Stratejik ortaklık mı, yoksa?

Bush-Erdoğan zirvesinde sürekli vurgulanan konu "stratejik ortaklık"tı.Eğer gerçekten stratejik ortaksak, karşılıklı menfaatler olması gerekmiyor mu? Mesela ABD PKK kamplarına operasyon yapacak mı? KKTC'yi tanıyacak mı, büyükelçiliğine müsaade edecek mi? Ermeni Soykırımı diye bir şey yoktur, bu safsatadır diyecek mi? Lozan'a göre misakı milli sınırlarınızı kabul ediyorum diyecek mi? Patrikhane ekümenik değildir diyecek mi? Heybeliada Ruhban Okulu sizin milli çıkarlarına zarar verir, yetişen Makarios'lar, Hrisostomos'lar buna örnektir diyecek mi?Bizim siyasilerimiz ulusal menfaatlerimizi çiğnercesine adımlar atarken, ABD stratejik ortaklık için kılını kıpırdatıyor mu?Saddam'ı hiç sevmem, ama Kuzey Irak'a Saddam dönemindeki PKK'ya yönelik yaptığımız operasyonlarımızı ABD kontrolü ele geçirdikten sonra yapabiliyor muyuz? Kendisi de müdahale etmiyor, bize de müsaade etmiyor. Birileri kollanıyor, besleniyor. Ülkemizde son zamanlarda artan terör faaliyetlerinin beslendiği yer Kuzey Irak olduğu iyi biliniyor. Bu nasıl stratejik ortaklık? Sayın Erdoğan ABD'ye giderken basın mensuplarına "Kıbrıs, Beyaz Saray'da benim için bir numaralı gündem maddesi..." açıklamasını yapmıştı, fakat görünen o ki at sineği meselesi kadar gündemde kalamadı.Erdoğan, Bush yönetimine Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) için tam destek bildirirken, Bush da bu destek için şükranlarını ifade etti. GOP'un bir ucunun bize dokunduğunu bilmiyor muyuz? Bu zamana kadar siyasilerimizin verdiği tavizkar destekler ortadayken, Pentagon'un listesinde "Küreselleşmeye tehdit olan ülkeler" içinde hala Türkiye niye var?Acaba Türkiye'nin tek taraflı stratejik ortaklığına ince ayar çekilmek için mi ismi o listede?Herkes iyi biliyor ki bu proje Büyük İsrail Projesi ve eski ifadesiyle "Arzı Mevut projesi"dir. Güneydoğumuzu da oldukça yakından ilgilendirmektedir. İngiliz Gazetesi The Times: "Ancak korkunç gerçek şu ki, Türkiye'yi kaybediyoruz. Fransa'daki Türkiye karşıtları ve Amerika'daki Türkiye sıkıntısı giderek tehlikeli sınırlara ulaşıyor. Ve tüm bunlar tam da, iç gelişmelerin de Türkiye'yi batıdan uzaklaştırdığı bir sırada yaşanıyor" ifadelerine yer verdi.Siyasilerimiz ne kadar talimatlarla da dönseler, her türlü destek sözü de verseler, aziz Türk milletinin mevcut gelişmelere duyduğu tepkiyi dış basın da farketmektedir.Bu millet dış mihraklı oynanan oyunların farkındadır ve bu oyunlara asla müsaade etmeyecektir. Devletiyle, milletiyle, askeriyle siviliyle, yaşlısıyla genciyle bir beraber olup bize miras kalan bağımsız Türkiye'yi gelecek nesillere gururla taşıyacaktır. "Bu vatan bizimdir bizim kalacak" diyenlerin etrafında Kuvayı Milliye ruhuyla kenetleşecektir.