Bu bir çağrıdır. Hem 15 yıllık bir çağrı. Tam 10 kez dünyaya, hemen hergün de Türk milletine yapılan bir çağrıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projelerini hayata geçirmek için daha doğrusu senin, devletin için, milletin için yapılan bir çağrıdır.
Pazar günü bu çağrı Bursa'da bir kez daha yapıldı. Denildi ki;
"Ey solcu kardeşim! Hak, özgürlük, adalet mi istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey emekçi kardeşim! Alın terinin, emeğinin, işinin karşılığını mı istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey muhafazakâr kardeşim! Evimi rahatça geçindireyim, çocuklarıma iyi bir eğitim almasını sağlayayım mı, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey manevi değerleri önde tutan kardeşim! Benim işime, aşıma, alın terime faiz karışmasın, faiz şüphesi bile olmasın mı, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey özgür takılan kardeşim! Çok param olsun, gezeyim, tozayım, eğleneyim mi, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey Türk Milleti! Hem bu dünyada bolluk ve bereket, hem de ahrette kurtuluş mu istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Çünkü başka kapı yok.
Bugüne kadar solcuyum, diyenlerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin taşeronu çıktı. Muhafazakârım, diyenlerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin yandaşçısı çıktı. Dincilerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin uşağı çıktı. Sana haklarını vermedikleri gibi hem sen kullanıldın, hem de ülken talan edildi. Daha ötesi var mı?
* * *
Devlet ve millet olarak getirildiğimiz noktanın tam adı çaresizlik noktasıdır. Ama bu gerçeği iktidar kabul etmiyor, muhalefet denilen partiler ise bir adım ötesini göremiyor.
Şöyle bir örnekle ifade edeyim; Gemi su alıyorsa ağır tarafı batarken, hafif olan tarafı yukarıya doğru kalkar. Meşhur Titanic filmini izlemişsinizdir. Gözünüzde o filmi canlandırın. Koskoca bir gemi? Yarısı batmış, diğer yarısı ise adeta şaha kalkmıştı.
İşte Türkiye! Cumhurbaşkanı ve hükümet hâlâ 7.4 büyüdük, kimse bize bir şey yapamaz, hainler isteklerine ulaşamayacaklar vs. diyor. Yani geminin şaha kalkan kısmında halkı sakinleştirmeye çalışıyor.
Muhalefetin tek hedefi ise iktidarın yerine yani geminin şaha kalkan yerine geçip halkı sakinleştirme söylemlerini kendi yapmak istiyor.
Oysa gerçek tek! GEMİ BATIYOR.
Bunun adına ekonomik darbe dersiniz, kur üzerinden bizi indirmek istiyorlar dersiniz, emperyalistlerin her zaman ki oyunu dersiniz, bizi çekemiyorlar, ülkemizin büyümesini istemiyorlar vs. dersiniz, kısaca ne derseniz deyin ortadaki gerçek; GEMİ BATIYOR.
Biz liberal ekonomiden yanayız, bundan taviz vermeyiz, seçimden bir hafta sonra dolar düşecek, ekonomi rayına girecek, diyenler ile ben iktidara gelirsem şu şu şunları yapacağım, ekonomiyi düzelteceğim vs. diyenler emin olun ya evcilik oynuyorlar, ya da fal bakıyorlar.
Lafı fazla uzatmayayım; devlet ve millet olarak kurtuluş mu istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin. Dünya geldi. Sen de geleceksin.
Biz istiyoruz ki, hemen, şimdi, geç olmadan, acı bedeller ödemeden gel. Yoksa yarın mecbur geleceksin. Ama çok ağır bedeller ödemiş olarak.
Pazar günü bu çağrı Bursa'da bir kez daha yapıldı. Denildi ki;
"Ey solcu kardeşim! Hak, özgürlük, adalet mi istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey emekçi kardeşim! Alın terinin, emeğinin, işinin karşılığını mı istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey muhafazakâr kardeşim! Evimi rahatça geçindireyim, çocuklarıma iyi bir eğitim almasını sağlayayım mı, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey manevi değerleri önde tutan kardeşim! Benim işime, aşıma, alın terime faiz karışmasın, faiz şüphesi bile olmasın mı, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey özgür takılan kardeşim! Çok param olsun, gezeyim, tozayım, eğleneyim mi, diyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Ey Türk Milleti! Hem bu dünyada bolluk ve bereket, hem de ahrette kurtuluş mu istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin.
Çünkü başka kapı yok.
Bugüne kadar solcuyum, diyenlerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin taşeronu çıktı. Muhafazakârım, diyenlerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin yandaşçısı çıktı. Dincilerin kapısını çaldın. Emperyalistlerin uşağı çıktı. Sana haklarını vermedikleri gibi hem sen kullanıldın, hem de ülken talan edildi. Daha ötesi var mı?
* * *
Devlet ve millet olarak getirildiğimiz noktanın tam adı çaresizlik noktasıdır. Ama bu gerçeği iktidar kabul etmiyor, muhalefet denilen partiler ise bir adım ötesini göremiyor.
Şöyle bir örnekle ifade edeyim; Gemi su alıyorsa ağır tarafı batarken, hafif olan tarafı yukarıya doğru kalkar. Meşhur Titanic filmini izlemişsinizdir. Gözünüzde o filmi canlandırın. Koskoca bir gemi? Yarısı batmış, diğer yarısı ise adeta şaha kalkmıştı.
İşte Türkiye! Cumhurbaşkanı ve hükümet hâlâ 7.4 büyüdük, kimse bize bir şey yapamaz, hainler isteklerine ulaşamayacaklar vs. diyor. Yani geminin şaha kalkan kısmında halkı sakinleştirmeye çalışıyor.
Muhalefetin tek hedefi ise iktidarın yerine yani geminin şaha kalkan yerine geçip halkı sakinleştirme söylemlerini kendi yapmak istiyor.
Oysa gerçek tek! GEMİ BATIYOR.
Bunun adına ekonomik darbe dersiniz, kur üzerinden bizi indirmek istiyorlar dersiniz, emperyalistlerin her zaman ki oyunu dersiniz, bizi çekemiyorlar, ülkemizin büyümesini istemiyorlar vs. dersiniz, kısaca ne derseniz deyin ortadaki gerçek; GEMİ BATIYOR.
Biz liberal ekonomiden yanayız, bundan taviz vermeyiz, seçimden bir hafta sonra dolar düşecek, ekonomi rayına girecek, diyenler ile ben iktidara gelirsem şu şu şunları yapacağım, ekonomiyi düzelteceğim vs. diyenler emin olun ya evcilik oynuyorlar, ya da fal bakıyorlar.
Lafı fazla uzatmayayım; devlet ve millet olarak kurtuluş mu istiyorsun? Haydar Baş'a geleceksin. Dünya geldi. Sen de geleceksin.
Biz istiyoruz ki, hemen, şimdi, geç olmadan, acı bedeller ödemeden gel. Yoksa yarın mecbur geleceksin. Ama çok ağır bedeller ödemiş olarak.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024