2013 yılında artık çuvallara, ayakkabı kutularına sığmayan yolsuzluk olayları patlak vermişti. Meclisteki siyasiler aynen bugün yaptıkları gibi bir kısmı koltuk kuruma ve kollama derdine girmiş, diğer bir kısmı ise "o nasıl koltuğa oturabilirim" hesapları içinde söylemler geliştiriyorlardı. İşte bu ortamda Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır yaptığını yaptı ve Yüce Milletimize dönerek; "Bu saatten sonra milletimiz olayları ve olacakları takip yerine kendini ve iradesini düzeltmeye bakmalıdır. Ezcümle, seçilenler değil, seçenler aynaya bakıp kendini seyretsinler ve istiğfar ile kendilerini düzeltsinler." Diyordu. (19-12-2013 Yeni Mesaj)Bu çağrı hiç güncelliğini kaybetmedi. Ama maalesef milletimiz, kendine bakmak yerine oy verdiği siyasilerin didişmelerine baktı, bakıyor. Bu partilerin birbirlerine karşı geliştirdikleri atak ve kontrataklara ve karşısındakinin nasıl karşılık vereceklerini izliyor. Hâlbuki senelerdir gol yiyen, kaybeden hep milletimizdir.Şimdi dört parti artı Erdoğan birbirleriyle didişiyor. Kırmızıçizgilerimiz, olmazsa olmazlarımız var, gel, koltuk için ne olursan olda gel, diyorlar. TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB gibi zengin kulüpleri, siyasilerle görüşüp, fikir beyan ediyorlar. Peki, seni konuşan var mı? İşsizlik ve enflasyon giderek artıyor. Konuşan var mı? Tarım ve hayvancılık artık iyiden iyiye yabancıların tekelinde. Neden ve niçinini soran var mı?Allah aşkına! Artık bu ülkenin yer altı zengini olduğunu ve bu zenginliklerin AKP eliyle, emperyalist şirketlere pazarlandığını bilmeyen yok. Peki, bu şirketleri devletleştireceğim, milletin malı yapacağım, diyen var mı? Milli paradan, asgari ücretten, iç ve dış borçtan, kredilerden, borca batmış vatandaştan vs. bahseden var mı? Yok. Eee sana ne hükümet kurulup, kurulmamasında.Hadi AKP, X partisiyle veya Y partisiyle veya Q partisiyle, ya da X, Y, Q partileri birbirleriyle hükümet kurdu. Ne olacak? Sakın! "hükümet kurulsun gerisi kolay" demeyin.Bu partiler dünde, bugünde ya iktidardalar, ya da muhalefette. Seni ve devletini kurtaracak ne bir icraat ve ne de bir proje, söylem ortaya koyabildiler mi? Hayır. Yani mesele o koltuklara oturmakta değil. O koltuğa oturacak baştadır, gönüldedir.Erdoğan yeni bir zırh mı istedi?Bir iki gün tartışıldı ve ortaklaşa unutuldu, gitti. Erdoğan, Baykal ile neden ve ne görüştü? Bu soruya verilecek gerçek cevap ülkemiz siyasetinin hangi yörüngede olduğunu gösterecektir.Öyle ya! 12 Haziran 2011 öncesi demediğini bırakmadığı, bayağı ithamlar sıraladığı kişi ile Sayın Cumhurbaşkanı alelacele, hem de başka bir makamda ne görüşebilir ki! Böyle bir görüşme 2002 yılında da gerçekleşmişti. Sayın Erdoğan hakkında hiç güncelliğini kaybetmeyen onlarca yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırma vs. iddiaları vardı ve de davalar açılmıştı. Artı Erdoğan siyasi yasaklıydı. Baykal ile görüştü ve ardından dokunulmazlık zırhı geldi. Eski CHP vekili Zülfü Livaneli, Sevdalı Hayat adlı kitabının 433?434 sayfalarında birçok şahitte göstererek bu olayı şöyle anlatıyor; "CHP önemli bir karar öncesindeydi. Ya Anayasa değişikliğine destek vererek Tayip Erdoğan'ı, Meclis'e sokacak ve ona başbakanlık yolunu açacaktı, ya da seçimden önce halka söz verdiği gibi milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmadan bu Anayasa değişikliğine onay vermeyecekti. ? Tayip Erdoğan, oy aldığı için Meclise girebilirdi elbette, bu onun demokratik hakkıydı ama bu bizim, halka söz verdiğimiz dokunulmazlık şartından vazgeçmemizi gerektirmezdi. Baykal bunu kabul etmedi ve o akşam laik Cumhuriyetin idam fermanını imzalamış oldu. Daha sonra Deniz Baykal'ın, Tayip Erdoğan'la bir öğleden sonra Beylerbeyi'ndeki bir lokantanın üstündeki otel odasında gizlice buluşarak, dört saat gizli pazarlıklar yapmış olduğunu öğrendik."Acaba şimdi neyin pazarlığı yapıldı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025