Başlıktaki sorumun muhatabını üç bölümlük yazımın sonunda açıklayacağım. Bu cevabı anlamak için Hz. Ebu Talib'i tanımamız lazım.
Yüz yıllardır Sünni dünya, 'Ebu Talib iman etmedi' fitnesine inandırıldı. Yüz yılların fitnesini durduran, bizleri bu fitneye düşmekten kurtaran da yine Prof. Dr. Haydar Baş oldu.
Ebu Talib Hazretlerine atılan iftiranın iki boyutu vardı. Birisi siyasi, diğeri itikadı. Siyasi ayağında Sakife anlayışı ve bu anlayışın Emevilerce saltanata dönüşmesi. İtikadî anlamda ise Ehl-i Beyt'in seçilmişliği ve özellikle İngiliz menşeli tarikatların bu seçilmişliğe karşı oluşturdukları fitne ve küfür mantığı, diyebiliriz.
Şimdi Sünni diye geçinen ama Hz. Peygamberin sünneti ile alakası olmayan bu mantığı, Hz. Ebu Talib hakkında kendilerince tevil edip, delil diye ortaya koydukları ayet ve hadisleri inceleyelim:
1- Bu kitaplarda, Peygamberimiz, amcasının iman etmesi için çok dua ettiği ve Allah Teâlâ'nın da, "Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin."(Kasas 56) ayetini Peygamberimizi uyarmak için indirdiği iddia ediliyor.
2- Bir başka örnek ise Peygamberimize, "Ebu Talib'e bir yararın dokundu mu? Çünkü o, seni koruyor ve inanmayanlarla mücadele ediyordu." diye, sormuşlar. Peygamberimiz; "Evet, dokundu. O, şimdi cehennemde topuklarına kadar ateşten bir çukurun içindedir. Şefaatim olmasa, cehennemin en derin çukurunda olurdu." demiş (!)
3- Bir başka örnek ise Peygamberimizin ölüm döşeğindeki Ebu Talib'e "Lailahe illallah de, Allah'ın yanında sana tanıklık yapayım." demesi ve orada bulunan Ebu Cehil ile Ebu Ümeyye oğlu Abdullah'ın, "Abdülmüttalib'in dinine yüz mü çevireceksin?" diye Ebu Talib'e baskı yapmaları ve Ebu Talib'in, "Ben, Abdulmuttalip'in dini üzerineyim." demesi. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Allah'a and olsun ki senin için Allah'tan af dilemeyeceğim." demiş (!) ve tam bu sırada Ebu Talib ile ilgili şu ayet inmiş (!) "Cehennem ehli oldukları belli olduktan sonra akraba dahi olsalar Allah'a şirk koşanlar için af dilemek ne Peygamber'e ne de inananlara yaraşır." (Tövbe 113) iddiası.
Aynı konuda Ebu Talib son nefesini vermek üzereyken yanında kardeşi Abbas, yatağının başucunda, Peygamberimiz ise ayakucunda duruyordu. (Abbas henüz iman etmemişti.)
Peygamberimiz, amcasının iman etmeden gideceği endişesiyle çok üzgün bir haldeydi. Tam o sırada Ebu Talib vefat etti ve Abbas, "Ey Muhammed, amcan şahadet getirdi" dedi. Peygamberimiz, "ben, duymadım" buyurdu.
Sünni âlimlerin, Abbas henüz Müslüman olmadığı için haliyle şahitliği kabul edilemez. Artı Ebu Talib şahadet getirseydi, Peygamberimiz illa ki duyardı, diye vahiyden, akıldan, mantıktan uzak fitnelerdir. Ama dediğim gibi yüz yıllardır bu fitneleri okuduk, dinledik.
Aman Allah'ım! Nasıl bir girdaba, nasıl bir inkâra, nasıl bir iftiraya inanmışız. Prof. Dr. Haydar Baş olmasaydı bu inkâr ve iftira çukurunda helak olup, gidecektik. İyi ki varsın Hocam. Ömrüne bereket Hocam.
Şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Ali eserinden bu fitnelere cevap verelim ve fitneyi söndürelim:
1- İftiraya cevap: "Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin."(Kasas 56) ayeti, Medeni döneminde, Peygamberimizin öbür âleme rıhletine yakın bir zamanda Müslümanlardan bazılarının akrabalarının da iman etmesi için Peygamberimizden dua istemeleri üzerine nazil olmuştur.
2. iftiraya cevap: Hz. Peygamber'in, Ebu Talib'e faydası dokunduğu, ona şefaat ettiğini yazanlar, yine Peygamberimizin dilinden 'şefaatin, müminler için olduğunu, kâfirler için şefaat olmayacağını' (Sahih-i Buhari, c.5, s.130. el-Hüccet ala'z Zahib, s.82-85. el Gadir, c.8, s.23. Targib ve Terhib, c.4, s.437) rivayet etmişlerdir.
3- Abdulmuttalib'in putlara tapmadığını, Hanif dini (Hz. İbrahim'in itikadı) üzere olduğunu yine bu Sünni kaynaklar yazıyordu. Delil olarak koydukları Tövbe 113'ncü ayet de Hicretin 9. yılında inmiş. Yani Ebu Talib'in vefatından tam 12 yıl sonra.
Görüldüğü üzere Ebu Talib'e büyük bir iftira atılmış. Peki, Ebu Talip iman etti mi? Ettiyse neden bu iftiralara maruz kaldı? Yarın?
Yüz yıllardır Sünni dünya, 'Ebu Talib iman etmedi' fitnesine inandırıldı. Yüz yılların fitnesini durduran, bizleri bu fitneye düşmekten kurtaran da yine Prof. Dr. Haydar Baş oldu.
Ebu Talib Hazretlerine atılan iftiranın iki boyutu vardı. Birisi siyasi, diğeri itikadı. Siyasi ayağında Sakife anlayışı ve bu anlayışın Emevilerce saltanata dönüşmesi. İtikadî anlamda ise Ehl-i Beyt'in seçilmişliği ve özellikle İngiliz menşeli tarikatların bu seçilmişliğe karşı oluşturdukları fitne ve küfür mantığı, diyebiliriz.
Şimdi Sünni diye geçinen ama Hz. Peygamberin sünneti ile alakası olmayan bu mantığı, Hz. Ebu Talib hakkında kendilerince tevil edip, delil diye ortaya koydukları ayet ve hadisleri inceleyelim:
1- Bu kitaplarda, Peygamberimiz, amcasının iman etmesi için çok dua ettiği ve Allah Teâlâ'nın da, "Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin."(Kasas 56) ayetini Peygamberimizi uyarmak için indirdiği iddia ediliyor.
2- Bir başka örnek ise Peygamberimize, "Ebu Talib'e bir yararın dokundu mu? Çünkü o, seni koruyor ve inanmayanlarla mücadele ediyordu." diye, sormuşlar. Peygamberimiz; "Evet, dokundu. O, şimdi cehennemde topuklarına kadar ateşten bir çukurun içindedir. Şefaatim olmasa, cehennemin en derin çukurunda olurdu." demiş (!)
3- Bir başka örnek ise Peygamberimizin ölüm döşeğindeki Ebu Talib'e "Lailahe illallah de, Allah'ın yanında sana tanıklık yapayım." demesi ve orada bulunan Ebu Cehil ile Ebu Ümeyye oğlu Abdullah'ın, "Abdülmüttalib'in dinine yüz mü çevireceksin?" diye Ebu Talib'e baskı yapmaları ve Ebu Talib'in, "Ben, Abdulmuttalip'in dini üzerineyim." demesi. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Allah'a and olsun ki senin için Allah'tan af dilemeyeceğim." demiş (!) ve tam bu sırada Ebu Talib ile ilgili şu ayet inmiş (!) "Cehennem ehli oldukları belli olduktan sonra akraba dahi olsalar Allah'a şirk koşanlar için af dilemek ne Peygamber'e ne de inananlara yaraşır." (Tövbe 113) iddiası.
Aynı konuda Ebu Talib son nefesini vermek üzereyken yanında kardeşi Abbas, yatağının başucunda, Peygamberimiz ise ayakucunda duruyordu. (Abbas henüz iman etmemişti.)
Peygamberimiz, amcasının iman etmeden gideceği endişesiyle çok üzgün bir haldeydi. Tam o sırada Ebu Talib vefat etti ve Abbas, "Ey Muhammed, amcan şahadet getirdi" dedi. Peygamberimiz, "ben, duymadım" buyurdu.
Sünni âlimlerin, Abbas henüz Müslüman olmadığı için haliyle şahitliği kabul edilemez. Artı Ebu Talib şahadet getirseydi, Peygamberimiz illa ki duyardı, diye vahiyden, akıldan, mantıktan uzak fitnelerdir. Ama dediğim gibi yüz yıllardır bu fitneleri okuduk, dinledik.
Aman Allah'ım! Nasıl bir girdaba, nasıl bir inkâra, nasıl bir iftiraya inanmışız. Prof. Dr. Haydar Baş olmasaydı bu inkâr ve iftira çukurunda helak olup, gidecektik. İyi ki varsın Hocam. Ömrüne bereket Hocam.
Şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Ali eserinden bu fitnelere cevap verelim ve fitneyi söndürelim:
1- İftiraya cevap: "Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin."(Kasas 56) ayeti, Medeni döneminde, Peygamberimizin öbür âleme rıhletine yakın bir zamanda Müslümanlardan bazılarının akrabalarının da iman etmesi için Peygamberimizden dua istemeleri üzerine nazil olmuştur.
2. iftiraya cevap: Hz. Peygamber'in, Ebu Talib'e faydası dokunduğu, ona şefaat ettiğini yazanlar, yine Peygamberimizin dilinden 'şefaatin, müminler için olduğunu, kâfirler için şefaat olmayacağını' (Sahih-i Buhari, c.5, s.130. el-Hüccet ala'z Zahib, s.82-85. el Gadir, c.8, s.23. Targib ve Terhib, c.4, s.437) rivayet etmişlerdir.
3- Abdulmuttalib'in putlara tapmadığını, Hanif dini (Hz. İbrahim'in itikadı) üzere olduğunu yine bu Sünni kaynaklar yazıyordu. Delil olarak koydukları Tövbe 113'ncü ayet de Hicretin 9. yılında inmiş. Yani Ebu Talib'in vefatından tam 12 yıl sonra.
Görüldüğü üzere Ebu Talib'e büyük bir iftira atılmış. Peki, Ebu Talip iman etti mi? Ettiyse neden bu iftiralara maruz kaldı? Yarın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025