Siyasetin gündemi yumuşama. Meclisteki partiler, yandaş ve muhalif medya yumuşamayı tartışıyor. Kimileri, gereklidir, derken diğerleri karşı çıkıyor.
Yumuşama nedir, kimin için yumuşuyorsunuz, soruları bir tarafa! Demek ki siyasette bir sertleşme sorunu vardı ki, şimdi yumuşama başlığı konuşuluyor.
Sahi kimin için birbirinize sertleşmiştiniz ki, birbirinize karşı hain, namusuz, işbirlikçi, katil, terör besleyicisi, dış güçlerin oyuncağı gibi sokakta bile kullanılmayan kelimeleri cümle içinde vurgulu olarak kullanıyordunuz?
Dün siyasilerin birbirlerine sertleştiklerinde devlet ve milletimizin gündemi ekonomik çöküş, gelir adaletsizliği, mülteciler, terör, sınırlarımız dibine kurulan terör devletçikleri, sağlık ve eğitimdeki sorunlar ve de adaletsizlikler, yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk vardı.
Bugün yumuşamaya karar vermişler! Ama gündemimiz yine ekonomik çöküş, gelir adaletsizliği, mülteciler, terör, sınırlarımız dibine kurulan terör devletçikleri, sağlık ve eğitimdeki sorunlar ve de adaletsizlikler, yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk var.
Demek ki bu iş, sertleşme veya yumuşama işi değil. Bu iş (devlet ve insan yönetimi) akıl işi, proje işi, zeka ve cesaret işidir.
Benim şahsi görüşüm devlet ve millet adına bir modeli, projesi olan ve bu model dünya çağında kabul görmüş tek parti Bağımsız Türkiye Partisidir.
Zeka ve cesaret başlığında ise tek adayım, BTP lideri Hüseyin Baş'tır.
Dışarıya karşı hep yumuşaktılar
Bugün yumuşama mesajları veren siyasetçiler ve sözcüsü konumundaki medya birbirlerine karşı en çok sertleştikleri dönemlerde bile dışarıya karşı hep yumuşaktılar.
İşte ABD, işte AB, işte NATO, işte İsrail, işte Büyük Ortadoğu Projesi, işte dinler arası diyalog ve medeniyetler projesi.
Ya hu! PKK'ya resmi olarak ev sahipliği yaptılar. En değerlimiz, Allah (c.c) ve Resulünün emaneti Kutsal Kitabımıza saldırdılar, yaktılar, hakaret ettiler.
Bizim en dincimiz, en milliyetçimiz, en Atatürkçümüz kalktı ve İsveç'e evet, dedi.
Demek ki bizim siyasetçileri sertleştiren, yumuşatan birileri var.
İsrail örneği
12 Eylül 2011: Erdoğan: "Bir Cuma Gazze'ye gideceğim"
23 Mart 2013'te 'Gazze'ye gideceğim'.
14 Nisan 2013: 'Tarih kesinleşti mayıs sonu gibi Gazze'ye gideceğim'.
17 Temmuz 2014: 'Gazze'ye gideceğim'.
10 yıl bilmem kaç Cuma geçti. İzin çıkmadığı için gidemedi.
Ekim 2023'te bu kez Devlet Bahçeli, 'Gazze'ye gideceğim. Sapan yapıp, Filistinli çocuklarla taş atacağım' dedi. İzin çıkmadı.
Özgür Özel geçtiğimiz Şubat ayında yaptığı açıklamada 15 Nisan'da, Filistin'e gideceğini açıklamış ve sosyal medyadan şu mesajı paylaşmıştı;
"Erdoğan, siz kulağınızın üstüne yatarken Filistin meselesi CHP'nin meselesiydi, devrimci gençlerin meselesiydi, yine bizim meselemizdir.
Ben Gazze'ye gideceğim! Bahçeli'yi de çağır beraber gidelim, meseleyi bütün dünyaya anlatalım. Var mısın, yok musun?"
Büyük patron, ona da gidemezsin, dedi ve gidemedi.
Bunları neden yazdım? Çünkü milletin önüne geçen siyasilerimiz sertleşme, restleşme ve yumuşama gündemleri asıl gündemi arkaya veya masa altına almaya yöneliktir ve maalesef iktidar ve muhalefetin söz ve icraat sınırları, Ankara'dan değil çok uzaklardan çizilmektedir.
'Erdoğan'ın yumuşama mesajı içeriye değil dışarıya'
"Erdoğan iç siyasette yumuşama sergilemiyor bunu anlamamız lazım. Erdoğan dışarıda bir yerlere karşı yumuşama sergiliyor. Faiz artırımı, söylem, dil, sığınmacı hususu en önemli gündemler biri, ekonomi politikalarını çevirdiği rota, bunların tamamı küresel emperyalist mantığın, Türkiye'den bir şeyler isteyen mantığın Erdoğan'a dayattığı unsurlardır.
Şimdi yumuşama dedikleri, yumuşamayı niye istemiyorsunuz diye itiraz ettirdikleri şeyler, aslında Erdoğan'ın iç siyasetteki ortamı yumuşatması değil, Erdoğan'ın dışarıya karşı yumuşakça davranıp o grupların, o güçlerin taleplerini yerine getirme çabasıdır.
Bu yumuşamanın bir başka yansımasını da yakın vadede Türkiye'de özelleştirme defterlerinin yeniden açılarak Türkiye'nin varlıklarının, kaynaklarının yabancı unsurlara, yabancı güçlere peşkeş çekilmesi olarak gazetelerde okuyacağız…
'Yumuşama isteyen toplumdan gelen taleplere kulak verir'
Siyasette yumuşama çağrısı yapan birinin toplumun bu kadar rahatsız olduğu hususlara sert tepkiler, reaksiyonlar vermesi mantıksız değil mi?
Mantık olarak eğer yumuşama sürecine giriyorsan, 'Toplumdan yükselen seslere kulak vereceğim ve bu yükselen seslerin dertlerini çözeceğim' demiş olman gerekiyor ama siyasette yumuşama, CHP'nin genel başkanıyla oturup kalkmaktan ibaret!
Demek ki bu CHP'ye de yetiyor, AK Parti'ye de yetiyor, Erdoğan'a da yetiyor!
Yine başa dönelim; bu bir yumuşama falan değil, bu başka yerlere mesaj, pastayı kendi aralarında pay etme çabası. Ülkeyi pasta gibi görürsen bunu pay etmek için kendine muhatap bulursun ve onunla yürürsün." (BTP Lideri Hüseyin Baş)
- Haydar Baş’ın, FETÖ ve yandaşları ile mücadelesi -4- / 25.07.2024
- Haydar Baş’ın, FETÖ ve yandaşları ile mücadelesi -3- / 24.07.2024
- Haydar Baş’ın, FETÖ ve yandaşları ile mücadelesi -2- / 23.07.2024
- Haydar Baş’ın, FETÖ ve yandaşları ile mücadelesi -1- / 22.07.2024
- Hadisler ışığında İmam Hasan ve İmam Hüseyin / 21.07.2024
- ‘Türk milletinin merkezindeki otorite Atatürk'tür’ / 20.07.2024
- Hakan Fidan hangi ruhtan bahsediyor? / 19.07.2024
- Kerbela hak ile batılın mücadelesidir / 17.07.2024
- İmam Hüseyin maddi-manevi şifadır / 16.07.2024