Yıllardır Cumhuriyet ile Atatürk ile kazandıkları itibar ve elde ettikleri koltuk ve kalemler ile Cumhuriyet ve Atatürk aleyhine yazmadıkları yazı, atmadıkları iftira kalmayanlar şimdilerde daha başka fantezilere kulaç atıyorlar.
Kimsenin fantezisine lafımız yok. Ama bu milletin değerlerini, sembol kişilerini ve de bireylerini yine bu milletin dini kavramlarıyla örselemeye çalışmalarına asla taviz vermedik, vermeyeceğiz de.
(Allah O'ndan razı olsun) Merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, bu ülkede bir paylaşıma dikkat çekmişti; Atatürk'ü solculara, İslam'ı malum anlayışa paylaştırıldığını, bunun asla kabul edilemeyeceğini, 'Atatürk'ün de, İslam'ın da bu milletin ortak değeri, ortak paydası olduğunu' dağa, taşa nakşetmişti.
Kalpleri dağdan, taştan katı olanlar tabii ki bu gerçeği anlamadı ve bu değerler üzerinden bölücülüğe devam ettiler. Bugün Ayasofya üzerinden bu ayrımcılık, bölücülük zirveye doğru gidiyor.
Bakın! Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın sadece 365 günlük fikir fantezilerini hatırlatacağım!
Geçen yıl 12 Ağustos'ta, 'Bu Din Benim Dinim Değil' başlığı altına şunları yazıyordu;
"İşin acı tarafı şu: Allah'ın dini, yeri-göğü, ölümü ve hayatı açıklar, bizim yaşadığımız din, karı-koca, gelin-kaynana kavgasını bile çözmüyor. İkonalara, seremonilere ve ritüellere boğulmuş bir din var!
Yıllar önce de demiştim, yine söylüyorum: Bu din benim dinim değil! Bu "Amerikano İslam", "Euro İslam" ne derseniz deyin, kesinlikle bu ferdi planda vicdanlara, içtimai planda mabetlere hapsedilmeye çalışılan din "Allah'ın dini" değil."
350 gün geçti ve 24 Temmuz'da aynı Dilipak şu başlığı attı; "Bugün bir rüya gerçek oldu."
Başlığın altı ise oldukça ilginç! "Bana kalırsa Ortodoksların bundan mahzun olmaması gerek. Bunun farklı bir anlamı var. Fatih aynı zamanda, Doğu Roma Bizans'ın Ortodoks halkı tarafından davet edildi, Fetih onların desteği ile gerçekleşti. Fatih, İstanbul'u Bizans'tan almadı, Bizans'ı, Latin işgalinden kurtararak yeniden ihya ve inşa etti. Ayasofya da bu yeniden inşanın bir parçasıdır…
Fatih, Fetihle birlikte, Müslümanların ulul emri, Türklerin hakanı, Arab'ın ve Acemin padişahı, Ortodoksların hamisi ve Doğu Roma Bizans'ın imparatoru idi…
Mabedler Allah'a adanmış mekanlardır. Onun egemeni, hakimi, sahibi olmaz."
Dilipak'ı görürseniz sorun; Hangi dine mensupsun?
Aynı Dilipak, 2 gün sonra da; "Evet Ayasofya'yı açtık. Hayırlı olsun.
Ayasofya ve İstanbul sözleşmesi, bizim için bir turnosol kağıdı görevi yapıyor. Bu vesile ile kim, kimdir onu görüyor ve not ediyoruz.
Hangi partiler, hangi siyasiler, medya, STK nerede duruyor bunlar bu dünya için de, ahiret için de önemli. Kim, kimle haşrolacak onu da görüyoruz bu vesile ile."
Evet, Dilipak! O günü ben de bekliyorum ve hangi dinin mensubu olarak getirileceğini çok merak ediyorum!
Başa dönersek! 12 Ağustos 2019'da, 'Bu din benim dinim değil' diyen Dilipak, 27 Temmuz 2020 tarihli yazısına da, 'AKP'nin papatyaları' başlığını atarak şöyle diyordu;
"ANAP'ı o "Papatyalar", o "Lale Devri çocukları" bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP'nin "Papatyaları"(!?) bitirecek bu gidişle. AK Parti içindeki AKP'liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP'liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi.
Bunlardan maddi yardım almayan cemaat ve vakıf kaldı mı? Ha, işte böyle, veren el alan elden üstündür. Daha önce siz konuşuyordunuz onlar dinliyordu, şimdi onlar konuşuyor, siz dinliyorsunuz.
AB fonları ile semirenlerin sesleri nasıl inceldi, eskiden ter kokuyorlardı, şimdi parfüm kokuyorlar. Bodrum katlarında rutubet kokan derneklerden çıkıp plazalara taşındılar. AK Parti içindeki AKP'liler, FETÖ'nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar."
Sayın Dilipak! İslam dininin, bu profil sahiplerine bakışı nettir, kesindir. İman ehli, bu profil sahiplerini asla desteklemez. Bir kesimini ortaya atarak diğer kesimini aklamaya kalkmaz.
Bak, sana; Riyazus Salihin, 654 nolu hadisi hatırlatayım; Peygamberimiz (s.a.a.v) buyurdu ki; "Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur."
Şimdi! 'Bu Din Benim Dinim Değil' demiştiniz ya, sahi siz, hangi dindensiniz?
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025