ABD, Türkiye’ye “nota” verdi. Evet, Tayyip Erdoğan’a randevu vermeyen ABD, Türkiye’ye notayı verdi. Bu “nota” müzik notası filan da değil. Bayağı bildiğimiz nota. Bu nota üç, beş Coni’nin başına çuval geçirildiği için de verilmedi. Otopark sorunu yüzünden notayı yedik. Ya Türk Askerleri, üç, beş Coni’nin kafasına çuval geçirseydi ne yerdik!!!
ABD büyükelçiliği önünde bir canlı bomba, kendini patlattı. Bir özel güvenlik görevlisi (Türk) öldü. Yaralananlar oldu. Bu güvenlik görevlisinin cenazesine ABD büyükelçisi katıldı. Geçenlerde ülkemize gelen ABD Dışişleri Bakanı ise bu özel güvenlik görevlisinin ailesine plaket verdi.
Dışarıdan bakınca, ABD gibi süper gücün, kendi kapısında ölen bir görevliye sahip çıkması, böyle üst düzey yetkililerince anılması hoş görünüyor. Ama bu ABD’nin daha doğrusu haçlının yüz yıllardır kullandığı makyajdır.
Haçlı ABD ve AB zihniyetinde insanın değeri yoktur. Değerli olan menfaattir, güçtür, iktidardır… Eğer bu zihniyet insana değer verseydi insanlık tarihinde yüz milyonlarca insanı katletmez, soykırımlar yapmazdı. Günümüzde bile ABD ve Avrupa ülkelerinde özellikle Müslümanlara ve zencilere karşı (resmi olmasa bile) bir art niyet, bir kin, bir kıyım olduğunu görüyorsunuz.
Notaya gelirsek! Malum patlamanın yaşandığı Amerika Büyükelçiliği’nin bulunduğu cadde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın araçlarından dolayı kapanma noktasına gelince, iş diplomatik ‘nota’ya kadar vardı... Amerikalılar, “büyükelçiliğimize saldırı olduğunda, ambulanslar bu araçlar yüzünden geç kaldı” diyor ve konunun çözülmesi için ‘nota’yı veriyor.
Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçiliğin ‘nota’sını Ankara Valiliği’ne iletti. Valilik de o bölgeye park yasağı getirdi. Şimdi, Başsavcılık personelinin araçlarının park sorununa çözüm aranıyor.
* * *
Geçen yılbaşıydı. Adana, İncirlik’te ABD askerleri içtiler, kendilerinden geçtiler ve içlerindeki kini kustular. Nedir o kin? İslam ve Müslüman düşmanlığı. Nerede yaşandı bu olay? Bizim ülkemizde, Adana’da.
Hani tezkereye rağmen AKP hükümeti ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün izniyle yaklaşık 5000 sorti yaparak, Irak’taki Müslümanları katleden ABD uçaklarının kalktığı İncirlik’te. Hatırladınız dimi!
İşte buradaki Coni’ler yılbaşında camimize saldırdılar. Caminin minberini kırıp, ortalığı darmadağın ediyorlar. Camları kırıyorlar. Kur’an’a saldırıyorlar. Yerlerde Mübarek Kur’an sahifeleri.
Bu haber basında yer aldı. İktidarı, muhalefeti olayı basitleştirerek geçiştirdiler. O kadar. Tepki gösterenlerin sesini ise kimse duymadı, duyurmadılar. Ama şu bir gerçek, kimsede bu olayı yalanlayamadı.
Gözler Genelkurmay’a çevrildi. Genelkurmay Başkanlığı; “Kimliği belirlenemeyen şahıslar tarafından “birlik mescidimizin” bazı camlarının kırıldığı ve ufak çapta hasar meydana geldiği… tespit edilmiş… Kur’an-ı Kerim’in parçalandığı iddiaları asılsızdır!” denildi.
İşe bak! Böyle önemli bir bölgede kimliği belirsiz kişiler cirit atıyor ha! Ya bu kimliği belirsiz kişiler, ABD üssüne havai fişek atsaydı, kaç saniyede kimliklerini deşifre ederdiniz? Hülasa bu büyük bir vebaldir. Bu vebalin muhatabı ise Erdoğan iktidarı ve Genelkurmay’dır.
Geçenlerde yaşanan yeni bir olay ise İktidar ve Genelkurmay bu vebalin altında mı kaldı, dedirtti bana…
Erdoğan’ın “NATO” toprağı, dediği ülkemize Patriotlor geldi. Yanında haçlı askerleri de geldi. Kahramanmaraş’ta alman askerleri ile bir tuvalet krizi yaşamıştık. Yetkililer derhal çözüm buldu ve İstanbul’dan istenilen ayarda tuvaletler bu kişilere tahsis edildi.
Ama Almanların öfkesi bitmemiş meğer. Basında yer alan bilgilere göre “Bir Alman kadın inzibat, Türk ordusuna mensup Generalin aracını durduruyor, kimlik soruyor ve azarlıyor…”
* * *
AKP’li olabilmek için nasıl bir karaktere, kişiliğe sahip olmalısınız? Bu sorunun cevabını birinci ağızlardan alalım…
AKP’nin eski Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser; “Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a, biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir.”
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin; “Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir.”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay “AK Partili olmak… Allah’ın bir nimetidir…”
AKP’li Numan Kurtulmuş; “Bugün Türkiye’de böyle bir iktidar varsa, bu milletin vicdanının doğru işlemiş olmasının ve Allah’ın yardımının bir sonucudur.”
Egemen Bağış; “Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur…”
Bülent Arınç; (Erdoğan’a karşı) “Tek bir yanlışım var. O da büyük bir yanlış. Kendimi affedemiyorum o konuda…”
AKP Bingöl milletvekili Fevzi Berdibek; (Erdoğan’ın balyozunun sahibi) “Bize çok şey kazandıran bu balyozu, manevi değeri nedeniyle alıp, yanımda saklamayı uygun gördüm. Hayatımın sonuna kadar bunu saklayacağım. Kimseye vermeyi de düşünmüyorum.”
Süleyman Soylu; “… Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır.”
Yiğit Bulut; “Erdoğan benim atamdır.”
ABD büyükelçiliği önünde bir canlı bomba, kendini patlattı. Bir özel güvenlik görevlisi (Türk) öldü. Yaralananlar oldu. Bu güvenlik görevlisinin cenazesine ABD büyükelçisi katıldı. Geçenlerde ülkemize gelen ABD Dışişleri Bakanı ise bu özel güvenlik görevlisinin ailesine plaket verdi.
Dışarıdan bakınca, ABD gibi süper gücün, kendi kapısında ölen bir görevliye sahip çıkması, böyle üst düzey yetkililerince anılması hoş görünüyor. Ama bu ABD’nin daha doğrusu haçlının yüz yıllardır kullandığı makyajdır.
Haçlı ABD ve AB zihniyetinde insanın değeri yoktur. Değerli olan menfaattir, güçtür, iktidardır… Eğer bu zihniyet insana değer verseydi insanlık tarihinde yüz milyonlarca insanı katletmez, soykırımlar yapmazdı. Günümüzde bile ABD ve Avrupa ülkelerinde özellikle Müslümanlara ve zencilere karşı (resmi olmasa bile) bir art niyet, bir kin, bir kıyım olduğunu görüyorsunuz.
Notaya gelirsek! Malum patlamanın yaşandığı Amerika Büyükelçiliği’nin bulunduğu cadde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın araçlarından dolayı kapanma noktasına gelince, iş diplomatik ‘nota’ya kadar vardı... Amerikalılar, “büyükelçiliğimize saldırı olduğunda, ambulanslar bu araçlar yüzünden geç kaldı” diyor ve konunun çözülmesi için ‘nota’yı veriyor.
Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçiliğin ‘nota’sını Ankara Valiliği’ne iletti. Valilik de o bölgeye park yasağı getirdi. Şimdi, Başsavcılık personelinin araçlarının park sorununa çözüm aranıyor.
* * *
Geçen yılbaşıydı. Adana, İncirlik’te ABD askerleri içtiler, kendilerinden geçtiler ve içlerindeki kini kustular. Nedir o kin? İslam ve Müslüman düşmanlığı. Nerede yaşandı bu olay? Bizim ülkemizde, Adana’da.
Hani tezkereye rağmen AKP hükümeti ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün izniyle yaklaşık 5000 sorti yaparak, Irak’taki Müslümanları katleden ABD uçaklarının kalktığı İncirlik’te. Hatırladınız dimi!
İşte buradaki Coni’ler yılbaşında camimize saldırdılar. Caminin minberini kırıp, ortalığı darmadağın ediyorlar. Camları kırıyorlar. Kur’an’a saldırıyorlar. Yerlerde Mübarek Kur’an sahifeleri.
Bu haber basında yer aldı. İktidarı, muhalefeti olayı basitleştirerek geçiştirdiler. O kadar. Tepki gösterenlerin sesini ise kimse duymadı, duyurmadılar. Ama şu bir gerçek, kimsede bu olayı yalanlayamadı.
Gözler Genelkurmay’a çevrildi. Genelkurmay Başkanlığı; “Kimliği belirlenemeyen şahıslar tarafından “birlik mescidimizin” bazı camlarının kırıldığı ve ufak çapta hasar meydana geldiği… tespit edilmiş… Kur’an-ı Kerim’in parçalandığı iddiaları asılsızdır!” denildi.
İşe bak! Böyle önemli bir bölgede kimliği belirsiz kişiler cirit atıyor ha! Ya bu kimliği belirsiz kişiler, ABD üssüne havai fişek atsaydı, kaç saniyede kimliklerini deşifre ederdiniz? Hülasa bu büyük bir vebaldir. Bu vebalin muhatabı ise Erdoğan iktidarı ve Genelkurmay’dır.
Geçenlerde yaşanan yeni bir olay ise İktidar ve Genelkurmay bu vebalin altında mı kaldı, dedirtti bana…
Erdoğan’ın “NATO” toprağı, dediği ülkemize Patriotlor geldi. Yanında haçlı askerleri de geldi. Kahramanmaraş’ta alman askerleri ile bir tuvalet krizi yaşamıştık. Yetkililer derhal çözüm buldu ve İstanbul’dan istenilen ayarda tuvaletler bu kişilere tahsis edildi.
Ama Almanların öfkesi bitmemiş meğer. Basında yer alan bilgilere göre “Bir Alman kadın inzibat, Türk ordusuna mensup Generalin aracını durduruyor, kimlik soruyor ve azarlıyor…”
* * *
AKP’li olabilmek için nasıl bir karaktere, kişiliğe sahip olmalısınız? Bu sorunun cevabını birinci ağızlardan alalım…
AKP’nin eski Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser; “Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a, biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir.”
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin; “Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir.”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay “AK Partili olmak… Allah’ın bir nimetidir…”
AKP’li Numan Kurtulmuş; “Bugün Türkiye’de böyle bir iktidar varsa, bu milletin vicdanının doğru işlemiş olmasının ve Allah’ın yardımının bir sonucudur.”
Egemen Bağış; “Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur…”
Bülent Arınç; (Erdoğan’a karşı) “Tek bir yanlışım var. O da büyük bir yanlış. Kendimi affedemiyorum o konuda…”
AKP Bingöl milletvekili Fevzi Berdibek; (Erdoğan’ın balyozunun sahibi) “Bize çok şey kazandıran bu balyozu, manevi değeri nedeniyle alıp, yanımda saklamayı uygun gördüm. Hayatımın sonuna kadar bunu saklayacağım. Kimseye vermeyi de düşünmüyorum.”
Süleyman Soylu; “… Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır.”
Yiğit Bulut; “Erdoğan benim atamdır.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025