AKP iktidar olmuştu ama Sayın Erdoğan başbakan olamamıştı. Hemen 9 Mart 2003'te Siirt'te bir ara seçim yapıldı ve Erdoğan Meclis'e girdi.
5 gün sonra Abdullah Gül istifa etti ve Erdoğan başbakan oldu. Başbakanlığının 15. gününde Sayın Erdoğan şöyle diyordu:
"Ekonominin kırılgan yapısı halen sürüyor. Türk Lirası'na güvensizlik devam ediyor. Halkın yabancı paralara yönelik talebi devam ediyor. Ekonomi hem şeker, hem de sarılık hastalığına yakalanan hasta gibi. Sarılık tedavisi için seker yüklemek gerekiyor, şeker tedavisi için ise insüline ihtiyaç var."
Sayın Erdoğan o gün ekonomi ve TL için nasıl bir insüline ihtiyaç olduğunu açıklamazken hiç bir gazeteci de "TL'ye güveni nasıl arttıracaksınız, ekonomideki kırılganlığı nasıl yok edeceksiniz ve bu ülkede yabancı sermaye hakimiyetine nasıl son vereceksiniz?" sorularını sormadı.
Açıklanmayan formül ve sorulmayan soruların cevabı yıllar içinde tek tek ortaya çıkmaya başladı.
Meğer ekonomideki kırılganlığı, 'babalar gibi satarak' düzeltmek istiyorlarmış.
Türk Lirası'ndaki güvensizlik ise çok sıfırlı oluşundan kaynaklandığı için 6 sıfırı attılar. Böylece 1 milyon olan WC ücretleri 1 TL olarak değişerek güvensizlik giderildi!
Doların piyasaya hâkim olması konusunda ise ekonomistlerin bile hala çözemedikleri, "yabancı sermayeye mecburuz ve borçlanarak büyüme" mantığını devreye koydular.
Yıllar yılları kovaladı. Her alanda ve özellikle ekonomide işler hiç iyi gitmiyordu. Ama dışarıdan faizli para geldiği için kötü gidişatın üstü örtülüyordu. Haliyle AKP kurulan her sandıktan çıkıyordu.
Tam 12 yıl sonra yine bir Mart ayında Erdoğan bu sefer Cumhurbaşkanı sıfatıyla gidişattan memnun olacak ki, şu açıklamayı yapıyordu:
"Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen... Bu ülke bu şekilde sıçramaz". (15 Mart 2015)
Madenlerden, limanlardan, şeker fabrikalarından tank-palet fabrikasına kadar devletin ne kadar kazanımları varsa pranga deyip sattılar, sattılar, sattılar…
Sonuç; işsizlikte rekor, enflasyonda rekor, ithalatta rekor, cari açıkta rekor… 1 trilyon doları aşmış devletin borcu, 550 milyar TL'yi geçmiş vatandaşın borcu.
Sırp kasaplarından et, darbeci Sisi'den soğan, zalim denilen Esad'ın ülkesinden patates alan bir Türkiye ve tanzim satış noktalarında marul satılacağını müjdeleyen Cumhurbaşkanımız var ortada.
Bir başka gerçek daha var! AKP 17 yıllık icraatlarının eleştirilmesine tahammül edemediği gibi geldiğimiz noktanın sorumluluğunu da iç ve dış odaklara fatura etmeye çalışıyor.
Bir de inkâr var. Tarımda, hayvancılıkta Avrupa'da bir numarayız. Ekonomimiz şaha kalktı. Ekonomimiz sağlam temeller üzerinde. Seçimden sonra dolar 5 TL altına inecek vs. Tabi bu söylemleri medya süslüyor, vatandaş da inanıyor. Ama bizzat iktidar partisi kendi söylemlerine inanmıyor.
Nereden mi anladım?
Dikkat edin son iki yıldır Sayın Erdoğan ekonomiden söz açılınca 'milli paradan' bahsediyor. "Milli paramızı devreye koyacağız, milli paralarla ticaret yapacağız" diyor.
AKP'nin yeni Meclis Başkanı Mustafa Şentop, geçen hafta yaptığı açıklamada çıtayı iyice yükseltti. Artık sadece Türkiye'yi değil dünya ekonomisini kurtarma gayretinde olduklarını açıkladı: "Dünyanın ekonomik sistemini bu manipülatif ortamdan kurtarmamız lazım. O yüzden diyoruz ki, herkes kendi parasıyla alışveriş yapsın."
Allah Rızası için birileri Sayın Erdoğan başta olmak üzere milli para lafını kullanan herkese; "milli para nedir?" sorusunu sorsun.
"Milli para neyin karşılığı olarak basılır?" sorusunu sorsun.
"Dışarıdan faizle alınan Dolar'ın, Euro'nun (maliyetli paranı) karşılığı matbaada basılan TL., milli para mıdır?" diye sorsun.
En önemlisi! Milli Para tanımını ve mahiyetini Türkiye ve dünya gündemine sokan kimdir?
Sen biliyorsun kardeşim! Milli Para tanımı Prof. Dr. Haydar Baş'a aittir ve Milli Ekonomi Modeli'nin parçasıdır. Kapitalist sistemde milli paranı BA-SA-MAZ-SIN.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024