Millet olarsak suşi'yi, Recep İvedik'in filminden öğrendik; İnce, şerit biçimindeki yosun tabakasının içine çiğ balık, yağsız, tuzsuz haşlanmış pirinç ve özel baharat karışımının konulmasıyla hazırlanan Japon yemeğiymiş.
Uşi'yi ise AKP döneminde işgal edilen Ege Adaları, 12 ada başlığı ve topu Lozan'a atarak aklanma çabaları sebebiyle öğrendik.
Uşi (Ouchy) Leman gölü kıyısında, dünden bugüne otelleriyle meşhur, turist çeken İsviçre'nin Lozan kentine bağlı bir semt.
Bu semtin bizler açısında önemi ise 18 Ekim 1912 tarihinde imzalanan İtalyanların Lozan dedikleri, bizdeki kayıtlara ise Uşi anlaşması olarak geçen bir anlaşmadan ötürüdür.
Osmanlı tahtında 5. Mehmet oturuyordu. Bu anlaşmayı, Osmanlı adına Mehmet Nabi Bey ve Rumbeyoğlu Fahrettin imzaladı.
Anladığınız üzere Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir.
Uşi'ye (Lozan'a) giden yol
İtalya siyasi birliğini geç sağladığı için sömürgecilik yarışında geç kalmıştı. Bu açığı kapatmak, ham madde ve pazar arayışı için harekete geçti.
Trablusgarp'ın İtalya'ya yakın olması, Osmanlının artık 'hasta adam' olması ve burayı savunacak güçte olmaması İtalyanları cesaretlendirdi.
Aynen bugünlerde olduğu gibi o günlerde de İtalya, Hıristiyanlara kötü davranıldığını, hak, özgürlük iddiası ile işgale başladı. Ama başaramadılar.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere Enver Paşa, Nuri Coker, Ali Çetinkaya ve Fethi Okyar, Trablusgarp'a giderek yerli halkı teşkilatlandırdı ve İtalyanlara karşı direnişte başarılı oldular.
İtalyanlar, asker ve halkın direnişi karşısında yetersiz kalınca hedef değiştirerek Ege Denizindeki On İki Ada'yı işgal etti.
Böylece Trablusgarp'taki başarısızlığını örtbas etmek istiyor ve Osmanlı'yı barışa zorlamayı hedefliyorlardı. Ama Osmanlı barış imzalamaya yanaşmadı.
Fakat 8 Ekim 1912'de Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği, Osmanlıya saldırdı. Bulgarlar, Çatalça'ya kadar gelmişti.
Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul'a çağrıldı. Haliyle Bingazi ve Trablusgarp direniş cephesi çöktü.
Birinci Balkan Harbi 30 Mayıs 1913'te savaş bitti. Savaş sonrası bahsi geçen devletler, Osmanlının, Balkanlardaki topraklarının çoğunu ele geçirdi. Arnavutluk bağımsızlığını kazandı.
Balkan Savaşı devam ederken Osmanlı, İtalya ile Uşi diğer adıyla Lozan anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı.
Osmanlı bu anlaşma ile Trablusgarp ve Bingazi'yi vererek Kuzey Afrika'daki varlığını sona erdirdi.
Şimdi dikkat edin! Devleti Atatürk değil padişah yönetiyordu.
Bu anlaşma ile İtalyanlar, ilk kez Ege'ye geldi. Yine dikkat edin! Devleti Atatürk değil padişah yönetiyordu.
Bu anlaşma ile vatan parçası Rodos ve On İki Ada geçici olarak İtalyanlara verildi. Dikkat edin! Devleti Atatürk değil padişah yönetiyordu.
İtalyanlar, Balkan savaşları sonrası bu adaları geri verecekti. Vermediler. Yani Osmanlı 'aldatıldı'. Yine dikkat edin! Devleti Atatürk değil padişah yönetiyordu.
Balkan savaşları sonrası Ege'nin kontrolü tamamen Yunanistan'a geçmişti. Yunanistan, İtalya'dan bu adaları da istedi. Ancak İtalya, On İki Adayı vermedi.
Yine dikkat edin! Bu işgal ve paylaşımı Atatürk değil padişah izliyordu.
Ege adaları zamanla Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında sorunlara sebep oldu.
Dönemin güçlü devletleri Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya, Fransa, İngiltere ve Rusya bir araya gelerek adalar hakkında kararlar aldılar.
Dikkat edin! Masada Osmanlı yok!
Alınan kararlara göre Meis (Kızılhisar), Bozcaada ve Gökçeada Osmanlı Devleti'ne bırakıldı. Yunanistan'ın işgal ettiği diğer adalar ise Yunanistan'da kaldı. On İki Ada ise İtalya'da kaldı.
Sonrasında 1. Dünya Savaşı başladı ve İtalya, Uşi Antlaşması'nın geçersiz olduğunu belirterek, On İki Ada'yı işgali bırakmayacağını açıkladı.
Dikkat edin! Devletin başında hala padişah vardı.
Şimdi! 12 Adayı "Lozan'da verdiğimiz" iddia ediliyor. İddia doğru. Evet, 12 adayı Lozan'da verdik ama 24 Temmuz 1923'teki Lozan'da değil 1912'deki Lozan'da.
O Lozan'a imza atan Atatürk hükümeti değildi, Osmanlı hükümetiydi.
Bilgi; 12 Ada silahsızlandırılmak şartıyla 10 Şubat 1947'de Paris Antlaşmasıyla İtalya tarafından Yunanistan'a bırakıldı. Türkiye bu kararı 15 Şubat 1947 tarihinde kabul etti.
Hala anlamayanlara diyorum ki, buyurun (!) anlaşmalarda açık. Yunan bu anlaşmaları da ihlal etti. Mazerette resmi. Çıkın adalara, kurtarın…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024