İnsanımız, Prof. Dr. Haydar Baş liderliğindeki Bağımsız Türkiye Partisinin "Hakkına sahip çık" çağrısını duydu. Emekçilerimiz 950 TL'ye mahkum olmadığının farkında. Annelerimiz, biz insan eğitmeniyiz, evimizin gönüllü işçisiyiz, diyor ve hak ettiği saygı ve sevginin yanında mali özgürlüğünü de istiyor. Çocuklarımız ve bu ülke nüfusuna kayıtlı vatandaşlarımız ha keza. Milletimiz hakkını arıyor. Bu haklı hak arayışını vaat değil taahhüt eden tek parti var. O da Bağımsız Türkiye Partisi. Sokaklardayız. İnsanımız, bize inanmış durumda. Ama yoksulluğa mahkum edildiği için 5.000 TL'yi duyunca bir şok geçiriyor. Çakallar hariç bir çoğu haklı olarak "nasıl vereceksiniz" sorusunu soruyor.Babamdan örnek veriyorum. Allah (c.c) anne ve babamdan razı olsun. Bütün ömürlerini bizleri okutmak, büyütmek, aile sahibi yapmak için vakfettiler. Artvin'de doğduk, büyüdük, okuduk. Dört kardeştik. Babam işçi olarak çalışırdı. Haliyle yaşam zordu. Yaz boyu annem, köyde patates, fasulye ve diğer ürünleri eker, büyütür ve kışa hazırlık yapardı. Yoksa tek maaşla asla geçinemezdik.Diğer yandan babam sabahları eve gelirdi. Biraz daha büyüyünce öğrendik ki babam, bir yerlerden aldıkları, buldukları tüyolarla sabahlara kadar dağ taş gezip define arıyormuş. Tam 30 yıl boyunca bu arayışı sürdü. Ama netice yok. Babam neden böyle bir arayışa girmişti? Bizleri daha iyi şartlarda okutmak, büyütmek için. Allah razı olsun. Ellerinden gelenin en iyisini yaptılar.Ama düşünün bir kere! Birisi, babama gelip, "boşuna dağ taş dolaşma. Evinin altında, bahçesinde gömü var. Çıkar onu" deseydi. Babam 30 yılını harcar mıydı? Yok, hayır. İşte Türkiye'nin hali de budur. Yıllardır AB'den, ABD'den gelen kişilerin verdikleri talimatlarla ülkemiz ekonomisi yönlendirildi. Belki iktidara gelen anlayışlar, milletimizin huzuru için çalışıyorlardı. Ama kılavuzları yanlış, reçeteleri tedaviden uzaktı. Prof. Dr. Haydar Baş çıktı, dedi ki, ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginlikleri, enerji kaynakları bu millete yüzlerce yıl bakar. Hangi madenlerimizin olduğunu, yerlerini dahi göstererek, hangi enerji kaynaklarımız olduğunu, üretim miktarlarını, elde edilecek gelirleri bile tek tek açıklayarak milletin önüne koydu. Bir tane bilim adamı dahi "hayır, yok böyle bir kaynağımız" demedi. Çünkü akıllı insan gerçeği inkar etmez. Peki, Sayın Baş'a kim itiraz etti? Aklı olmayanlar. Derdi millete hizmet değil koltuklarını muhafaza etmek olanlar. Evet, bunlar Sayın Baş'a itiraz ettiler. Bizim petrolümüz, madenimiz, altınımız vs. yok, dediler. Olmayan şeyleri Yahudi, Siyonist ve emperyalist şirketlere neden yok pahasına sattınız, diye sorunca afalladılar. Vatandaşta meraklandı. Neden sattınız, sorusunun cevabını merak etmeye başladılar. Evet, bu ülkede yok, yok. Her şeyimiz var. Olmayan tek şey "milli iradeyi" temsil eden bir lider ve anlayışın ülkeyi yönetmiyor olmasıdır. Sayın Baş ve kadrosu bu yokluğu da giderip, ülkemizi kâinat devleti yapacaktır. Şehit torunu nasıl da aldanmışYaşlı bir amcayla sohbet ediyoruz. Konu seçimlere geldi. "Amca, senin tercihin hangi yönde". "Evladım, ben dine hizmet edenlere destek veriyorum" dedi. "Yani kime?" "AKP'den başkası var mı?"Hangi dine hizmet ettiklerini tarih tarih, belge belge anlattım. Yok, dinle afyonlanmış bir kere. Uyanmıyor. Siz değerli okurlarımla birkaç gerçeği yeniden paylaşayım? Erdoğan, 2002 seçimi öncesi Of'ta; "Türkiye'de 30'a yakın etnik grup ve 4 hak dine mensup herkesi kucaklıyoruz" dedi.98. 4928 No.lu ve 15.07.2003 tarihli kanunla apartmanlarda kilise açılması resmen serbest edildi. (25173 sayılı Resmi Gazete Yayın tarihi: 19 Temmuz 2003)Eski Başbakan Erdoğan, 2011'de Almanya'da, Yahudi ve Hıristiyanlara nasıl hizmet ettiklerini şöyle anlatmıştı; "1- Bütün imar planlarında eskiden cami yazardı, camiyi imar planından çıkardık, mabet yazdık, çünkü olur ya Hıristiyanların, Musevilerin böyle bir talebi olur.2- Trabzon Sümela Manastırı'nda on yıllardır ayin yapılmazdı. Patrikhane bizden orada ayin yapma talebinde bulundu. 'Yapılacak' dedim ve kendilerine müsaade ettim.3-Van Gölü'nde Akdamar Ermeni kilisesi var, devletin kendi kasasından bunun restorasyonunu yaptırdık.4- Almanlar bana, 'Tarsus'ta bizim bir kilisemiz var, burada yılda bir kez gelip ayin yapmak istiyoruz' dediler, 'niye olmasın' dedim.5- Yetimhane sorunuyla ilgili, Bartholomeos'la beraber yetimhaneye gittim, gezdim ve 'yasal süreci bitirdiğimiz anda burayı size teslim edeceğiz' dedim.6-Rum Patriği Sen Sinod Meclisi üyeleri tarafından seçilirdi. Üyelerin Türk vatandaşı olması zorunluluğu vardı. Son seçimde Sen Sinod Meclisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından oluşmuyordu? Bartholomeos'a 'müracaat etsinler, bunları vatandaş yapalım hiç değilse Lozan'a uysun' dedim."Bülent Arınç, "azınlıklara haklarını vermek boynumuzun borcudur" dedi ve "bugüne kadar 2.5 milyar dolarlık taşınmazı" verdiklerini açıkladı. 742 kilise, 69 manastır, 63 şapel, 24 havra, 18 sinagogu korumaya aldılar, tamirlerine trilyonlar harcadılar.Din hizmeti yaptılar. Doğrudur. Ama o dinin adı İslam değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025