Alemler Rahmet Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) nübüvvetin başı bütün peygamberlerin peygamberidir. Kutsi hadis-i şerifte, "Sen olmasaydın, ey Habibim, felekleri (kâinatı) yaratmazdım" buyuruluyor. Allah'ın bu sözlerine mazhar olan Allah'ın sevgilisi Muhammed Mustafa (s.a.a)'dir.
Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'inde, Resûlullah'ın (s.a.a.) Zâtını tavsif için; "Ve Sen pek yüce bir ahlâk (en güzel ahlâk) üzeresin!" (Kalem, 4) buyuruyor. Dolayısıyla, Hz. Peygamber, nasıl ef'al olarak bize müşahhas Kur'ân-ı Kerim ise; hâl, davranış, tavır olarak da bize örnektir. Cenâb-ı Hakk'ın ifadesiyle, "usvetü'n-hasene/güzel bir örnek"tir: "And olsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir." (Azhab, 21).
Prof. Dr. Haydar Baş, "Dua ve Zikir" isimli eserinde bu konuyu etraflıca şöyle anlatıyor:
"Dikkat edilirse bu âyet-i kerimede bir incelik vardır. Resûlullah (s.a.a.) güzel bir örnektir fakat bu güzel örnekteki ayrıcalığı herkes göremez. Bu ayrıcalığı görmek zikir ehline ait bir hâldir. Onun için Cenâb-ı Hakk, 'Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir' buyuruyor.
Peygamberlerin vazifesi tevhid hakikatini insanlara bildirmektir. İnsanlara Cenâb-ı Hakk'a giden yolda rehberlik etmektir. Peygamber Efendimiz zikir olduğu gibi aynı zamanda zikir yoluyla insanları terbiye edendir/müzekkirdir. Cenâb-ı Hak âyet-i kerimede; 'O hâlde (Resûlüm), zikir yoluyla terbiye et/öğüt ver. Çünkü Sen ancak zikir yoluyla terbiye edicisin, müzekkirsin/öğüt vericisin' (Gaşiye, 21) buyurdu. Peygamber Efendimizin, sahabisini Allah'a giden yolda nasıl terbiye ettiğini, Allah'a vâsıl olmalarında nasıl vesile olduğunu, onları nasıl Cenâb-ı Hakk'a taşıdığını, hadis kitaplarındaki sahabilere tavsiye ettiği zikirlerin, duaların, tesbihatların anlatıldığı hadislerde görüyoruz.
Peygamberler, hem kendileri zikrederler, hem insanları zikre davet ederler, hem de zikir yoluyla terbiye eden birer mürebbîdirler. Onları anmak Allah'ı hatırlatır. Dolayısıyla Allah'ı anmaktır. Kur'ân-ı Kerim'de peygamber kıssaları anlatılır ve o kıssalarda ulu'l-elbab/gönül ehli, akıl sahibi olanlar için pek çok ibretler olduğu beyan edilir. Gerçek akıl sahipleri ise, 'ulu'l-elbab' olarak adlandırılan zikir ehlidir: 'And olsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'ân-ı Kerim) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidâyettir." (Yusuf, 111).
Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de, Resûlü'ne, seçilmiş kullarını ve peygamberlerini de anmasını emreder ve onların üstün özelliklerinin inananlar tarafından örnek alınması için onları anlatır:
'(Resûlüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.' (Meyrem 16).
'Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi.' (Meryem, 41).
'(Resûlüm!) Kitap'ta Mûsâ'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebi idi.' (Meryem, 51).
'(Resûlüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı.' (Meryem 54).
'Kitapta İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi.' (Meryem 56).
'(Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Dâvud'u, o kuvvet sahibi zâtı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi.' (Sa'd, 17).
'(Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O, Rabb'ine, doğrusu Şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.' (Sa'd, 41).
'(Ey Muhammed!) Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya'kub'u da an.' (Sa'd, 45).
'İsmail'i, Elyesa'yı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir.' (Sa'd, 48).
'Âd kavminin kardeşini (Hûd'u) an?'(Ahkaf, 21).
'İşte o peygamberler Allah'ın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'ân-ı Kerim) âlemler için ancak bir öğüttür.' (En'am, 90).
Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'inde, Resûlullah'ın (s.a.a.) Zâtını tavsif için; "Ve Sen pek yüce bir ahlâk (en güzel ahlâk) üzeresin!" (Kalem, 4) buyuruyor. Dolayısıyla, Hz. Peygamber, nasıl ef'al olarak bize müşahhas Kur'ân-ı Kerim ise; hâl, davranış, tavır olarak da bize örnektir. Cenâb-ı Hakk'ın ifadesiyle, "usvetü'n-hasene/güzel bir örnek"tir: "And olsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir." (Azhab, 21).
Prof. Dr. Haydar Baş, "Dua ve Zikir" isimli eserinde bu konuyu etraflıca şöyle anlatıyor:
"Dikkat edilirse bu âyet-i kerimede bir incelik vardır. Resûlullah (s.a.a.) güzel bir örnektir fakat bu güzel örnekteki ayrıcalığı herkes göremez. Bu ayrıcalığı görmek zikir ehline ait bir hâldir. Onun için Cenâb-ı Hakk, 'Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir' buyuruyor.
Peygamberlerin vazifesi tevhid hakikatini insanlara bildirmektir. İnsanlara Cenâb-ı Hakk'a giden yolda rehberlik etmektir. Peygamber Efendimiz zikir olduğu gibi aynı zamanda zikir yoluyla insanları terbiye edendir/müzekkirdir. Cenâb-ı Hak âyet-i kerimede; 'O hâlde (Resûlüm), zikir yoluyla terbiye et/öğüt ver. Çünkü Sen ancak zikir yoluyla terbiye edicisin, müzekkirsin/öğüt vericisin' (Gaşiye, 21) buyurdu. Peygamber Efendimizin, sahabisini Allah'a giden yolda nasıl terbiye ettiğini, Allah'a vâsıl olmalarında nasıl vesile olduğunu, onları nasıl Cenâb-ı Hakk'a taşıdığını, hadis kitaplarındaki sahabilere tavsiye ettiği zikirlerin, duaların, tesbihatların anlatıldığı hadislerde görüyoruz.
Peygamberler, hem kendileri zikrederler, hem insanları zikre davet ederler, hem de zikir yoluyla terbiye eden birer mürebbîdirler. Onları anmak Allah'ı hatırlatır. Dolayısıyla Allah'ı anmaktır. Kur'ân-ı Kerim'de peygamber kıssaları anlatılır ve o kıssalarda ulu'l-elbab/gönül ehli, akıl sahibi olanlar için pek çok ibretler olduğu beyan edilir. Gerçek akıl sahipleri ise, 'ulu'l-elbab' olarak adlandırılan zikir ehlidir: 'And olsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'ân-ı Kerim) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidâyettir." (Yusuf, 111).
Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de, Resûlü'ne, seçilmiş kullarını ve peygamberlerini de anmasını emreder ve onların üstün özelliklerinin inananlar tarafından örnek alınması için onları anlatır:
'(Resûlüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.' (Meyrem 16).
'Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi.' (Meryem, 41).
'(Resûlüm!) Kitap'ta Mûsâ'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebi idi.' (Meryem, 51).
'(Resûlüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı.' (Meryem 54).
'Kitapta İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi.' (Meryem 56).
'(Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Dâvud'u, o kuvvet sahibi zâtı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi.' (Sa'd, 17).
'(Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O, Rabb'ine, doğrusu Şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.' (Sa'd, 41).
'(Ey Muhammed!) Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya'kub'u da an.' (Sa'd, 45).
'İsmail'i, Elyesa'yı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir.' (Sa'd, 48).
'Âd kavminin kardeşini (Hûd'u) an?'(Ahkaf, 21).
'İşte o peygamberler Allah'ın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'ân-ı Kerim) âlemler için ancak bir öğüttür.' (En'am, 90).
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020