Sıfır sorumlu iktidar!

Bu filmi hatırladınız dimi. Davos'ta bir yıldız vardı. İsrail'e ve onun nazarında adeta ABD ve Avrupa'ya meydan okuyan, Peres karşısında celallenen, ağır ithamlarda bulunan, canlı yayında bir devlet başkanına katil diyen bir yıldız. Tabi bu laf gösterisi milleti gaza getirmiş, milli ve manevi duygularını ayağa kaldırmış olacak ki, hemen beş dakika sonra bin bir kelimelerle İsrail devlet başkanından ve halkından özür sahnelerini millet gözden kaçırmıştı.Gerçi millet olarak o kadar çok şeyi gözden kaçırıyoruz, görmüyoruz ki, anlatamam. Hatırlayın, askerlerimizin başına çuval geçirilmiş, şeref ve cesaretiyle namını dünyaya salmış Türk Ordusu rencide edilmişti. Kim tarafından? En büyük müttefikimiz, olmazsa olmazımız(!) ABD tarafından. Ne yapmıştık? Olayı müzik notasıyla kıyaslayan bir tavır göstermiştik. (Başbakana, nota verecek misiniz diye soran gazeteciye; Bu müzik notası mı?" diye cevap vermişti)Geldik bugünlere. Günlerdir televizyonlarda, gazetelerde, yol kenarlarında yine insanın milli ve manevi duygularını galeyana getiren reklamlar: "Rotamız Filistin, yükümüz insani yardım"Ve hareket günü geldi. İsrail ısrarla buna müsaade etmeyeceğini günler öncesinden haber veriyordu. Ama ne hikmetse ne yöneticilerimiz, ne de bu organizasyonu gerçekleştirenler bu tehdidi dikkate almadılar. Bu tehdide karşı kamuoyu oluşturmadılar. Demir aldılar. Ne olacağını onlar da biliyordu kanımca. Ve olanlar oldu. İsrail kendine yakışanı yaptı. Yoksa birileri zalimden, gazaba uğramışlardan merhamet mi bekliyorlardı?Canlı bağlantılar ve yorumlar. İsrail bir kez daha kan akıttı. Hem de bizim kanımızı. İtiraf edeyim o an damarlarım kabarmaya başladı, moralim bozuldu, üzüldüm. Savunmasız insanlara bu yapılır mı? "Siz kim oluyorsunuz?" vb. düşüncelere daldım.Prof. Dr. Haydar Baş beyi dinledikten sonra olayın mahiyetini tam manasıyla anladım. Şöyle diyordu Sayın Baş: Burada üzerinde durulması gereken durumun İsrail'in "ben size bu yardımı yaptırmam" O takdirde şöyle olması lazımdı. Madem siz, Gazze'ye böyle bir yardım gönderiyorsunuz, filonun güvenliğini teminat altına almalıydınız. Hem hükümet olarak buna müsaade edip gönderiyorsun, hem de onu denizin ortasında yapayalnız bırakıyorsunuz. İsrail'in uluslararası hukuku dinlemediği, birçok defa ikaz edilmesine rağmen haddini aştığı bilinen bir gerçektir. Kime güvenerek, bu kadar yardımı gönderiyorsunuz?"Başta da dediğimiz gibi günlerdir, aylardır bir hazırlık içerisine giriyorsunuz ama tedbiriniz yok. Kime, ne için güvendiklerini açıklaması lazım bu hareket öncülerinin.Tabi hemen hükümet kanadından açıklamalar geliyor. Bu bir vahşet, bu bir terör. Bu olay kabul edilemez vs. Ve başbakan açıklama yapıyor; Bu Türkiye'nin sorunu değil, dünyanın sorunudur.Hayır, sayın başbakan hayır. Bu Türkiye'nin sorunudur. Bu mahiyet olarak ikinci bir çuval geçirme vakasıdır. Bu milletin onuruyla oynanmıştır. Bunu temizlemek de dünyanın değil, sizin işinizdir. Ya işinizi yapın ya da işi ehline bırakın.Bakın işin ehli bu konuda ne diyor; İsrail'i bu noktaya taşıyanın Türkiye olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baş, "Biraz geçmişe bakalım. Sayın Erbakan döneminde ciddi anlaşmalar yapıldı. Su, istihbarat, askeri işbirliği ve eğitim anlaşmaları yapıldı. Filistin'i bombalayan uçaklar Konya semalarında eğitildi ve bilgilerini Müslüman kardeşlerimiz üzerinde tatbik ettiler. Sen o günden bu yana hiçbir anlaşmanı iptal etmeyeceksin, hatta çoğunu genişleteceksin. Dahası Yahudilere ait Rio Tinto, Anatolia Minerals gibi şirketlere geniş imkânlar tanıyacaksın. Bütün altın rezervlerimizi bu şirketlere teslim edeceksin. Sen bu saydığım şirketlere 'defol' diyebiliyorsan, senin samimiyetine ben inanırım. Aksi takdirde benim ülkemin madenlerini alıp götürecekler, sen de 'düşünüyorum, bunu uluslararası hukuka mal edeceğim" gibi teranelerle milleti avutacaksın. Bana göre olay o can kaybıyla sona ermiştir. Hükümetin bu anlayışla bir şey yapması asla mümkün değildir çünkü kuyruk başkasının elinde. İradesi ABD'ye kaptırılmış bir siyasetle, bu coğrafyada iş yapacaksın. O da diyor ki, benim bu coğrafyada vekilim filancıdır. Sen onu geçmeye çalıştın. Terör neden hortladı? İsrail dedi ki, benimle oynama. Benimle oynarsan ben de seni içindeki odaklarla kundaklarım. Başını belaya sokarım. Son 3 günde 15 şehit verdik. Bütün bunları bir araya getirdiğimiz zaman, bu coğrafya üzerinde ciddi çatışma olduğunu görüyoruz. Türkiye bu iddiasında samimi ise, arkasına ABD'yi almadan kendi projelerini üreterek, bu mücadelenin içine girmelidir ki, vahim neticeler yaşamasın. Her şeyini teslim ettiğin ABD, seni başkasının arkasına koyar; senin de bu kaderi değiştirmen asla mümkün olamaz."