Reel ve milli siyaset dönemi

Bugün AKP'nin politik çizgisi, Türkiye'nin vahim gidişatı açısından veya çökmüş ekonomimiz bakımından ne derece tehlikeli ise, milliyetçi veya muhafazakâr geçinen geçmişin denemiş partilerinin ahvali de en az o kadar risklidir.AKP'nin ülke meselelerine dair hiçbir çözümü ve hiçbir projesi olmadığı, ta baştan belliydi. Ben iyi hatırlıyorum, siz de hatırlarsınız; R. T. Erdoğan'a, ekonomiye dair bir projesinin olup olmadığı sorulduğunda, "AKP dışındakilerin o kadar çok projesi var ki, bizim bir proje yapmamıza ihtiyaç bırakmıyor" türünden cümleler sarf etmişti. O zaman Erdoğan bu ifadesiyle, IMF'yi mi kastetmişti, yoksa kendinden önceki IMF'ci partilerin ekonomik paketlerini mi bilmem? Ama artık şu bir realite ki, AKP iktidarı, kendinden önceki IMF'ci/AB'ci "MHP-DSP-ANAP koalisyonu"ndan daha katı bir IMF'ci çıktı. IMF'ci/AB'ci MHP-DSP-ANAP koalisyonundan "daha sadık" bir AB'ci ve daha sadık bir Amerikancı çıktı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, henüz 3 Kasım seçim sath-ı mahalline girilmeden önce bu nirengi noktaya dikkat çekmişti. 3 yılı aşkın devam edegelen AKP iktidarı, bu gerçeği gün gibi ortaya çıkardı. Ancak bu arada bazıları, geçen bu 3 yıllık sürenin, önceki koalisyon ortaklarının AB'ciliğini ve IMF'ciliğini Türk milletine unutturduğunu zannediyor.  Bir önceki IMF'ci ve AB'ci koalisyon ile şu anda işbaşındaki IMF'ci, AB'ci ve Amerikancı AKP iktidarı "birbirinin mütemmimi"dirler.Daha doğrusu, Türk Milleti'nin ekonomik veya sair problemlerine reel, makul ve milli çözüm ve projeleri olmayan tüm siyasi partiler, aynı tavanın balıklarıdırlar, aynı global güçlerin üç-aşağı beş yukarı taşeronudurlar. Bu partilerin, milliyetçi geçineni de IMF'ci ve AB'ci, muhafazakar kisveye bürüneni da IMF'ci ve AB'ci? Niye?Çünkü milli bir çözümleri yok, çünkü milli bir projeleri yok.Her biri iktidara geldi; her birinin "ne olduğu" ortaya çıktı.Hafıza-i beşer nisyan ile ma'lûldur ya; geçmişin bu denenmiş AB'ci ve IMF'ci çözümsüzleri, şimdilerde, ya Kuvay-ı Milliye postuna bürünmüş, ya geleneksel muhafazakar kisvesine girmiş ya da IMF-AB karşıtı sloganları vird edinmiş vaziyette politika yapıyorlar.Halbuki bugün Diyarbakır'da "kalkışma"yı andıran olaylar yaşanıyorsa; bunda, önceki koalisyonda denenmiş IMF'ci-AB'ci milliyetçi kardaşlarımızın payı AKP'den daha az değil.Bugün Apo İmralı'daki çok yıldızlı ikametgahından siyasallaşma nutukları atabiliyorsa; bunda, önceki koalisyonda denenmiş IMF'ci-AB'ci milliyetçi kardaşlarımızın payı AKP'den daha az değil.Bugün tarım bitmiş, sanayi stoplanmış, işsizlik şaha kalkmış, borç yükümüz 430 milyar doları aşmış ise; bunda, önceki koalisyonda denenmiş IMF'ci-AB'ci milliyetçi kardaşlarımızın payı AKP'den daha az değil.Önceki koalisyonun milliyetçi-muhafazakar ve halkçı ortakların IMF'ciliği ve AB'ciliği, ister çözümsüzlüklerinden, ister bir başka sebepten kaynaklansın; netice değişmedi, değişmiyor. AKP'den hiç farkları yok? Bunların AKP'ye alternatif olmak gibi bir pozisyonları da yok. Bu bağlamda milliyetçi, muhafazakar veya halkçı söylemlerle milletimizi kandırmaya hakları da yok. Dolayısıyla geçmişin bu denenmiş IMF'ci ve AB'ci partileri, aynı kronik çözümsüzlükleri ortada iken; güya Kuvay-ı Milliyeci, milliyetçi, muhafazakar söylemlere yapışmaları, kusura bakmasınlar ama, olsa olsa "milli bir istismar" olur.AKP-CHP aşık atışmasının artık cılkının çıktığını, bu sebeple yeni dönemde tutmayacağını gören Erdoğan, milliyetçi söylemlerin yükselen değerler halini aldığı son süreçte milletimizin gözünü boyamak için kendine "sahne arkadaşı" belirliyor. Bu yeni dönemin Karagöz-Hacivat orta oyununda AKP'yi MHP ile bir nevi eşleştirirerek, ikbal arıyor. Kimi besleme medya da bu eşleştirmeye, razı görünüyor. Erdoğan, AKP'nin pili bitmiş AB'ci IMF'ci sikletine, eskinin pili bitmiş AB'ci, IMF'ci ama milliyetçi denk konduruyor. Bu arada "Siz bu ülkede iktidar olduğunuz dönemde AB müktesebatında öyle çelişkiler yaşattınız ki bu ülkeye, terörist başı bile sayenizde idamdan kurtuldu. İdamdan kurtulmasına ait belgenin altında MHP genel başkanının imzası var" sözleriyle MHP'nin günah galerisinden bazı kırıntıları da öne çıkartarak, kendine yer açmaya çalışıyor.Tutar mı? Tutmaz. Millet yer mi? Yemez. İster milliyetçi, ister muhafazakar, ister haçlı olsun; milletin artık kuru sloganlara karnı tok? Millet, bir lokma ekmek uğruna can çekişiyor, damağını ıslatacak bir damla su, cebine bir kuruş metelik arıyor. BTP ise, milletin önüne bir deryayı getiriyor, bir hazine sunuyor? Hem de yüzlerce bilim adamının baş tacı ettiği reel bir model ile.BTP, siyasette "proje dönemi" açtı. Sadece Türkiye'de değil, Ankara'dan Altaylara uzanan geniş coğrafyada? Artık bundan sonra, ne çözümü olmayan muhafazakarlık, ne slogancı milliyetçilik veya ne de milli projelerden mahrum içi kof Kuvay-ı Milliyecilik pirim yapabilir.Bugüne kadar işbaşında denemiş tüm milliyetçi, muhafazakar veya halkçıların AB ve IMF'ye teslim akılları(!) sayesinde, bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirilen Yüce milletimizin topyekün bu "milli ve reel hiçbir çözümü olmayan siyaset" esnafına karnı tok? BTP'nin dünyayı, Avrasya ekonomistlerini ve bilim adamlarını ayağa kaldıran "Milli Ekonomi Modeli", tüm istismarcıların heveslerini kursaklarında bıraktı. Herkes bunun farkında; alacakaranlıkta gizli gizli BTP'yi takip edip fiskoslaşan istismarcılar da, BTP'den başka çözümü olan yok diyen yüce milletimiz de. Artık, reel siyasetin şart olduğunun, artık BTP'den başka çare olmadığının herkes farkında. "Bu sefer BTP" diyenlerin sadası ne kadar yükselirse, Türkiye ve coğrafyamız üzerindeki oyunlar o kadar erken ve kolayca sona erecek. Çünkü BTP, milli ve reel siyaset üretiyor.