Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiğine ilişkin imzayı attı ve karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
2011 yılında sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olan Türkiye böylece İstanbul sözleşmesinden çekilmiş oldu. Karara muhalafet tepki gösterdi. Bazı gruplar Kadıköy'de protesto gösterisi düzenledi. Kadıköy'de toplanan grup '''Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula'' sloganları attı.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine Avrupa Birliği'nden de tepki geldi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor, "Türkiye hükümetinin gerçek yüzü" derken, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Buric kararı "kahredici bir adım" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına muhalefet cephesinden de tepki geldi. İşte birkaç örnek;
Kemal Kılıçdaroğlu – CHP Genel Başkanı
"Sevgili halkım; bir devlet, gece yarısı kararnameleriyle yönetilemez. Bir gece yarısı kararnamesiyle 42 milyon kadının hakkı, hukuku onların elinden alınamaz"
Meral Akşener- İYİ Parti Genel Başkanı
"Kırk yılın başı doğru bir iş yaptılar; ondan da vazgeçiyorlar. Buradan sormak isterim: Kadınlarımızın durumu ortadayken, yapılacak daha çok şey varken niye geriye adım atıyorsunuz? İstanbul Sözleşmesi'nin nesinden rahatsızsınız muhteremler? İstanbul Sözleşmesi diyor ki; 'Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek için gerekli yasal tedbirler alınmalıdır.' Bundan mı rahatsızsınız? İstanbul Sözleşmesi diyor ki; 'Devlet, kadına şiddeti önleyecek etkili ve kapsamlı politikalar geliştirmelidir.' Bundan mı rahatsızsınız? İstanbul Sözleşmesi diyor ki; 'Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli finansman ve insan kaynağı sağlanmalıdır.' Bundan mı rahatsızsınız? Sözleşme diyor ki; 'Kadının, erkeklerden daha aşağıda olduğuna dair ön yargılarla mücadele edilmelidir.' Bundan mı rahatsızsınız? Allah'ın huzurundaki gibi eşit olmaktan mı rahatsızsınız? Yoksa insan olmaktan mı rahatsızsınız?"
Ekrem İmamoğlu - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
"Her gün kadına yönelik şiddet haberlerinin olduğu bir ülkede bir gece yarısı #İstanbulSözleşmesi'nden çıkıldığının duyurulması çok acıdır. Bu, her görüşten kadının yıllardır verdiği mücadeleyi hiçe saymaktır. Her şeye rağmen kazanan "eril akıl" değil kadınlar olacaktır" dedi.
Mansur Yavaş – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
"Eşitlik, adalet ve vicdana dair ne varsa yaşatmak en büyük sorumluluğumuzdur. Ankara'da kadınlarla yan yana yürümeye, adil ve eşit yarınları beraber inşa etmeye devam edeceğiz."
Kadem'den dikkat çekici açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bakraktar'ın başkan yardımcılığını yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi hakkında bir açıklama yaptı.
İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz.
Eleştirilere Hükümet kanadından cevap geldi
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk "Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Aslolan ilkelerdir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da sıfır tolerans ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz." derken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu "Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz." açıklaması yaptı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de, "Uluslararası sözleşmelerin onayı ve yürürlüğe konulması usulü hukukumuzda açıktır. TBMM katılmayı onaylar, yürütme de bunu bir kararla yürürlüğe koyar. Yürürlüğün aynı şekilde durdurulması ve feshi, yürütmenin yetkisindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığımız tamdır. Mağdurlar hakkında adli süreçteki koruma halkasını her geçen gün daha da güçlendiriyoruz.
Bizim için kadına yönelik şiddetle mücadele, bir insan hakları mücadelesidir. Bu anlayışla tüm kurumlarımızla birlikte insanımızın onurunu, aileyi ve toplumsal dokumuzu korumaya kararlılıkla devam ediyoruz." dedi.