Acıyı azaltan ve zevk veren her şey bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Ekonomik sıkıntılar, travma, stres ve diğer unsurlar nedeniyle beynin savunmasız duruma düşüşü bağımlılık riskinin artmasına sebep olmaktadır.
Depresyon, suçluluk, yalnızlık, çaresizlik, kaygı ve içinde bulunulan acı durumlardan kurtulmak ve onlara karşı koymak için kişi çeşitli zevk verici şeylere yönelir. Bağımlılar üzerinde yapılan incelemelerde, alışkanlıkları kontrol eden beyin bölgesi prefrontal kortekste incelme ve zayıflama tespit edilmiş, bağımlı olan şey bırakıldığında da beynin ön kısmındaki bu bölgede iyileşme görülmüştür.
Sanal alışkanlıklar da beyinde benzer etki yaratmaktadır. Beyinde üretilen ve ruh halini değiştiren endorfin, serotonin ve dopamin beyin kimyasını etkileyen hormonlardır. Zevkli bir aktivite düşünüldüğünde veya yapıldığında, dopamin akımı başlar ve kişiyi iyi hissettirir. Ayrıca zevk duygusuyla bağlantılı dopamin ve mutluluk duygusuyla alakalı kimyasal serotonin arasında da paralel bir ilişki vardır. Dopamin sonrası salgılanan serotonin rahatlamayı ve sakinleşmeyi sağlar, mutluluk, canlılık ve zindelik hissi verir ve eksikliğinde depresif, yorgun bir ruh hali görülür.
Sorun şu ki, sıklığı artmış zevk verici şeylere karşı insan beyni daha az dopamin üretir ve kişi istediği kadar tatmin duygusu sağlayamaz, bir türlü rahatlayamaz ve depresif hisseder. Eskisi kadar dopamin seviyesini yakalayamayan birey daha fazla zevk çeşidine ulaşmaya çalışır, ancak bir süre sonra yine aynı duruma düşen duygular yüzünden kişide sıkıntı artar, sıkılma ve sıkıntı arttıkça tüm zevk verici şeyleri araştırmaya ve yapmaya başlar.
İşte sanal âlem bu arayış sırasında kişiyi kendine bağlar. Facebook, İnstegram, Twitter, tik tok, mik tok derken gece gündüz sanal âlemdeki oyunlar hayatımızı sarmaya ve zaruri ihtiyaç dışındaki tüm vaktimizi çalmaya başlar.
Bilgisayar oyunlarının bütün zamanımızı boşa harcamasından daha kötü sonucu, oyunlarda sağlanan kolayca zafere ulaşma hissiyatı.
Oyunlardaki efor-ödül ilişkisi beynin ödül merkezini gerçek hayata nazaran çok daha kolay besliyor. Normalde yıllar alacak bir çalışma neticesinde elde edilecek zafer ve ödül hissiyatı, bir kaç haftalık oyun ile kazanılıyor. Bu durum, çocukların minimum efor ile yaşayıp en temel ihtiyaçları dışında oyun ve hobilerini tatmin edip, daha fazlası için çalışmamasına sebep oluyor. Kolay yoldan elde edilen mutluluk ve zevk hormonu endorfine alışan gençlik, normal hayattaki zevkli ama zorlu olan tüm işlerden kaçmaya başlıyor. Gerçek hayattaki başarıları elde etmeyi fazla zorlu bularak, vakitlerini oyunlardan kazandıkları zafer ve ödüllerle geçirerek benzeri deneyimi ve zevki elde etmeye çalışıyorlar. Kısacası sürekli vasatlaşan, yerinden kalmak bile zor gelen bir nesil haline geliyorlar.
Verilen emeğin karşılığını aldığımızda yaşayacağımız zevki beklemek yerine, bağımlılık yapan şeyle zevki kolay yoldan elde edilebildiğini düşünen beyin, o emeği çabayı gereksiz buluyor veya sürekli erteliyor, zincirleme planlar kuruyor ve tekrar kolay yoldan ödüle kaçıyor, bağımlı olduğu şeyi yapıyor ve bu günden güne böyle sürüüüp gidiyor.
Hâlbuki bağımlılıklar bir kaçış, kandırıştır. Eğer hayatımızda yeni bir sayfa, yeni bir anlayış ve görüş yakalamak istiyorsak, bütün bağımlılıklarımıza elveda demeliyiz. Bu ister sigara, ister alkol, ister sosyal medya, ister başka bir şey olsun. Bulunduğumuz durumdan çıkıp farklı kişiliklere, farklı yollara, farklı disiplinlere sürüklemeliyiz kendimizi. Çünkü disiplin ve kararlılık insana zihinsel sıçrama yaşatır, kendimize saygı getirir.
Bağımlı olunan şey bırakılmak istendiğinde beyin, onun yerine yeni ve heyecan uyandırıcı yeni şeyler aramaya başlar, ya onun bu arayışını başka faydalı bir şeyle susturmalı ya da alışkanlığın yolunu değiştirmeliyiz. Araştırmalar göstermiştir ki, kişinin bilgisayarda geçirilen vaktin sınırlandırılması, sorunlu sinirsel ağları zayıflatarak bağımlı olunan şeye karşı iştahı ciddi biçimde kesmektedir. Bilgisayar/telefon vb. kullanımının en aza indirilmesiyle de beynin normale döndüğü depresyon, kaygı ve uyku bozukluğu belirtilerinin de ortadan kalktığı tespit edilmiştir.
Yine araştırmalara göre bilhassa koşucular, yüzücüler ve diğer spor faaliyetleriyle uğraşan kişiler, bağımlı insanların ihtiyacı olan endorfin hormonunu yeterince elde ediyor. Yine endorfin düzeyini yüksek tutmak istiyorsak, b ve c vitaminleriyle demir ve çinkonun bol olduğu besinleri almalıyız. Bağımlılıkla mücadelede melatonin hormonunun çok önemi vardır. Bu yüzden düzenli ve yeterli gece uykusu çok önemlidir.
Beslenmenin, egzersizin ve uykunun tüm bağımlılıkların kırılmasında çok önemli rolleri olduğu artık gayet iyi bilinmektedir. Zevki heyecanı kolay yoldan elde etmeyi sağlayan ve bağımlılıkla sonuçlanan sanal âlemdeki oyunlardan, özellikle çocuklarımızı ve kendimizi korumalı, mutlaka sınır getirmeliyiz. Boşa harcadığımız vaktimizin öbür tarafta hesabını vereceğimizi unutmamalıyız.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022