Perşembe günü 'Papazlı, hahamlı iftar sofraları görmek istemiyoruz' başlıklı bir yazı yazdım. Ama görecekmişiz meğer! İstanbul Müftülüğü geçtiğimiz Salı günü İstanbul Kongre Merkezi'nde papazlı, hahamlı iftar yemeği verdi. Hemen akabinde AK Parti Şişli İlçe Başkanlığı, Ermeni cemaatlerine mensup vatandaşlara iftar sofrası kurdu.
Baştan şunu iyi anlayalım! İman etmeyenlerle yani Yahudi, Hıristiyan ve diğerleriyle helal olan mallar üzerinden ticaret yapabilirsin, karşılıklı menfaat üzerine siyasal ilişkiler kurabilirsin, İslam'dan zerre taviz vermeden ve sırf irşad amacıyla diyaloglar da geliştirebilirsin. Ama inanç noktasında asla paylaşımda bulunamazsın.
Çünkü hudut nettir. Bu hududu Allah koymuştur; "Tek din İslam'dır" (Ali İmran 19), "Sizin dininiz size, benim dinim banadır." (Kafirun Suresi)
İftar yemeği, Müslüman'ın sevinç yemeğidir. Neyin sevinci? Rabbine verdiği sözü yerine getirmiş olmanın sevinci.
Yani, 'Ey Rabbim! Sen emrettin ki, imsaktan, akşam vaktine kadar yemeyin, içmeyin, arzularınızdan uzak durun'. İşte Rabbim! Ben emrine uydum. Sözümü tuttum. Sana kul olma gayretiyle, sırf Senin rızan için helal kıldığın şeyleri bile bıraktım. Orucumu kabul et, bizleri affet' onurlu yakarışının sevincidir.
Peki, bu papazlı, hahamlı yemeklerde kimler var? Sözünü tutmayanlar, Rabbine asi olanlar var.
Bezm-i Elest meclisinde Yüce Allah, bütün insanlara, 'Ben, sizin Rabbiniz değil miyim' diye sormuştu.
O iftar masasında oturanların tamamı da, 'evet, sen bizim Rabbimizsin' demiştiler. Sonra sözlerinden döndüler. Ortak koştular. Şirke düştüler.
Sen, Rabbime verdiği sözü çiğneyenlerle nasıl aynı masada kulluk iddiasında bulunabilirsin!
Bak! Bak! Bak!
"Yahudiler, 'Uzeyir Allah'ın oğlu.' dediler, Hıristiyanlar da 'Mesih Allah'ın oğlu.', dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah, onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!" (Tevbe, 30)
Allah'a eş koşan, bizzat Allah'ın beddua ettiği kişileri, İslam inancının simgelerinden olan iftar yemeğine ortak edeceğim, öyle mi! Hadi ordan!
Yüce Allah'ın (c.c.) 'Dost edinmeyin' (Maide 51) dediği kişileri, getirip iftar soframa oturtacağım. Öyle mi! Hadi ordan!
'Bir de kafirlere meyletmeyin' diyen Yüce Allah'ın ayetini bir tarafa bırakıp o kafirleri soframa oturtacağım. Öyle mi! Hadi ordan, ben Müslüman'ım.
Fatiha Suresi'nde geçen, 'Yoldan sapmış ve gazaba uğramışlar' için 'onlar, Yahudi ve Hıristiyanlar mı Ya Resûlullah,' sorusuna Sevgili Peygamberimizin, 'onlar değil de ya kim! Allah, onları kahretsin' dediği anlayışla iftarı mı paylaşacağım. Öyle mi! Hadi ordan!
Bu tip yemeklerde her daim sevgi ve hoşgörüden bahsedilir. Ama dünya coğrafyasına bakarsın, bu sevgi ve hoşgörü avukatlığı yapanların inancına mensup olanlar insanlığı sömürüyor, katlediyor. Kimi kandırıyorsunuz siz!
Bundan önceki İstanbul Müftüsü aklıma geldi. Bütün televizyonlar yayınlamıştı o görüntüleri. Aman Allah'ım! Ne kadar dehşet bir sahneydi o sahne. Papa gelmiş, beraber Sultanahmet Camii'ne gitmişler ve Müslüman olan Müftü, Allah'ın müşriktir, kafirdir, bana eş koşmuştur, oğul isnat etmiştir, dediği Papa'ya, 'Siz dua edin, biz de âmin diyelim' demişti.
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Ya Rabbi"
Sayın Erdoğan'a sesleniyorum;
Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin bir FETÖ organizasyonu olduğunu öğrendiniz ve Diyanet'in karşı durmasına rağmen bu etkinliklerin iptalini istediniz.
Papazlı, hahamlı iftar organizasyonları da FETÖ yapılanmasına aittir. Eğer FETÖ ile mücadele ediyorsanız bu organizasyonları acilen iptal etmek zorundasınız. Artı bu itikadî bir gerekliliktir.
Ha, etmediniz, bilin ki FETÖ çok mutlu olacak?
Baştan şunu iyi anlayalım! İman etmeyenlerle yani Yahudi, Hıristiyan ve diğerleriyle helal olan mallar üzerinden ticaret yapabilirsin, karşılıklı menfaat üzerine siyasal ilişkiler kurabilirsin, İslam'dan zerre taviz vermeden ve sırf irşad amacıyla diyaloglar da geliştirebilirsin. Ama inanç noktasında asla paylaşımda bulunamazsın.
Çünkü hudut nettir. Bu hududu Allah koymuştur; "Tek din İslam'dır" (Ali İmran 19), "Sizin dininiz size, benim dinim banadır." (Kafirun Suresi)
İftar yemeği, Müslüman'ın sevinç yemeğidir. Neyin sevinci? Rabbine verdiği sözü yerine getirmiş olmanın sevinci.
Yani, 'Ey Rabbim! Sen emrettin ki, imsaktan, akşam vaktine kadar yemeyin, içmeyin, arzularınızdan uzak durun'. İşte Rabbim! Ben emrine uydum. Sözümü tuttum. Sana kul olma gayretiyle, sırf Senin rızan için helal kıldığın şeyleri bile bıraktım. Orucumu kabul et, bizleri affet' onurlu yakarışının sevincidir.
Peki, bu papazlı, hahamlı yemeklerde kimler var? Sözünü tutmayanlar, Rabbine asi olanlar var.
Bezm-i Elest meclisinde Yüce Allah, bütün insanlara, 'Ben, sizin Rabbiniz değil miyim' diye sormuştu.
O iftar masasında oturanların tamamı da, 'evet, sen bizim Rabbimizsin' demiştiler. Sonra sözlerinden döndüler. Ortak koştular. Şirke düştüler.
Sen, Rabbime verdiği sözü çiğneyenlerle nasıl aynı masada kulluk iddiasında bulunabilirsin!
Bak! Bak! Bak!
"Yahudiler, 'Uzeyir Allah'ın oğlu.' dediler, Hıristiyanlar da 'Mesih Allah'ın oğlu.', dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah, onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!" (Tevbe, 30)
Allah'a eş koşan, bizzat Allah'ın beddua ettiği kişileri, İslam inancının simgelerinden olan iftar yemeğine ortak edeceğim, öyle mi! Hadi ordan!
Yüce Allah'ın (c.c.) 'Dost edinmeyin' (Maide 51) dediği kişileri, getirip iftar soframa oturtacağım. Öyle mi! Hadi ordan!
'Bir de kafirlere meyletmeyin' diyen Yüce Allah'ın ayetini bir tarafa bırakıp o kafirleri soframa oturtacağım. Öyle mi! Hadi ordan, ben Müslüman'ım.
Fatiha Suresi'nde geçen, 'Yoldan sapmış ve gazaba uğramışlar' için 'onlar, Yahudi ve Hıristiyanlar mı Ya Resûlullah,' sorusuna Sevgili Peygamberimizin, 'onlar değil de ya kim! Allah, onları kahretsin' dediği anlayışla iftarı mı paylaşacağım. Öyle mi! Hadi ordan!
Bu tip yemeklerde her daim sevgi ve hoşgörüden bahsedilir. Ama dünya coğrafyasına bakarsın, bu sevgi ve hoşgörü avukatlığı yapanların inancına mensup olanlar insanlığı sömürüyor, katlediyor. Kimi kandırıyorsunuz siz!
Bundan önceki İstanbul Müftüsü aklıma geldi. Bütün televizyonlar yayınlamıştı o görüntüleri. Aman Allah'ım! Ne kadar dehşet bir sahneydi o sahne. Papa gelmiş, beraber Sultanahmet Camii'ne gitmişler ve Müslüman olan Müftü, Allah'ın müşriktir, kafirdir, bana eş koşmuştur, oğul isnat etmiştir, dediği Papa'ya, 'Siz dua edin, biz de âmin diyelim' demişti.
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Ya Rabbi"
Sayın Erdoğan'a sesleniyorum;
Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin bir FETÖ organizasyonu olduğunu öğrendiniz ve Diyanet'in karşı durmasına rağmen bu etkinliklerin iptalini istediniz.
Papazlı, hahamlı iftar organizasyonları da FETÖ yapılanmasına aittir. Eğer FETÖ ile mücadele ediyorsanız bu organizasyonları acilen iptal etmek zorundasınız. Artı bu itikadî bir gerekliliktir.
Ha, etmediniz, bilin ki FETÖ çok mutlu olacak?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Filistin’ bildirisine imza başlığına 2 kez yalanlama / 01.08.2025
- Erdoğan-Bahçeli şimdi ne diyecek? / 31.07.2025
- Suriye-Kandil-İmralı çukuru / 30.07.2025
- Unuttuklarımız çocuklarımızın geleceğine mal oluyor / 28.07.2025
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Erdoğan-Bahçeli şimdi ne diyecek? / 31.07.2025
- Suriye-Kandil-İmralı çukuru / 30.07.2025
- Unuttuklarımız çocuklarımızın geleceğine mal oluyor / 28.07.2025
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025