Mart sonu Nisan başında Çin'den 100 milyon aşı geleceği müjdesi verildi. Alman firmasıyla da anlaşılmış ve Türkiye'nin aşı sorunu olmadığı, iddia ediliyordu.
Ama Çin aşıları göndermedi. Hükümet, gümrüklerden kaynaklı bir sorun dese de asıl sebep söylenmedi.
Evet, Türkiye'de aşı sıkıntısı yaşanıyordu. Aşı yok, randevu yok. 45 gün sonra sorunlar çözüldü (!) ülkemiz Alman ve Çin aşısı ile doldu.
Sayın Bakan ekranlarda, "bugün şu kadar Alman aşısı geliyor, şu tarihte de şu kadar Çin aşısı geliyor" müjdeleri veriyordu.
Ve aşılar geldi. Bakan Koca, "14-20 Haziran arasında, Türkiye, Çin ve Almanya'yı geride bırakarak, aşılama hızında en yüksek performansı gösteren ülke oldu" dedi.
Hayırdır, Sayın Bakanım! Bu neyin övüncü, neyin başarısı?
1938'de aşı gönderdiğimiz Çin'den, bugün aşırılarımızı gönderdiler diye sevinmemizi mi bekliyorsunuz?
Dahası Sayın Bakan, Çinli Sinovac firmasını, aşı üretimi konusunda Türkiye'de yatırım yapmaya davet etti.
Sayın Bakan davet etmesine etti de! Sayın Erdoğan'da yerli aşı müjdesi verdi; "Türkiye'nin geliştirdiği Kovid-19 aşısının milletimizle birlikte tüm insanlığın da aşısı olacağının müjdesini buradan paylaşmak istiyorum."
Adını ne koydular? TurkoVac
Çin aşısının adı neydi? SinoVac
Siyam ikizleri gibi duruyor değil mi! Ama yerli.
Şimdi bu vahim duruma nasıl düştüğümüzü bir hatırlayalım.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi 27 Mayıs 1928 tarihinde kurulmuştur. BCG aşısı, serum, kuduz aşısı, çiçek aşısı, tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi, boğmaca aşısı gibi bir çok alanda kendi aşılarımızı üretmiş, ithalatın önüne geçmişti.
İşte bu kurum 2011 yılında kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatıldı. Kimdi iktidar? AKP. Kimdi Sağlık Bakanı? Recep Akdağ. Şimdi adı bile Çin kokan milli aşı müjdesi veriyorlar.
Brüksel'den payımıza ne düştü?
"Bürükselden istediğimizi aldık, Bürüksel'in parlayan yıldızıydı, o bir dünya lideri, artık küresel oyun kurucular arasında biz de varız" cümleleri ağızlardan hiç düşmüyor. Keşke öyle olsa. Ama öyle değil!
Sayın Erdoğan, ABD ile aramızda sorunlar var. ABD terör örgütlerini destekliyor, bizim isteklerimizi kaale almıyor, NATO bölgemizde yaşanan hadiseler karşısında bizi yalnız bıraktı.
Ama yine de biz, ABD ile diyaloga devam edeceğiz, ABD ile olumlu ve yapıcı bir temelde yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız gibi yine dostuz, yine müttefikiz mesajını verdi.
O mesaj kabul gördü mü?
Hayır. Türkiye ve Yunanistan arasında yıllardır izlediği sözde denge politikasını terk etti ve açıkça Yunanistan'ı her alan ve anlamda destekliyor.
En son ABD, Yunan ordusundaki bütün Rus izlerini silme kararı aldı. ABD senatosu bu mealde mali yardım, askeri eğitim desteği yanında silah alımı için kredi ve F-35 uçaklarının teslimatı için de yetki verdi hükümete.
Aynı zamanda tasarıda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail, Yunanistan ve ABD arasında bir parlamentolar arası grup kurulması gerekliliği de ifade edildi.
Avrupa'nın şımarık çocuğu yunan şimdi de anlaşmalara aykırı olarak tatbikat yapacağını açıkladı. Bizde navtex ilan ettik.
Üzülerek ifade ediyorum ki, maalesef Bürüksel'den payımıza kalan sadece verilen o pozlar. Başka bir şey yok.
Sizce var mı? Örneğin, S-400 sorunu çözüldü mü? Hayır. F-35'leri verecekler mi? Hayır. Paramızı geri verecekler mi? Hayır. Yaptırımlar kalkacak mı? Hayır. YPG/PYD/PKK terör örgütlerine desteği kesecekler mi? Hayır. Zarrab gibi şimdi de Sezgin'i perde arkasında siyasilerimize karşı kullanacaklar mı? Evet, Gülen'i zaten kimse istemiyor.
Demek ki, bize sadece ABD istediği için Afganistan'da jandarmalık yapma görevi kalmış!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024