Saddam 1990-1991'de Şiiler'e siyasal baskı uygulayarak onları bulundukları bölgede tecrit etti. Daha önce 1987-1988'de de Kürtler'e yönelik baskı uyguladı ve kendi iktidarını sağlamlaştırmak için potansiyel tehdit olarak gördüğü dini ve milli kökenlilerin üzerine gitti. Zaman zaman oğullarına ve damatlarına da baskı yaparak ayakta kalmaya çalışan Saddam'ın şuan eli kolu bağlı. Saddam şuan elikolu bağlı, hatta o derece etkisiz bir konumda ki, mahkeme koridorlarında yumruklacak kadar...Saddam'ı davanın ilk aşamasında idam etmek isteyenlerle onu savunarak masum çıkarmak isteyenlerin mücadelesiyse sürüyor.Saddam'ın ne derece cani ya da ne kadar masum olduğunu bu satırlarda tartışacak değiliz. Saddam ile aynı kefeye kimlerin konabileceği üzerinde bazı yorumlar aktaracağız.Mesela Bush, mesela Şaron, mesela Blair, mesela Pinoche...Bush'un tüm dünyaya kan kusturduğunu ve kusturmaya devam ettiğini belirtmemize gerek yok sanırım. Eli kolu bağlı Saddam karşısında elini kolunu sallayarak terör estirmeye devam eden Bush'u yanyana koyun.Filistin'in bazı bölgelerinden sözde çekilme adına puan toplamaya çalışan Şaron'a ne demeli? Çocukların vurulmasına müsaade eden, hamile kadınların sınırda ölümüne göz yuman, muhalifleri sindirmek için evlere baskınlar düzenleten Şaron...Ev yıkan, insanları kodese tıkan Şaron'la Saddam'ı yan yana koyun.İşgale verdiği destekle adından sıkça sözettiren ve son saldırılarla Müslüman kimliklileri kumpasa alan ve cami kundaklamalarına zemin hazırlayan Blair'i düşünün.İngiliz askerlerini Irak işgalinde motive ederek onların yasadışı eylemlerine kapı aralayan Blair ile Saddam'ı yanyana koyun.Komünist avı başlatarak zamanında Amerikancılığın yayılmasına ortam hazırlayan ve Şili'de illegal operasyonlarla Amerika'nın gözüne giren Pinoche'ye bir bakın.Yaşlı duruşuna rağmen yaptıklarının ardında durmayı beceren bir zamanların kanlı diktatörü Pinoche'nin yargılanma süreciyle Saddam'ın yargılanma aşamalarını yanyana koyun.İsten yanyana, isterseniz aynı kefeye.Yapılanlara, yapanlara bir bakın kafi.Dünün diktatörleri bugün hesap vermekte. Bugünün elikanlı diktatörleri de gelecekte hesap verecekler.Irak'ın kuzeyinde kendilerine alan açarak bağımsızlık mücadelesi veren Kürtler ile ülkenin güneyinde federal bir yapıdan yana ağırlığını artıran Şiiler'in Saddam'a bakışıyla, dünya barışını tesis ve insan haklarını koruma adına kendini görevli kılanların bakış açısı Saddam konusunda aynı potada buluşmamalı.Şiddete maruz kalanların subjektif yorumları ile demokratik yargı temsilcilerinin alacakları objektif kararların birbirinden ayrı değerlendirilmesidir doğru olan.Saddam bir diktatör olduğu kadar bir devlet başkanı.Haketmeyenlere gösterilen saygıdan Saddam da istifade etmeli.Cenevre Savaş Hukuku'nu takmayanların bu konuda verecekleri sınav önemli.Bugün Saddam, yarın Bush, Blair, Şaron...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005