Diğen taraftan Bulgarlar da öyle değil mi? Son yıllardaki Türklere karşı yaptıkları ne çabuk unutuldu! Şimdi Bulgarlarla siyasi dostuz, ama bu durum ne zamana kadar sürer?
Allah aşkına siz hiç Rumeli'de yaşadınız mı? Düşman çizmesi ne demektir biliyormusunuz? Eğer oralı olsaydınız bu kelimeler ağızlarınızdan kesinlikle çıkmazdı. Çünkü Beyinleriniz daha başka türlü ve daha olgun düşünürlerdi! Şimdi kendimize soralım: Rumeli sakinleri olarak, Slavlar mı daha eski, yoksa türkler mi? oranın daha eski sahipleri kimdir? Bunubir etüd edin bakalım hangi sonuca varacaksınız! bunu bilhassa gaflet ve delalet içinde olan bazı basın mensuplarına ve yazarlarına da açıkça soruyorum. Gazeteler de köşe yazarı olmak güzel şeydir. Ama o yazının hakkını vermek her yazara kolay kolay nasip olmaz. Bu yazdıklarımı anlamak için tabii ki kasten öyle yazmış olmaması gerekir. Tabii ki bazı yazarlarımız bunu bilhassa üzerine basarak ve bazı kimselere yaranmak için de yazmış olabilirler. Onlar zaten iflah olmaz. Onların Türk olduklarına şüphe ile bakmak gerekir.
Kusura bakmayın ama Rumeliye Müstemleke demek, biz Rumelileri rencide etmektedir. Unutmayın ki anadolunun büyük kısmı bile Rumeliden göç edenlerle dolmuştur. Diğer taraftan hem Osmanlıyla övüneceğiz, hem şanlı tarihimizi göklere çıkaracağız, hem de geçmişteki Rumeli ve diğer Osmanlı toprakları için yapılan bütün savaşları boşuna kan akıttık mantığına sığdırmaya çalışacağız! Böyle bir mantık olamaz! Bu mantık tarihimize bir hakaret sayılmaktadır!
Osmanlı Vatan ediniyordu, Müstemleke aramıyordu
Osmanlı müstemleke peşinde değildi. Osmanlı mantığında, gittiği topraklarda kendisine vatan edinme çabası vardı. Şimdi diyeceksiniz ki o topraklarda başka milletler yaşamaktaydı Osmanlı onların ellerinden aldı. İlk planda bu böyle gözükmektedir. Ama tarihe bakılırsa Nüfus hareketleri çok önceleri de sonraları da çok olmuştur. Zaten önceki sayfalarda bunun genişçe izahatını da vermiş bulunmaktayım.
Yazımın başlangıç kısmında da anlattığım gibi, Türk Boyları Hunlar ve Avarlar İsa'dan önce ve hatta Roma İmparatorluğun da öncesinde, oralara gitmiş ve birkaç yüz yıl kadar oralarda kalmıştır. Demek ki, 7. ve 9 asırlarda Karpatlardan oralara gelen Slavlardan çok daha öncesinden oralara Türk boyları gelmiş ve yerleşmiş . Demik ki Slavlar da o toprakları Hunlar'ın Avarlar'ın torunlarından ve diğer yerli halktan elde etmiş durumdadır.
Ayrıca demek ki o topraklar Slavlardan çok önce Türk topraklarıydı! kısacası Osmanlı kendi eski Türk topraklarına gelmiş bulunmaktaydı. İşte Osmanlılar da o toprakları 1300 yıllarda tekrar babalarının ve dedelerinin topraklarını geri alma hakkını kullanmışlardır.
Allah aşkına siz hiç Rumeli'de yaşadınız mı? Düşman çizmesi ne demektir biliyormusunuz? Eğer oralı olsaydınız bu kelimeler ağızlarınızdan kesinlikle çıkmazdı. Çünkü Beyinleriniz daha başka türlü ve daha olgun düşünürlerdi! Şimdi kendimize soralım: Rumeli sakinleri olarak, Slavlar mı daha eski, yoksa türkler mi? oranın daha eski sahipleri kimdir? Bunubir etüd edin bakalım hangi sonuca varacaksınız! bunu bilhassa gaflet ve delalet içinde olan bazı basın mensuplarına ve yazarlarına da açıkça soruyorum. Gazeteler de köşe yazarı olmak güzel şeydir. Ama o yazının hakkını vermek her yazara kolay kolay nasip olmaz. Bu yazdıklarımı anlamak için tabii ki kasten öyle yazmış olmaması gerekir. Tabii ki bazı yazarlarımız bunu bilhassa üzerine basarak ve bazı kimselere yaranmak için de yazmış olabilirler. Onlar zaten iflah olmaz. Onların Türk olduklarına şüphe ile bakmak gerekir.
Kusura bakmayın ama Rumeliye Müstemleke demek, biz Rumelileri rencide etmektedir. Unutmayın ki anadolunun büyük kısmı bile Rumeliden göç edenlerle dolmuştur. Diğer taraftan hem Osmanlıyla övüneceğiz, hem şanlı tarihimizi göklere çıkaracağız, hem de geçmişteki Rumeli ve diğer Osmanlı toprakları için yapılan bütün savaşları boşuna kan akıttık mantığına sığdırmaya çalışacağız! Böyle bir mantık olamaz! Bu mantık tarihimize bir hakaret sayılmaktadır!
Osmanlı Vatan ediniyordu, Müstemleke aramıyordu
Osmanlı müstemleke peşinde değildi. Osmanlı mantığında, gittiği topraklarda kendisine vatan edinme çabası vardı. Şimdi diyeceksiniz ki o topraklarda başka milletler yaşamaktaydı Osmanlı onların ellerinden aldı. İlk planda bu böyle gözükmektedir. Ama tarihe bakılırsa Nüfus hareketleri çok önceleri de sonraları da çok olmuştur. Zaten önceki sayfalarda bunun genişçe izahatını da vermiş bulunmaktayım.
Yazımın başlangıç kısmında da anlattığım gibi, Türk Boyları Hunlar ve Avarlar İsa'dan önce ve hatta Roma İmparatorluğun da öncesinde, oralara gitmiş ve birkaç yüz yıl kadar oralarda kalmıştır. Demek ki, 7. ve 9 asırlarda Karpatlardan oralara gelen Slavlardan çok daha öncesinden oralara Türk boyları gelmiş ve yerleşmiş . Demik ki Slavlar da o toprakları Hunlar'ın Avarlar'ın torunlarından ve diğer yerli halktan elde etmiş durumdadır.
Ayrıca demek ki o topraklar Slavlardan çok önce Türk topraklarıydı! kısacası Osmanlı kendi eski Türk topraklarına gelmiş bulunmaktaydı. İşte Osmanlılar da o toprakları 1300 yıllarda tekrar babalarının ve dedelerinin topraklarını geri alma hakkını kullanmışlardır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006