Birkaç makaleden beri sözde soykırım meselesini analiz ediyorum. Bu konuda milli tezimizi haklı çıkaran o kadar çok arşiv ve belge var ki, her birine detaylı girmemiz durumunda yepyeni ansiklopediler ortaya çıkar.Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun bu noktadaki çalışmalarını incelemeliyiz ve takdir etmeliyiz. Şimdi çözüme geçelim.Başta sözde soykırım meselesi olmak üzere, üzerimizde olan bütün baskıları, tehditleri defetmenin tek yolu milli birlik ve beraberliktir.Tabii bu soyut bir ifadedir, somuta indirgeyecek olursak, ülkenin problemlerini çözmede milletine ait değerlerden yola çıkan, milli çözümler sunan, projeler ortaya koyan bir siyasi iradenin ülkede yaşayan her bir ferdini, devletiyle, milletini, askeriyle sivilini tek bilek tek yürek yapmasıdır.Cumhuriyet tarihinde gelen iktidarlarda buna örnek teşkil edebilecek tek dönem Mustafa Kemal Atatürk'ün dönemidir.Atatürk, milli bir ekonomi, milli bir siyaset ve bunun neticesinde de tam bağımsız bir Türkiye ortaya koymuştur.Artık dışarıdan bir kuruş borç almayan, kendi emeği ve üretimiyle kalkınan, her adımda milli çıkarların ön planda tutulduğu, güçlü, dirayetli, onurlu, her türlü bölünmeye dur diyebilen bağımsız bir Türkiye?Peki, bunun ne gibi bir faydası olmuştur? Dilerseniz konumuz olan sözde soykırım açısından irdeleyelim.Ülkemize böyle güçlü bir duruşu kazandıran Atatürk, 26 Şubat 1921 tarihinde kendisiyle röportaj yapan ABD'li gazeteci Clanence K. Streit'in sorusu üzerine, Batı'nın iftira niteliğindeki Ermeni iddiaları karşısında iki yüzlü davrandığını, gerçekleri çarpıtarak Türkiye aleyhine kullanmayla kalkıştığını dile getirmişti.(AA)Yani net bir cevapla bu iddiaları ortaya atanları susturmuştu.O dönemlerde, milli duruşumuz sebebiyle dünya ülkeleri üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğumuzu şu misalle anlatabiliriz:Dışişleri eski Bakanı rahmetli Feridun Cemal Erkin anılarında anlatıyor (Dışişlerinde 34 Yıl - Türk Tarih Kurumu Yayını,1987).Erkin 1934 yılında Berlin'de genç bir diplomat. Türkiye'de Atatürk, Almanya'da Hitler dönemi.Erkin, kitabının 38. sayfasında şunları ifade ediyor:"O sıralarda Werfel isimli bir Çek yazarın 'Musa Dağında 40 Gün' başlığı altında Ermeni olaylarını (soykırım masalını) hikaye eden bir eser yayınladığı duyuldu. Bakanlıktan aldığım bir telgrafta bu kitabın (Almanya'da) satışının yasaklanması ve toplatılmasının sağlanması isteniyordu. Dışişleri'nde Genel Müdür Dieckhof'a giderek bu yolda girişimde bulundum. Dışişleri'nin isteğimiz doğrultusunda harekete geçme vaadiyle birlikte, bu işlerden doğrudan doğruya yetkili Propaganda Bakanı Göbels nezdinde müracaatımın uygun olacağı önerisini aldım. Randevu ile Propaganda Bakanı'na gittim. Bu zat olağanüstü zeka sahibi, söz üstadı bir politikacı idi. Beni dinledi ve derhal gereğini yapacağını vaat etti. Üç gün sonra söz konusu kitabın bütün Almanya'da toplattırıldığı Büyükelçiliğe bildirildi. Tekrar giderek Bakan'a teşekkür ettim. Bakan şu cevabı verdi:'Türkiye ile dostluğumuza en ufak bir gölge düşmemesine o kadar özenliyiz ki, bu hususta her şeyi yapmaya hazırız.'"İşte milli duruşun zirve olduğu Atatürk'ün Türkiye'sinin ağırlığı?Yaşanan bu olay, medeniyeti Batılı ülkelerin bir dediğini iki etmememe, taviz üstüne taviz verme olarak zannedenlere, küreselleşme yalanlarıyla neyimiz var neyimiz yok peşkeş çekenlere, büyüme yalanlarıyla ekonomimizi IMF'ye teslim edenlere Atatürk'ün tokat gibi cevabıdır.Bağımsız ve güçlü bir Türkiye ile hiçbir ülke asla düşman olmak istemeyecektir. Varlığımızın devamı buna bağlıdır.Bu manada, milli projeleri olan siyasilerimize fırsat vermeli, çözümü AB, ABD ve IMF'de arayanları da artık bir kenara koymalıyız. Yıllardan beri çözümsüzlük içinde debelenip duruyorsak bunun sebebi onlardır.Görünen o ki, ne AB, ne ABD, ne de IMF, tek çözüm Bağımsız Türkiye diyen, milli bir ekonomik model ortaya koyan, çözümün sosyal devlet-millet devlet olduğunu ısrarla vurgulayan bir tek lider vardır, o da BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Atatürk'ten sonra milli duruşun adresi Sayın Baş olmuştur.Sayın Baş'ın milli projeleriyle tek bilek tek yürek olmuş tam bağımsız bir Türkiye'nin sözde soykırım gibi iftiralara artık cevap verme ihtiyacı bile kalmayacaktır.Karanlık bütün bulutlar dağılacak, herkes güneşin aydınlığından istifade etmeye çalışacaktır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024