek, birlikte olacağımız grup arkadaşlarımıza elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağız. Eğer imkân bulabilirsek, Ramazan umresindeki anılarımızı ve duygularımızı paylaşmaya çalışacağız. Şayet böyle bir imkân bulamazsak, birbirimize dua ve niyazda bulunmakla yetinip, yazılarımıza döndükten sonra devam edeceğiz. Bakara suresinde orucun farz kılışı şöylece buyrulur;"Ey iman edenler; sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Ta ki korunasınız." (Bakara:183)        Diğer bir Ayeti Kerimede orucun farz kılındığı ve Kur'an'ın indirildiği ay olan Ramazan'dan şöylece bahsedilmiştir."Ramazan ayı; öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hak ile batılı ayıran Kur'an, o ayda indirilmiştir. Sizden her kim ayı görürse oruç tutsun. Kim de hasta olur veya seferde bulunursa, diğer günlerde o kadar oruç tutsun. Allah, sizin için kolaylık ister, güçlük istemez. Bu sayıyı tamamlamanız; size hidayet ihsan etmiş olduğundan Allah'ı tekbir ile yüceltmeniz içindir ve umulur ki şükredesiniz."( Bakara:185)           Ramazan ayına erişince bunu fırsat bilip, en kâmil manada oruçlarımızı tutmalıyız. Kâmil manadan kastımız; oruç denince sadece belli bir zaman diliminde aç kalmak anlaşılmamalıdır. Orucu sadece aç kalmak olarak değil de, bütün azalarımıza tutturup, nefsimizin terbiyesi için fırsat bilmeliyiz. Yine bu aya mahsus teravih namazlarımızı kılmalı, bol bol Kur'an okumalı, zekâtlarımızı, fitrelerimizi, eksiksiz vererek muhtaçları sevindirmeli, bu vesileyle "milli ve dini bütünlüğümüzü" pekiştirmeliyiz. On bir ay pusuda bekleyip, milletimizin gönüllerinde oluşacak sevgi ve iman ateşini söndürmek için fitne çıkarabilecek "din haramilerine" de dikkat edilmelidir! Orucun fazileti diğer bütün ibadetlerden farklılık arz etmektedir. Resulullah(sav) şöyle buyurdu;"Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Âdemoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti." "Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.'' (kütübü sitte 3082)Bir rivayette de şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).'' ( kütübü sitte: 3083)Ramazan ayında yapılan umre ibadetinin ayrı bir özelliği vardır. Resulullah bir hadisi şeriflerinde buyurdular ki; "Ramazan'da (yapacağın) umre, (kaçırdığın) bir haccın veya benimle (yapmış olacağın) bir haccın kazasıdır. Ramazan gelince umre yap. Zira Ramazan'daki bir umre hacca muadil olur." (Buhari, Umre 4)Rabbim isteyen cümle kullarına Ramazan ayına erişmeyi, oruçlarını layıkıyla tutmayı, bu ayda Kur'an la hem hal olmayı, umrelerin en faziletli olanı "ramazan umresi" yapmayı nasip eylesin. Âmin. Baki selamlar?