Sağlık politikalarını belirleyen hükümetlerdir. Doğru ya da yanlış belirlenen bu politikalar çerçevesinde başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanları görevlerini yaparlar. Sağlık çalışanları belirlenen bu politikalardan kaynaklanan imkansızlıklardan asla sorumlu tutulamaz.
Ama maalesef ülkemizde, "sağlıkta dönüşüm" ile başlatılan yanlış sağlık politikaları, hem sağlığa erişimi zorlaştırdı, hem daha pahalı hale getirdi, hem devlet hastanelerinin içinin boşalmasına neden oldu, hem de bu ve benzeri birçok sorundan dolayı bunalan hastaları sağlık çalışanlarıyla karşı karşıya getirdi.
Esasen sağlıkta dönüşüm, sağlıkta şiddeti doğurdu. Sağlıkta şiddet, her geçen gün hem sayı ve hem de şiddet olarak artmaya devam ediyor.
Son olarak Konya Şehir Hastanesi'nde görev yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya'nın hunharca katledilmesi yüreklerimizi dağladı. Öncelikle kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve tüm milletimize baş sağlığı diliyorum. İnşallah bir an önce gerekli önlemler alınır da bu tür acı hadiselerle bir daha karşılaşmayız.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Dr. Karakaya'ya yapılan silahlı saldırı ile alakalı şu anlamlı mesajı paylaştı: "Şu an dışarı çıkıp sorsanız gençlerin çoğu ilerde ya avukat ya da doktor olmak isteyecektir. Ama geleceğimiz garanti altında olmadığı gibi, artık hayatlarımız da güvende değilse bu ülkeyi terk eden gençler sadece hayatta kalmaya çalışıyordur."
Türk Tabipler Birliği (TTB) Dr. Ekrem Karakaya'ya yapılan bu saldırıdan sonra Türkiye genelinde 2 gün iş bırakma eylemi kararı aldı. Bu kapsamda ilk eylem Adana'da Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde düzenlendi. Eylemde Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş'in yaptığı basın açıklamasının her bir satırı önemliydi. Önemine binaen Sayın Menteş'in bu açıklamasını madde madde yorumsuz bir şekilde olduğu gibi aktarmak istiyorum:
"*6 Temmuz 2022 tarihinde Konya Şehir Hastanesi'nde, görev yaptığı esnada hasta yakını tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucunda katledilen Dr. Ekrem Karakaya'yı kaybetmenin derin üzüntüsü ve aynı zamanda öfkesi içindeyiz.
*Biz sağlık emek ve meslek örgütleri olarak bu şiddet sarmalının genişlemesi karşısında siyasi iktidarı defalarca uyardık.
*Sağlıkta şiddetin münferit bir olgu olmadığını, bunun toplumsal ve politik bir sorun olduğunu, gerekçeleriyle birlikte tekrar tekrar ifade ettik.
*Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle bu konuda önlemler alınmasını ve 6136 sayılı yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifleri önerdik.
*Ancak tüm uyarılarımız görmezden gelindi, bilinçli bir yaklaşımla şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak sorun bireylere indirgendi.
*Sorumlular bu durumu arada bir kınamak dışında bir adım atmadı. Kınamanın bir işe yaramadığı ve sağlıkta şiddet olgusunun çığırından çıktığının bakanlık da farkında olacak ki, sağlıkta şiddet istatistiklerinin yer aldığı 'beyaz kod' verileri tüm ısrarlarımıza ve konuya dair dava açmamıza rağmen toplumla paylaşılmamaktadır.
*Sorumluların bu yaklaşımı bugün yeniden bir cinayetle sonuçlandı.
*Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış, can güvenliğimizi de ortadan kaldırmıştır.
*Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık emekçilerinin omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizleri hedef haline getirmekte, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir.
*Bugün yeniden ve daha güçlü bir şekilde söylüyoruz, sağlık emekçilerine en ufak bir zarar gelmesine tahammülümüz yoktur.
*Şiddet daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, öngörülebilir ve önlenebilir toplumsal bir sorundur ve sorun çözmeye niyetli bütünlüklü politikalarla aşılabilecektir.
*Güvenli çalışma alanı sağlamak siyasal iktidarın sorumluluğundadır. Sağlık Bakanı başta olmak üzere sorumluluğunu yerine getirmeyen yetkililer derhal istifa etmelidir.
*Bizler bu konuda, yaşam hakkımız ve güvenli çalışma koşulları için, gücümüzü; her yerde, her koşulda, hep birlikte göstermeye hazır olduğumuzu bir kere daha belirtiyoruz.
*Bu çerçevede bugün ve yarın ülke genelinde iş bırakıyoruz! Dr. Ekrem Karakaya'nın ailesine ve tüm sevenlerine taziyelerimizi iletiyoruz.
*Şiddet karşısındaki taleplerimize kulak tıkayanlardan, söylemleri ve politikalarıyla şiddeti teşvik edenlerden mücadelemizi yükselterek hesap soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."
Evet, basın açıklaması böyle… Ama bence en kritik cümle şu:
"Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık emekçilerinin omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizleri hedef haline getirmekte, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir."
Bu sebeple diyoruz ki, siyasilerin aldığı yanlış kararların acı faturasını, bu kararlara uymak zorunda olan sağlık çalışanları ödememeli. Saygılar…
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024